Şüphesiz Yüce Allah insanı dünya hayatında hayra ve şerre yönelebilecek kabiliyette yaratmıştır. Allah bu kabiliyeti verdiği insana kötüyü ve şerri yasaklamış, iyiyi ve hayrı yapmasını emretmiş, iyilik ve hayrı yapanlara mükâfat, kötülük ve şerri yapanlara ceza vaat etmiştir.                                                                  
Allah’ın doğruluk ve iyiliği seçmesi için insana verdiği akıl ve irade nimetine rağmen insan, ölümsüz bir dünya hayatı içgüdüsü, dünya hayatının cazibesi, ahiret hayatını düşünmeme, dilediği gibi hareket etme ve şehevi arzularını tatmin etme duygusu, olumsuz ve kötü örneklerin çokça bulunması, nefis ve şeytanın da vesveseleriyle günah işleyebiliyor. Yüce dinimiz İslam, yasak olan fiilleri yani günahları bildirmiş, gerek Kur’an’da gerek de hadislerde büyük ve küçük günah ayırımı yapmıştır.                                                               
Büyük günah; Allah’ın yapılmasını yasak ettiği her fiil; haram olduğuna dair Kur’an’da ayet bulunan yasak fiil; işleyene ceza gerektiren suç; hakkında kıyamet gününde cehennem olduğu bildirilen suç; Allah’ın gazap ve lanetini gerektiren günah şeklinde tarif edilir.                                  Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde “O kimseler ki ufak tefek kusurları dışında büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan kaçınırlar” buyurmaktadır. Ayette de bahsedildiği gibi büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan kendimizi koruyacağız. Sahabeden Abdullah ibni Mesud, en büyük günahın ne olduğunu merak etmiş ve peygamberimize; “Allah katında en büyük günah hangisidir?” diye sormuş, Peygamberimiz (s.a.v) de “Seni yaratmış olduğu halde Allah’a şirk koşmandır” buyurmuştur. Peygamberimiz bir hadisinde “Büyük günahlar şunlardır: Allah’a ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek, yalan yere yemin etmek” diye buyurmuştur. Peygamberimiz başka bir hadisinde “Helak edici yedi günahtan sakının” buyurmuş, sahabenin “Nedir onlar ey Allah’ın resulü” diye sormaları üzerine Peygamberimiz “Allah’a ortak koşmak, sihir yapmak, bir kimseyi haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında savaştan kaçmak, kadınlara zina iftirasında bulunmaktır”    buyurmuştur.                                             
Günah, sonsuz kudret sahibi Yüce Allah’a bir isyandır. Onun engin rahmetine karşı bir perdedir. Günah, insanın duygu ve düşünceleri üzerinde olumsuz etki yapar, kalbinin kararmasına sebep olur. Günah, hem şahsi hem de sosyal hayatı bozan manevi bir hastalıktır. Günah, insanın Allah’a olan meylini köreltir, kötü temayüllerinin önünü açar, kalbine huzursuzluk verir, gönlünü bulandırır, kişinin iç dünyasını maddi ve manevi hayatını karartır. Özü itibariyle günah, vicdanı sızlatan, vicdanın benimsemediği bir olaydır. Günahın insan hayatındaki maddi ve manevi olumsuz etkilerinden dolayı, mümkün mertebe dikkatli olup günahlardan uzak durmalıyız. Hayatımızı Allah’ın emir ve yasaklarına riayet ederek düzene koymalıyız. Velev ki bir kul, insani zaaflardan ve cehaletten dolayı günah işlemişse hemen tövbe edip pişman olup Allah’tan af edilmesi için dua etmeli, bir daha günah işlememek için dikkat etmelidir. Her ne olursa olsun Allah’ın rahmetinden ümit kesilmeyeceğini Allah Teâlâ kendisi bize Kur’an-ı Kerimde şöyle haber veriyor. “De ki ‘Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”                                                                            
Peygamberimizin bir kutsi hadisiyle yazımı bitirmek istiyorum. Peygamberimiz Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir. “Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.”