Tekrar merhaba.
Benim yazmak isteyip de yazamadığım, kafamda toparlayıp da sizlere aktaramadığım o kadar çok konu oluyor ki. Yine dilimizin döndüğü, bildiğimiz, gördüğümüz konuları sizlerle paylaşma gayreti içerisindeyim. İnşallah güzel bildiklerimiz olur, bilmediklerimiz de olmasın zaten.
Hatırlarsanız birkaç gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kendisinden beklenmeyecek iyi çıkışlar yaptı. Ne dedi? “Yeni Anayasa yapalım” dedi. Tebrikler doğrusu. İnanın ben şahsen CHP Genel Başkanı’ndan böyle bir çıkış beklemiyordum. Gerçekten, dileklerini, isteklerini beğendim, samimi duygularla teşekkür ediyorum.
Referandum sürecinde o zaman neden “Hayır” diye bağırdılar bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Şimdi acaba ‘zararın neresinden dönersek kardır’ diye mi düşündü Kılıçdaroğlu.
Ardından kalktı “Başörtüsünü kaldıralım” dedi. Bu da güzel.
Altından kalkamayacağını da anladığı anda kendisi hemen iki tane şart sürdü ortaya. Bu şartlar yerine getirilirse biz de başörtüsünü kabul ederiz deyiverdi.
İyi de be kardeşim. Madem bu kadar demokrattınız da vaktiyle referandum halkın önüne gelmeden, sonucunu bile bile, ülkeyi bu kadar masrafa sokmadan mecliste bu işin çözümüne katkı koysaydınız ya.
Hatırlayalım o süreci. Ne dediler? Bir siyasi partimizin başkanı kalktı “Çay içerler, giderler” dedi. Tamamıyla siyasi nezaketsizlik, meclisin çalışma azmine balta, özgürlük için koşanların ayağına çelme.  Ne derseniz deyin. Daha gelmeden, içeriğinin ne olduğunu bilmeden, çarşı her şeye karşı misali “Çay içerler, giderler”. . Peki sonucu ne oldu? Şimdi baraj altında boğulmayalım diyerekten yüzme öğrenmeye çalışıyorlar.
Ya diğer siyasi partimiz? Onlar da sanki gizli saklı pazarlıklar olacak “Kamera takalım, tüm dünyaya yayın yapalım” diye bağırdılar. .
Yani nedir anlamıyorum ki? Bir tarafta siyasi iktidar ortaya bir şey koymaya çalışıyor, diğer tarafta her türlü yıpratıcı entrika.
Şimdi tüm bu olup bitenlerin, referandum sürecinde söylediklerinin ardından CHP kalkmış daha özgürlükçü yepyeni bir anayasa yapalım diye çırpınmaya başladı. Sayın Kılıçdaroğlu, gerek yok çırpınmaya. Zaten halk Evet, özgürlüklere evet, daha yeni bir anayasaya evet diyerek oy kullandı. Üstelik her türlü dayatmaya rağmen.
Ben size sormak istiyorum. Örneğin, başörtüsü meselesinde arka kapınız olan Anayasa Mahkemesi’ne koşturup ta niye meclis kararını iptal ettirdiniz? Hem yüzlerce evladımız mağdur oldu, hem de devamında iptal edilen kararla yüzlerce öğrenci katsayı girdabında boğuldu gitti. Kanun yapılırken ortaya alternatif üretmeden iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne koştura koştura gidiyorsunuz.
Sonra halka meydanlarda değişiklikleri siyasi bulduğunuzu anlatıp, Hayır deyin diyerek bağırıyorsunuz. Halk buna inanmayınca da ‘Daha da özgür’ yepyeni bir Anayasa yapalım diyerekten ortaya çıkıyorsunuz. Ben şahsen bile gerçekten burada bir samimiyetsizlik seziyorum. Bu davranışı açıkça siyasi buluyorum.
Daha da ötesi hatırlayın, şu anda CHP Milletvekili olan hanımefendi görev yaptığı üniversitede tecrit odaları kurmuş, başörtülü öğrencileri bu odalarda baskı altına almıştı. Şimdi nedir durum? “Biz çözeriz” . . O bayanın düşüncesi hala değişmemiş. Siz başörtüsünü
1.                      Önce zihninizde
2.                      Sonra kalbinizde
3.                      Sonra vicdanınızda
4.                      Sonra partinizin içinde çözün. .
 
Biz zaten çözmüştük, siz düğüm ettiniz. Bu ülkeye hizmet edecek insan çok, siz yeter ki çelme takmayın.
Evet değerli dostlarım unutmadan bir okurum sağ olsun bana kadar geldi eleştiri babında “yahu BDP’yi yazmıyorsun” diyerekten. Şu terör yandaşlarının adını ben ağzıma bile almam. Onları eleştirmek önemsediğimi gösterir. Biz de elhamdülillah vatanını, milletini seven, gerçek milliyetçileriz. Yazamam abi. Ne zaman hizaya gelecekler, ben o zaman yazacağım.
Değerli dostlarım, bu hafta bu kadar. Sağlıcakla kalın, kendinize iyi bakın.
Tekrar görüşebilmek ümidi ile.