Her hafta sitem dolu dert dolu yazı yazmak benimde işime gelmez, en azından istemezdim. Ama yazmak, yine yazmak yine yine… Bir gün meslektaşlarımdan ya da başka birilerinden, kardeşim nedir senin derdin sana ne milletin halinden diye sorsalar; kendimle ilgili bir sorunum, bir isteğim olamaz.
Ancak mesleğimle, meslektaşlarımla ilgili sorunum, sorunlarım var. Ey ahali duyun beni memlekette erkek berberliği bitti bitiyor. Batan geminin malları bunlar yerine batan berberlerin tıraşları bunlar diye bağırırlarsa şaşırmayın.
Hakikatten ayıp, bu mesleği bu hale getiren meslektaşlarıma ve yöneticilerime ayıp. Nereden çıktı bu konu diye sorarsanız; devlet hastanesine şube olarak açtığım bay ve bayan kuaför salonum için kalfa arayışı içerisine girdim. Birçok meslektaşım müracaat etti bana. Hepsinin sorunları birbirine çok yakın. Sigortam olsun, evime götürecek kadar para kazanayım yeter bana diyorlar. Bu sıkıntıları meslektaşlarımdan dinlemek canımı çok acıttı. Sanatkar ustasının hali böylemi olur. Birçok arkadaşımdan duyuyorum mesleği bırakıp fabrikalara müracaat eden berberleri. Belki çok büyük paralar kazanmazlar ancak hayatını idame ettirecek kadar kazanmalı. Bunun bir çok nedeni var birincisi geçmişte oda yönetimi hak etmediği halde kalfalık belgesiyle salonların açılmasına göz yummuştur ya da görmezlikten gelmiştir. İkincisi çok ucuz çalışan salonların çoğalması. Çoğalmasındaki neden ise yıllardır süre gelen kalfa ücretlendirmeleri ve gereğinden fazla salonların açılması. Şu an Tire’de ihtiyaçtan çok fazla berber salonu var. Bu da haksız rekabetlerin oluşmasına sebep olmakta. Düşünün bir sakal tıraşı 2 liraya yapan salonlar, bir saç tıraşını 3 liraya yapan salonlar var. Bu paralar içinden kalfa, çırak, ücreti, kira, elektrik, vergi, Bağkur vs ödenip para kazanacaksınız. Allah aşkına bunun hesabını yapıp kar edebilecek bir muhasebeciyi bulun da elini öpeyim, hatta bende bundan sonra hiç konuşmayayım. Bizi idare eden sayın başkanlarımızın keyfi yerinde, umurlarında değil. Aslında benimde umurumda değil diyeceğim ama diyemiyorum. Kendileri emekli olup, oda maaşı, üç beş de salondan geliyorsa yeter. Kim düşünür yeni nesli, kimin umurunda ki. Ben sorumlu bir insan olarak bu kadar sorumsuzluğa tahammül edemiyorum, etmeyeceğim de. Sonuna kadar mücadele edip ne gerekiyorsa yapacağım. Bizler emekçi insanlarız, nasıl ki insanlar sokaklara dökülüp hakkını arıyorsa bende uyuyan yöneticilere ve kaderine razı gelmiş meslektaşlarıma seslenip gerekenlerin yapılması için mücadele edeceğim. Uyanın berberler uyanın, birlik olun, kimse hakkınıza tecavüz etmesin, mücadele verin. İnşallah bir gün hakkını arayan meslektaşlarımı görür de bende oh derim.
AYDINCA KALIN.