Gazetemiz Yerel Güç’ün 16.02.2012 tarihli sayısında yayınlanan “Dur diyebilmek” başlıklı yazımda Adnan Menderes Bulvarı’ndan bahsetmiş ve trafiğin tehlikeli akışına dikkat çekmiştim. Fakat maalesef aynı konuda geçen zaman içinde hiçbir gelişme sağlanamadı.
 
Yaklaşık 10 gün kadar önce burayı yarış pistine çeviren araçlardan biri yüzünden neredeyse bu satırları bir daha yazamaz hale gelecektim. Çünkü kendini bilmez bir sürücünün yaya geçidini yok farz edip beni ezmesine ramak kalmıştı. Bir süre önce ayak bileğimde meydana gelen rahatsızlık dolayısıyla ağır adımlarla yürümek zorunda kalıyorum. Bu durum dıştan bakıldığında da açıkça anlaşılmasına rağmen o bahsettiğim umursamaz sürücü tarafından bende neredeyse trafik terörüne kurban olacaktım. Olay anında sürücüye seslenip durdurmak istememe rağmen sürücünün hızla yoluna devam etmesi belki de o an ateşlenecek kavganın önüne geçmekten öte hiçbir fayda sağlamadı.
 
Yine yaklaşık bir hafta kadar önce de bir arkadaşımın eşi ile birlikte söz konusu caddeye doğru ilerlerken bu caddeyi Formula pisti zanneden bir başka sürücünün kullandığı aracın çarpması sonucu her iki araçta da hasar meydana geldi. Hatta bununla kalmadı. Arkadaşımın eşi kaza sebebiyle beyin sarsıntısı geçirdi. Ve hala kendine gelmeye çalışıyor.
 
Çok kısa aralıklarla bizzat yakından yaşadığım bu iki olay ve bunun dışında gözümün önünde gerçekleşen onlarca olaya rağmen bu caddedeki benzer şikâyetleri bana aktaran kent halkının bu sesine daha ne kadar duyarsız kalınacak bilemiyorum.
 
Yıllar öncesi Anadolu Caddesi’nde meydana gelen bir kazada yaşamını yitiren bir bankacı genç kardeşimizin ölümü ile söz konusu kaza yerinde ışık sistemi kurulmuştu. Bu yaşananlar karşısında Adnan Menderes Bulvarı’nda hız tümseği ya da benzeri bir tedbirin alınması için mutlaka bir can kaybına mı gerek var. Bu konuda yetkililerin gerekli duyarlılığı göstererek tedbir alacakları düşüncesindeyim. Umarım bir can daha kaybetmeden gerekli tedbirler alınır da çok geç kalınmış olmaz.