MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ, KULLANIM ALANLARI, YETİŞTİRİCİLİKTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Yem bitkilerinin imparatoriçesi olarak da adlandırılan yonca (Medicago sativa L.) yağ, protein ve karbonhidrat sindirimini kolaylaştıran sekiz sindirim enzimini içermekte, toksik maddeleri vücuttan uzaklaştırması ve enfeksiyonlara karşı iyi bir savaşım vermesi gibi önemli fonksiyonlara sahiptir. Kurağa ve soğuğa dayanıklı, besleyici, birim alandan yüksek miktarda verim vermesi ve çok yıllık olması nedeni ile tarımı yaygın olarak yapılmaktadır. Kazık kök yapısına sahip olan ve kökleri oldukça derine inebilen bu bitkide köklerde dallanmaya genellikle rastlanmaz. Köklerin toprak yüzeyine yakın kısımlarında rhizobium bakterilerini taşıyan, azot bağlama yeteneğindeki çok sayıda tomurcuklar (nodüller) bulunmaktadır. Sapta odunlaşma hasat geciktirilmediği sürece görülmez. Salkım şeklinde çiçekleri olan yoncanın helezonik meyveleri içerisinde böbrek şekline benzeyen tohumlar gelişmektedir. Tohum, yaşına göre, bekledikçe koyu renge geçiş olmaktadır. Yonca türlerinin verim ve gelişme özellikleri bölgelere göre ve gen çeşitlerine göre oldukça farklılık gösterebilmektedir. Bu nedenle yonca yetiştiriciliğinde, bölgelere göre uygun çeşit ve ekotiplerin seçilmesi gereklidir.

Yabancı döllenen bir bitki olan yonca, kazık kök sistemi sayesinde farklı yüksekliklerde yetişmekte geniş bir yaylım alanına sahip olmaktadır. Yonca ekimi Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgelerde genellikle sonbaharda, serin iklim koşullarında ise ilkbaharda yapılmalıdır. Ancak toprak sıcaklığı ve nem tohum çıkışında etkili olmalarından dolayı bu noktada önem arz eder. Fide döneminde de hassas olduğu için sonbahar ekimiyle yağışlardan istifade etmek amaçlanmalı, ilkbahar ekimlerinde de kuraklıktan kaçınılmalıdır. Özel bir toprak isteği bulunmamakla birlikte; yetiştiriciliğinde, derin, aşırı tuzlu ve asidik olmayan toprak istenebilir. Çünkü pH değeri kuru ot verimini etkiler. Yonca bitkisinin tohumları çok küçük olduğu için verimli bir çıkış olabilmesi için tohum yatağının iyi hazırlanması gerekir. Ekimdeki kayıpları en aza indirebilmek için ülkemizde sıraya ekim tercih edilir. Derin kök sistemi sayesinde kuraklığa dayanıklı bir bitki olmasının yanında, sulanabildiği koşullarda da verim artışı gözlenir. İlk yıllar sulamaya özen gösterilmelidir. Yonca tarlası ilk biçimin ardına ve ikinci biçimden bir hafta önce olacak şekilde her biçimde iki defa sulanması gerekmektedir. Yonca tarlalarında bozulmalara neden olan başlıca sebepler; yoncalığın yaşlanması, yabancı ot istilası, taban suyu yüksekliği, kireç yıkanması, ağır topraklarda sıkışma, sulama yetersizliği ve su dağılımının düzensizliği, düzensiz ve zamansız biçim yapılması, yersiz otlatma, küsküt sarması, taze ve şıralı hayvan gübresi verilmesi olarak sıralanabilir. İlk yıllında yabancı otlarla mücadelesini desteklemek ve yoncanın şansını arttırmak için karışık ekim de önerilmektedir. En uygun hasat dönemi % 10 çiçeklenme dönemidir. Bu dönemde dekardan en yüksek protein içeriği alınmakta ve kuru ot verimi istenen düzeyde olmaktadır. Biçimin geciktirilmesi halinde kartlaşma ve kök başçığından filizlenmeler, erken yapılması halinde ise köklerde zayıflama meydana gelmektedir. İdeal biçim yüksekliği 5-10 cm olabilirken, bitki boylanması ve iklim özelliklerine göre farklılık gösterebilmektedir. Yonca çiminde yaprak çok önemlidir. Biçim geciktikçe sap kalınlaşır yaprak oranı ise azalır. Çiçeklenme döneminin de geçmesi protein de azalmaya sebep olmaktadır. İçerisindeki yüksek protein oranıyla yeşil ot tüketimi açısında hayvanlara besleyici bir seçenektir. Yeşil olarak hayvana tüketimi yaptırılacak yoncada soldurma işlemi yapılmalı, hayvanda şişme ve hastalanma önlenmelidir. Yonca yeşil ot olarak tüketiminin yanı sıra küp, un, pelet ve kıyılmış biçimde de çiftliklerde kullanılmaktadır. Kış döneminde tüketilmesi için yonca kuru ot ve silaj olarak da değerlendirilmektedir. Besleme değerine göre 1 kg yonca otu 40-45 kg saman otuna eşdeğer düzeydedir. Ülkemizde özellikle tahıl üretiminin de yaygın olduğu bölgeler başta olmak üzere ucuz ve ulaşımı kolay olmasından

ötürü hayvanlara saman yedirilmektedir; yonca, % 15 protein oranıyla samana göre 8 kat fazla değerdedir. Kuru ot eldesinde amaç nemi düşürerek kızışma gibi nedenlerden kaynaklı bozulmaları önlemektir. Yonca da kaliteli kuru ot kriterimiz; nem % 25 ve altı olmalı, yonca kuru otu döndürülerek kurutulmalı ideal neme ulaşıldığında gecikmeden balyalama yapılmalıdır. Tarlada kurutmada; iklim önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmakta serin ve nemli koşullarda kuruma süresi uzamakta, güneşe aşırı maruz kalan kısımlarda renk ve yaprak kaybı meydana gelmekte, nemli ve havalandırılmayan kısımlardan dolayı küflenme ve kızışma da görülebilmektedir. Yöntem maliyetsiz ancak risklidir. Fazla güneş ışını sebebiyle yonca kuru otunda bir kalite parametresi olan Beta-karoten de yıkıma uğrar. Sehpada kurutma daha sağlıklı ve homojen olmasına karşın, tarlada kurutmaya göre daha masraflıdır. Yonca unu gibi ekonomik getirisi yüksek ürünlerde; tarlada yoncayı 2 gün soldurup çatıda havalandırmayla da kurutma yapılmaktadır. Yapay kurutma kimyasal etkili katalizör maddelerden yararlanılarak ısı ile yapılan kurutmadır. Protein ihtiyacını istenilen düzeyde elde edilebildiği için özellikle süt üretim çiftliklerinde tercih edilmektedir. En ucuz yöntem olan tarlada kurutma en çok tercih edilen yöntem olmakla birlikte, verim öne çıkarıldığında en maliyetli yöntem tercih edilmektedir. Yonca kurutmadan kaynaklı kayıpları önlemek, besin değerini korumak, kurutmaya elverişli iklim koşullarının olmaması, kuru ota nazaran daha az yer kaplaması, lezzetli ve iştah açıcı olması, iklim koşullarından en az seviyede etkilenmesi uzun süre tüketilebilmesi gibi sebeplerden dolayı silaj olarak da değerlendirilmektedir. Kazık kök sistemi sayesinde derinlerdeki su ve besin maddelerini kullanabilir, kendisinden sonraki bitkiye azot bağlayıcılığı sayesinde de iyi bir yapıda toprak bırakır. Dayanıklı olduğu için mera bitkisi olarak ağır otlanmaya maruz kalmadığı sürece uzun süre değerlendirilebilir. İnsanlar filizlerini salata, unu ise ekmek olarak değerlendirebilir. İyi bir protein kaynağıdır.

Yukarıda değindiğimiz tüm özellikleri sebebiyle yem bitkilerinin kraliçesi yonca kullanım alanı geniş ve değerli bir üründür.