Bugünlerde yurdumuzun pek çok şehrinde devam eden 26 büyük etkinlik, Türkçe Olimpiyatları. Dün akşam İzmir Atatürk Stadyumu’nda onbinlerce insanımız bu mükemmel
organizasyonu izledi. Televizyonlarda mutlaka sizler de onbeş gündür devam eden gurur verici programları mutlaka izlemişsinizdir.
Türk olarak, Türk Milliyetçisi olarak gurur duymamak imkânsız. Bu etkinliklerdeki gerek şiir, gerek şarkı ve türkülerdeki, gerekse tiyatral parodilerde; Türkçe Olimpiyatları vesilesiyle 130 ülkeden gelen ve tümü yaşadıkları ülkenin Türk Okullarında öğrenim gören 1000 çocuk konuştukları Türkçe’nin bu derece mükemmel telâffuz edilmesi müthiş bir şey. Türk kelimesinin bizler için büyük bir aşk kadar kutsal olan değeri düşünüldüğünde hele.
Büyük düşünür, mütefekkir Fethullah Gülen Hoca Efendi’nin fikir ve önerileri doğrultusunda, bu davaya gönül veren Anadolu’nun iftihar sebebi, “Eğitim Gönüllüleri”nin gayretleriyle dünya yüzünde gidilmedik ülke neredeyse kalmayan 500 ün üzerindeki “Türk Kolejleri”nde 500 bin öğrenci okuyor. Ne mutlu ki bizlere Türkçe’nin bir dünya dili olduğunu gördük. Gelecek nesiller güzel Türkçemizin, İngilizce’nin de önüne geçeceğini görecekler inşallah. İngilizce ikinci dil olacak. Bilmiyorum, ideoloji bataklığına saplanan Kürtler bu konuda ne düşünüyorlar? Hele bazı MHP’lileri ve Genel Başkanları Devlet Bahçeli’nin 12 Haziran seçimleri öncesi, Gülen Cemaatinin bu ve benzeri faaliyetlerinin askıya alınmasını isteyecek kadar yakışıksız teklifine ne demeli (örneğin; kuraklıktan bir yudum içme suyuna hasret Afrika insanı için, pek çok Afrika ülkesinde Anadolu hayırseverlerinin maddi manevi gayretleri ile açılan yüzlerce artezyen ve su kuyusu ve” Kimse yok mu” Derneği vasıtasıyla yurt içi ve yurtdışında tabii afetlere uğramış insanlara yardım elini uzatmak vb.)
İnşallah, Türkçe Olimpiyatlarını TV’lerden onlar da izliyorlardır. Onların hayallerinin bile erişemeyeceğini bu güzel insanlar gerçekleştirmedeler. Camia, onlardan kıskançlık değil daha teşvik ve takdir bekler. Ülkücü arkadaşlarımızın kalplerinde bu olimpiyatları izlerken ince bir sızı hissediyorlardır umarım. Tüyleri diken diken oluyor mu? Göz pınarları yaşarıyor mu? Eğer bu duyguları hissedemiyorlarsa, genel başkanları gibi düşünüyorlarsa onların “Türk Milliyetçiliği” söylemler havada boşlukta kalıyor demektir.
“Biz bu etkinlikleri sevmeye beğenmeye mecbur değiliz gibi bir fikriyata sahip iseler insana kimlik krizini düşündürtür. Bizlere de Allah hidayet versin diyerek dua etmek düşer.
Ülkemizin tanıtımı için milyar dolarlar harcansa bu etkinlikler kadar ses getiremez. Onlarca farklı fikir ve görüşten aydın kişilere mikrofon uzatıldı. Bakın, sadece biri ülkemiz entelektüellerinden Sinan Çetin neler dedi: “Türkiye’yi, dünyayla bütünleştiren büyük insan Fethullah Gülen Hoca’ya sonsuz teşekkürler ediyorum. İnsanı seven, sevdiren bu büyük insanı saygıyla selâmlıyorum.”
Hani Fenerbahçe taraftarlarının, ironik bir esprisi vardır ya “Bir gün herkes FB’li olacak” diye. Ben de diyorum ki; “Bir gün gelecek, her sağduyu sahibi kişi, eğitim gönüllüsü olacak, ya da en azından sempatizanı!
ÖDEMİŞ’TE TRAFİK MAGANDALARI
12 Haziran Pazar günü, öğle vakti (13.15)Mithatpaşa Caddesi, Vakıfbank önündeki yaya geçidinden, karşı PTT yaya kaldırımına geçmek için, önce tek istikamet oluşu nedeniyle gerek olmasa da sağa baktım, cadde boş, bu kez caddenin sol tarafımdaki geçecek bisiklet ve motosikletleri bekledim. Yol boşalınca birkaç adım atmıştım ki; sağ tarafıma kamyon çarpmış gibi oldum. Üzerinde iki kişinin (20-25 yaşlarında) olduğu motosiklet olanca şiddetiyle bana çarptı. Ters ayak üstünde yakalanmamışım ki, beni yere düşüremedi. Belki bir refleksle bir adım kaçabildim. Bu motosiklet tek istikametli caddenin ters ve yasak yönünden geliyordu. Sağa bakmama rağmen onu görememem, özrü kabahatinden büyük denecek pişkinlikle, katlı otoparka tek istikamet olarak giden sokaktan çıktığını kendileri söyledi. Plâkası: 35 ZDF 72’dir. Kebapçı ve Atom 2 Lokantası önünde biriken halka polis çağırın diye bağırdım. Kimse ilgilenmedi. Bir bardak su veren de olmadı. 35 yıllık dost bildiğim TEDAŞ Nuri ve oradaki bildik bilmedik hiç kimse, kırık, yara beren var mı? diye de sormadı.
Orada insanlığın tükenişini de gördüm. Canım yandı, acı çektim ama bu durum beni daha çok kahretti. Yazıklar olsun bu insanlara. Ödemiş Emniyet Müdürlüğü İlçe Trafik Amirliğine aynı zamanda şikayetimdir bu yazı. Kamu hukuku açısından ters istikameti kullandığı için bu motosiklete para cezası kesilsin, caydırıcı olarak. Ödemiş Kebapçısı çalışanları gördüler, kazayı yapanı kolladılar. TEDAŞ çalışanı Nuri Parlar da görgü tanığıdır, istemese de kaçtığı için isim veriyorum.
SAYGILARIMLA.