(Önceki yazılarda DATAİZM nedir? Yaşadığımız pandemi süreci ile bağlantısı var mıdır? Kaynağı kimlerdir ve bizimle ne ilgisi olabilir? Suallerinin cevabını aramıştık.
Konuyu tam kavrayabilmek ve insanlığın yaratılış hikmetine anlayabilmek için Kur'an'a müracaat ederek âyetlerinde gezinti yapmıştık.)
İnsan, çok yüksek donanımlı yaratılmıştır. Bu donanımın data merkezi beyindir. Beyin, aynen bugünkü teknolojiden benzeşim ile dünya hayatı boyunca kullanabileceği tüm bilgiyi alt yazılım olarak yüklenmiştir.
Bilim insanlarına göre, 21.nci yüzyılda insanoğlu beyin kapasitesinin maksimum %10’unu ancak kullanabildiği iddia edilmektedir.
Gerçi bu konu yine bilim dünyasında çok tartışılan bir olgudur.
Bu konuda benim fikrim biraz daha farklıdır.
Yetişkin bir insanda yaklaşık 100 trilyon hücre bulunmaktadır.
Bu 100 trilyon hücrenin yine yaklaşık 80 ila 100 milyar arası beyinde bulunmaktadır.
Vücudumuzdaki hücreler sürekli yenilenir, ancak beyin hücreleri en uzun ömürlü hücrelerdir.
Beyin her yeni gelen bilgiyi kaydeder, depolar.
Hiçbir şey kaybolmaz, silinmez.
Bizim unuttuğumuzu sandığımız bilgi, dosyasını bulamadığımız bilgidir.
İnsan beyni yaratılışta, tam kapasite olarak alt yazılım donanımıyla desteklenmiştir.
Buna delil olarak Kur'an'da geçen ayetleri gösterebiliriz.
(Bakara suresi 31.ayet, yunus suresi 14.ayet, enam suresi 165.ayet, fatır suresi 39.ayet, sad suresi 26.ayet)
Bütün bilgilerle donatılan ve yeryüzündeki diğer varlıkları yönetip, kullanma yetkisi alan insanda böyle yüksek bir özelliğin olması akıl dışı değildir.
Üstelik Allah (c.c), insandaki bu kapasitesinin yüksek oranda ve doğru olarak kullanılması konusunda sık sık uyarır ve öğüt verir.
Kasas suresi 51. Ayette “ And’olsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye sözü ( Kur'an'ı ) göndermişizdir.”
Yine kasas suresi 60.ayette “ size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi? “
Ve yine mü'minûn suresi 80.ayette “ ... Gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız? “
Diyerek, beyindeki akıl işletim sistemini insanın yaratılış amacına uygun kullanılmasını öğütler.
Bununla beraber onlarca ayette, “... düşünmez misiniz?...”, “.... akıl etmez misiniz?...” gibi akıl nimetini kullandırmaya yönlendirici uyarılar vardır.
Mükemmel olarak tasarlanarak insan için hazırlanmış bu nimetin doğru olarak kullanılması gereğini bir misal ile anlamaya çalışalım.
Diyelim ki; gelişmiş bir otomobil fabrikası ürününün mükemmelliğini kanıtlamak için, başarılı ve şampiyon otomobil yarışçısına son model ve muhteşem bir yarış arabası hediye eder.
Bununla yarışa katılması için pist hazırlanır ve geniş bir organizasyon tertip edilir.
Yarışçı, pistte yarışmak yerine yarış arabasını garajda tutsa akıl bunu kabul eder mi?
Aynen bu misalde olduğu gibi, akıl nimetiyle diğer varlıklara üstün kılınmış olan insan, bu özelliğini var oluş amacına uygun olarak kullanmakla yükümlüdür.
Eğer doğru verilerle yüklenmez, doğru işletim sistemleriyle çalıştırılmazsa program bozulur ve karışır.
Yani, hackerler tarafından hacklenir, virüs bulaşır ve program amacına uygun çalışmaz.
İşte insanlık 21.ci yüzyıl eşiğinde böyle bir bozulmaya doğru sürüklenmek istenmekte.
Sömürü düzeni ile başlayan akım, savaşlarla devam etti.
Yenidünya düzeni masalı ile 80 yıldır, dünyanın şifresi bozuldu.
GDO'lu yiyecekler ile başlatılan, ilaç endüstrisi ile kontrol altına alınan insan, terörizm ile sindirilerek, eğlence ve sinema ile uyutularak, tüketim çılgınlığı ile sarhoş edilerek, medya ile ipnotize edilerek ve şimdi de covid – 19 pandemi sürecinde ölüm tehlikesi ile korkutulup tüm dünya emir altına alındı.
Şimdi tüm dünya, aynı anda aynı merkezden gelen emirlerle yönlendirilmeye çalışılıyor.
İtiraz edenler ötekileştirilip cadı avı başlatılıyor.
İnsan insana bunu yapar mı?
Peki, bunu neden yapsınlar?
Eğer beyne virüs girip işletim sistemi bozulduysa, komuta merkezi insandan çıkmış demektir.
Görünüşte mükemmel, eğitimli, modern, hümanist, zengin ve zirvede gibi görünenler aslında beyinleri hacklenmiş kölelerdir.
Beyin ve kalp insanın iki temel makinesidir.
Sistemde koordineli olarak çalışırlar.
Bir manada kalp, beyne gelen verileri denetler. Kabul eder, reddeder veya şüphe eder.
Bu değerlendirilmeye göre veriler beyinde tasnif edilir.
Beyin her gelen veriyi kabul etmekle yükümlüdür. Bu yüzden algı, olgu, empoze, eğitim, terbiye, korku, heyecan, sevinç vs veriler beyinde yerleşir.
Kalp ise, bunlardan hangisinin ne şekilde kabul edilip uygulanacağı yönünde karar merkezidir.
Kalp, yaratılış hikmeti olarak kolay kolay hacklenemez. Ama yukarıda verilen misaldeki yarışçı gibi yarış arabasını garajda tutmakta ısrar eder iradesini o yönde zorlarsa, kalp direnmeye devam edemez.
Kalbin teslim olması demek, kalenin fetih olmasıdır. Kale kimin tarafından fetih olunduysa ruh oraya ait olur.
Yine bu konuda bir ayet okuyalım:
“And olsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” Kaf suresi 16.ayet
Bir başka ayette ; “ ....Allah ve resulüne uyun ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer........” enfal suresi 24.ayet.
İnsan, kalbindeki Allah (c.c) ile olan bağını keserek, kendinde güç, kudret, ilahlık taslamaya başladığında, Allah'ın insanın düşmanı ilan ettiği şeytan devreye girer ve kaleyi feth ederek ruhu satın alır.
Dataizm teorisi burada devreye girer. Bir takım hümanist, bilimsel, modern yaşam ve özgürlük makyajlarının arkasından insan nesline bir savaş çığırı açmak üzere kurgular oluşturur.
Nasıl bitkilerin tohumlarına müdahale edilerek yeni türler meydana getirildiyse, insanın ana rahmindeki spermlerine de müdahale edilerek DNA’ları farklı nesiller yaratmak ( bu kelime buraya uygun olduğundan kullandım ) çalışmaları hız kazandı.
Peki !... bu mümkün mü?
Dataizm teorisinin büyüsüne kapılarak onun peşinden koşanlar, ne kadar eğitimli, hümanist, modern, zengin, güçlü ve şöhretli gibi görünseler şeytanın esiri olmuş köleleridir.
( Fransa ve Hollanda' da islamofobi politikalarının altındaki gerçek niyeti takip ediniz. )
Komplo teorilerinin merkezinde, dünyanın egemen ve söz sahibi gücü de olsalar bu uğraşlarında İnşallah başarılı olamayacaklardır.
Onların tuzakları ve büyüleri yakın zamanda bozulacak ve insanlık bu tehlikeden kurtulup, huzur ve barış ortamında özgür bir şekilde normal yaşamına devam edecektir.
Ama biz, dataizm komplocularının planlarını ortaya döküp deşifre etmeye devam edeceğiz.
Neslimizi ve geleceğimizi korumak adına uyanık olup, beynimizi onların saldırılarından ve etkilerinden korumak için kalbimizi fabrika ayarlarının dışına çıkarmamaya özen göstermeliyiz.
( haftaya, bilim kurgu filmlerindeki zombi insanlar gerçekten planlanıyor mu? Kur'an' da buna işaretler var mı? .....devam edecek )