Son yıllarda insanların günümüz şartlarından dolayı psikolojik tedaviye ihtiyaçları olduğunun düşünenlerdenim. İnsanlar, salonlarımıza ben terapiye geldim diye uğrarlar. Özellikle bayan kuaförlerinde sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Eşiyle tartışır, sevgilisinden ayrılır, kendini kötü hisseder gibi durumlarda ilk uğradığı yer bizim salonlarımızdır. Çok rahat bir şekilde ben terapiye geldim diye size sorunlarını paylaşır ve rahatlamış bir şekilde salonumuzdan ayrılır. Tabi paylaştığı şeyler çok özel de olabilir. Bizde bu özel şeyleri bir doktor hasta ilişkisi gibi her şey salonda kalacak şekilde saklarız. Erkek müşterilerde durum daha farklıdır. Müşterilerimiz daha çok gerçekten saçının ve sakalının uzadığı için geliyor. Yani canı sıkıldığı için ya da farklı bir durum için gelmiyor. Sohbetler de biraz farklıdır. Erkekler daha çok erkek erkeğe paylaşacak sohbetleri, iş, güç gibi hayatın içinden şeyleri paylaşır. Berber salonlarında bayan salonlarından farklı olarak berber daha çok konuşuyor hatta halk arasında “berber ağzı olmayan berber ekmek yiyemez” derler. Yani sürekli soru soran dert yanan birçok şeyi bilen berberdir. Gerçi son yıllarda erkeklerde kendilerine daha iyi bakmaya yüz maskeleri, kaş aldırma, maske, manikür pedikür yaptırmaya başladılar. Dolayısıyla salonlarda daha çok zaman harcamaya başladılar. Spor, siyaset, ticaret gibi konular konuşulur. Bayan kuaförü salonlarında ise biraz daha resmi ve daha çok soru soran ve bir arkadaşının saçıyla ilgili ya da ünlülerin saçlarıyla ilgili değişik değişik sorular sormaya çalışan taraf bayan müşterilerdir. Sonuç olarak işletmeci yani usta kişi hep dinleyen paylaşan en önemlisi sürekli kendinden ödün veren kişidir. Bence bizim terapiye ve düzenli psikolojik tedaviye daha çok ihtiyacımız vardır. Çünkü ne sosyal bir yaşamı, ne düzenli bir aile hayatı ne gecesi ne gündüzü belli. Zaten meslek her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Günümüz ekonomik şartlarına bağlı olarak psikolojik bozuklukları biraz olsun azaltmak için, bağlı olduğumuz derneklerimiz, yıl içerisinde birkaç kez bile olsa üyelerine topluca okullarımızdan rehber öğretmenler ya da doktorlardan destek alınıp bu ihtiyacı karşılayabilirler. Her zaman olmasa da dönem dönem birçok sorunumuzu ortadan kaldıramazsak bile paylaşabilir ve rahatlayabiliriz. Meslektaşlarımızın gerçekten öyle küçük terapilere ciddi bir şekilde ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Yazılarımda hep bahsettiğim; meslekte başarı elde etmek için birliği, beraberliği, dostluğu, arkadaşlığı tesis etmek ve bunun takibinde düzenli eğitimlere ihtiyacımızın olduğunu unutmamalıyız. Meslektaşlarıma sesleniyorum bizlerinde hayatın bütün güzelliklerinden faydalanmaya hakkı vardır. Bunun da alt yapısını hazırlayacak olan bizim bağlı olduğumuz kurumdur. Seçeceğimiz yöneticilerin vasıflarına bakıp bizlere neler verebileceklerine bakmalıyız. Ama önce haydi hep birlikte terapiye. Unutmayalım ki sağlıklı beyin demek yaşam, neşe, huzur, mutluluk sonucunda ekonomik kazançlar demek. Aydın’ca kalın.