Fıkra bu ya, kadının biri papağan almak için bir dükkâna girmiş. Güzellerinden bir papağan seçip, dükkâncıya sormuş:

-Güzel de konuşuyor mu? Bir dinlesek.

Dükkâncı, konuşsun diye yüzüne bakınca papağan konuşmuş; ancak, biraz küfürbazmış:

-Hoş geldin orospu!

Kadın ne olduğunu bilememiş. Görünüşünü çok beğense de doğal olarak küfürbazlığı hoşuna gitmemiş. Dükkâncının dur mur, demesi de kâr etmemiş.

 Kadın, papağanı yine de ertesi gün gelip alacakmış, ancak bir şartla; küfrü bırakırsa. Dükkâncı da para kazanacak ya, kadın gidince başlamış papağanı küfürden vazgeçirmek için uğraşmağa:

-Bana bak, demiş, kadınlara hanımefendi, denir. Bundan sonra öyle söyleyeceksin. Bir daha küfürlü konuşursan da seni cezalandırırım. Anladın mı?

Papağanın oralı bile olmamış. 

Ama adam ısrarcı:

-Söyle bakayım kadın gelince ne diyeceksin?

Bizimki, dükkâncının yüzüne bile bakmadan:

-Hoş geldin orospu, diyeceğim. 

Dükkâncı bakmış sözü dinlenmiyor, bir kova su getirmiş. Korkutmak için, papağanın başının suya sokup, bir süre bekletmiş bir daha sormuş:

-Kadın gelince ne diyeceksin?

-Hoş geldin orospu.

Olmayacak, daha uzun tutup yine sormuş:

-Ne diyeceksin?

-Orospu.

Yok, olacak gibi değil, bu kez son nefesine kadar tutup ne denli ciddi olduğunu göstermiş. Papağanın başı kovadan çıktığında hali perişanmış, şöyle bir silkelenmiş:

-Ne yapıyorsun be? Adamı öldüreceksin.

Çok uzun soluksuz bırakmanın etkili olduğunu gören dükkancı, bir daha sormuş:

-Kadın gelince ne diyeceksin?

Papağanın inadı kırılır gibi olmuş:

-Tamam, tamam, anladık. Hoş geldin hanımefendi, diyeceğim.

 Kadın ertesi gün erkenden gelmiş. Dükkâncı işin tamam olduğunu söyleyince, sevinmiş; ama her olasılığa karşı ben de birkaç soru sorayım deyip başlamış sorulara:

-Söyle bakalım, ben akşam eve gelince nasıl karşılayacaksın?

Papağan işi öğrendi ya, en saygılı tavrıyla:

-Hoş geldiniz hanımefendi.

Bu yanıtı çok beğenen kadın hemen ikinci soruya geçmiş:

-Peki, ben eve geldiğimde yanımda bir erkek varsa, nasıl karşılayacaksın?

Papağan akıllı tabi, yine en kibar haliyle:

-Hoş geldiniz hanımefendi, hoş geldiniz beyefendi.

Kadının memnuniyeti gitgide artıyormuş, bir sonraki soruya geçmiş:

-Ya ben iki erkekle eve gelirsem nasıl karşılayacaksın?

Bu da soru mu papağan için, hemen:

-Hoş geldiniz hanımefendi, hoş geldiniz beyler.

Zorlaşan sorulara da güzel yanıtlar alan kadının mutluluğu görülmeye değermiş doğrusu. Artık son bir soru sorup, alıp gitmeye karar vermiş:

-Haydi, bakalım bu soruyu da yanıtla, evimize gidelim. Ben, eve üç erkekle geldiğimde nasıl karşılayacaksın?

Erkek sayısı üçe çıkışınca şaşırmış papağan; sonra düşünmüş düşünmüş, dükkâncıya bağırmış:

-Patroon, olmayacak; getir şu kovayı!