Bir türkü tutturdu son günlerde Belediye Başkanımız Sayın Tayfur Çiçek ve kıymetli mesai arkadaşları, “Milat olsun”. Yine geçen haftaki yazımda güncel siyasete yönelik yazılarımla arada bir günümüzün olaylarını sizlerle paylaşma gayretinde olacağımı arz etmiştim. Başkan beyimizin bu “Milat” beklentileri, yeni Demokrat Parti yönetimi ile iyice bir gündeme de geldi hani. Hal böyle olunca ben de acaba Milat nedir, benim eksik bildiğim bir detay var mı gibisinden, zaman zaman yaptığım gibi Google Amca’ya danışma gereği hissettim.

Milat, İsa'nın doğduğu gün. İsa'nın doğum tarihine dair net bir bilgi olmamakla birlikte, Gregoryen Takvimi'ne (Miladi Takvim) göre oluşturulmuş zaman çizelgesinde '0' noktası olarak kabul edilir. Bu tarihten önceki tarihler Milattan Önce (M.Ö.) , bu tarihten sonraki tarihler Milattan Sonra (M.S.) olarak tanımlanırlar. Ayrıca İsa'dan Önce (İ.Ö.) ve İsa'dan Sonra (İ.S.) terimleri de aynı anlamda kullanılır.

Google’da böyle yer alıyor. Yani bir devrin, bir dönemin başlangıcı ya da bitişi, sıfır noktası olarak ele alınarak, günümüzde de yeni bir dönemin başlamasına atfen mecazen de kullanılıyor bu kelime. Burada saygıdeğer başkanımız ya da ekibi bunu ne için kullanmış olabilir diye biraz sorgulayayım dedim kendi kendime. Ya da “Milat” olmasını gerektirecek ne var ki? Bu açıdan da bakayım düşüncesinde oldum.

Şimdi, milat toplumuzda en yaygın olarak, “Kötü giden bir sürecin iyiye doğru yönlenmesi, yeni bir başlangıç” gibi algılanıyor ve kullanılıyor daha ziyade. Bu açıdan baktığımızda ise, şu soru aklımıza takılıyor, ‘Kötü giden ne vardı?’. Gerçekten merak ediyorum, her şey güllük gülistanlık değil miydi? Başkan Tayfur Çiçek, kapalı spor salonunu istedi aldı, avukat istedi, 80 bin TL hukuk bütçesi 600 bin TL’lere tırmandı, 4 Eylül Stadı’nın kullanım hakkı geldi, tapusu yolda, Balım Sultan’dan daldı, bilmemkim kadının yaylasından çıktı, 5 yıllık fakülte konseyden geçti, Kent Konseyi’ne başkan oldu, canavar gibi bir kültür müdür var, Edip de Edip diye tutturdu, işe aldı, istemediği, ayak bağı olacak kim varsa etrafında zaten yok… daha uzatalım mı? Eczane inşaatlarına yeniden başladı, tuğlalar döşeniyor… 40 bin TL harcadı hayvan barınağı yaptı, memleketin saygın köpekleri kalsın, ağırlansın diyerek. Dur diyen olmadı ki? Deve güreşine para harcayacağım dedi, ‘Kaç para harcayacaksın, bütçe komisyonuna gitsin, olur mu bakılsın’ diyen de olmadı (Hâlbuki her bir ödemeyle ilgili ve imarla ilgili konu ilgili komisyonlara gider, şeklinde yönetmelik var). Hayır anlamadığım Milat olacak ne var?

O zaman bu Milat başka bir milat. Bunun altında ne var bir türlü çözemedim. Şimdi başkan bey bu yazımı önce okuyup, sonra da avukatlarına okutup ‘Dava açılması muhtemel’ satırları etüt ederken bir yandan kızıyordur bana, ‘Senin başka işin gücün yok mu, samimi niyetle diyalog kuruyoruz, yaranamıyoruz’ gibisinden serzenişlerde bulunuyordur muhtemel. Amelle niyet arasındaki farkı ilkokuldaki çocuklar bile biliyor. İnsanın niyeti sağlam ve salimse ameli de ona göredir.
Sakın, yoksa eczane yeri olması için yapılan dükkanlarla ilgili olmasın bu Milat? Kesin öyle kesin! Vay be İlker, bir de kafam çalışıyor dersin. Sahi, şimdi mecliste muhalefetin çekimser kalması sonucu kabul edilen imar düzenlemelerinin askı itiraz süresi yeni bitti. İtiraz olmayınca da kabul edilmiş, kesinleşmiş oldu ve başkanımız tez elden inşaata koyuldu. Dün gazetemizi arayan arayana, ‘Mahkeme devam etmiyor mu, inşaata nasıl devam ederler’ diyesi…
Ben anlamam, biz yazdık mı gücüne gidiyor kimisinin. Ediyorsa ediyor, koskoca avukatlar, okumuş insanlar bilmeyecek de ne olacağını, biz cahil aklımızla mı bileceğiz ama değil mi?

Valla, miladı bilemem ama üstünüze alınmayın, hicret yakın.

Kim nereye göçerse artık…