Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları sonucu yılda ortalama 5 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybediyor. Çok can alan trafik kazalarının en önemli sebeplerinin başında insan faktörü gelmekte. Devlet bu önemli konuya dikkat çekmek ve görsel olarak kişilerin hafızasında yer etmek amacıyla “Trafik Canavarı” diye bir ifade kullanmaya başladı. Trafik Canavarı ifadesi kısa zamanda dilimize yerleşti ve gerek yazılı ve görsel basında gerekse halk arasında sık sık kullanılmaya başlandı.
Bu konuda birçok tanıtım filmi televizyonlarda boy gösterdi. Bunlardan bir tanesi gerçekten dikkat çekici ve mesajı yerine ulaştıran türdendi. Eli ayağı düzgün bir aile babası sürücü koltuğuna geçtikten bir süre sonra yeşil dev “Hulk” misali mutasyona uğrayarak canavara dönüşüyordu. Maalesef direksiyon başına geçen birçoğumuzun yüzü değişime uğramasa da ruhu adeta canavarlaşıyor. Bunun sosyal, psikolojik ve kişisel sebepleri konunun uzmanlarınca yıllardır tartışılmakta olduğundan bu konuya girmeyeceğim. Diyeceksiniz ki neden bu konuya giriş yaptın? Çünkü konuyla yakından ilişkili olduğunu düşündüğüm ve birçoklarının atladığı bir konuyu burada hatırlatmak istedim.
Trafik terörü ya da trafik canavarı derken hemen herkes aşırı hızlı gitmek, alkol ya da uyuşturucu madde ile araç kullanmak ve dikkatsiz araç kullanmak neticesinde meydana gelen kazaları ve bunların kötü sonuçlarını anlıyoruz. Peki ya ulusal ekonomiye zarar veren bazı trafik yanlışlarını ya da diğer insanların haklarını ihlal eden trafik magandalıklarını hatırlıyor muyuz? Büyük ihtimalle ancak başımıza geldiğinde hatırlıyoruz. İki hatta üç aracın geçebileceği yollarda yolu ortalayan araçlara, yolun orta yerine koyulan ve trafiği felce uğratan araçlara, kendi aracının harcayacağı muhtemelen 1-2 kuruş yakıt yakmamak adına tek yön olarak belirlenmiş bir yola girerek doğru istikamette seyreden araçların hakkını gasp eden araçlara hatta otoparkta başka araçların çıkmasına engel olacak şekilde park eden bir araca hemen her gün rastlıyoruz.
Kırmızı ışıkta biraz sola yanaştığında ikili sıra oluşturup kuyruğu azaltma imkanı varken umursamadan yolun ortasında duran araç sürücüsü arkada bekleyen ve kuyruk dolayısıyla muhtemelen ikinci yeşil ışıkta geçecek olan diğer araçları ve bekleme sebebiyle fazla harcanan yakıtı dolayısıyla ülke ekonomisine vurduğu darbeyi acaba aklına getiriyor mu? Ya da 50 metre ileride durup sonrasında gireceği markete gitmektense yolun ortasına bırakan ya da arkadan büyük araç geldiğinde geçmesine engel olacak şekilde biçimsizce park eden araç sürücüsü acaba kendisinin 50 metre yürümesi karşılığında onlarca aracı ve içindekileri beklettiğinde hiç rahatsız oluyor mu? İlk bakışta çok önemsiz gibi görünen bu durumlarda ne ile karşılaşacağımızı kim bilebilir ki? Belki kapattığımız yol ya da engel olduğumuz araç hayati önem taşıyan bir durumla karşı karşıyadır.  Alelusul aracını park edenlere sesleniyorum; kalp krizi geçiren, yaralanan, sara krizi geçiren ya da doğumu çok yaklaşmış bir hastanın geçmesine engel olmayacağınızı nereden biliyorsunuz? Ya da yangına yetişmeye çalışan itfaiyenin geç kalması sebebiyle canların ya da en azından malların heba olması ihtimali neden sizlere çok uzak geliyor? Düşüncesizce park eden ya da düşüncesizce seyir eden bazı araçlar sebebiyle hiç uçağı ya da otobüsü kaçırmadınız mı? Bu düşüncesizlik sebebiyle küçük çocuğunuzu okuldan almaya yetişemediğiniz ve onun gözyaşlarıyla karşılaştığınız hiç olmadı mı? Biraz yürümek yerine bencilce başkalarının hakkını gasp edenlerin ya da düşüncesizce sahilde gezinir gibi şehir trafiğinde seyrederken başka araçlara ve içindekilere saygısızlık edenlerin bu düşüncesizlikleri sadece kendi yakınlarının acilen hastaneye yetişmesi gerektiğinde ya da kendi evleri yandığında mı son bulacak? Aslında çok masum gibi görünen bu saygısız davranışlar bunu hiç hak etmeyen birilerinin canını yakmaya fazlasıyla yeter de artar bile.
Maalesef şehrimizde de benzer kötü örneklere rastlamak mümkün. Özellikle trafik ışıklarının bulunduğu bazı noktalarda öyle düşüncesizlikler yapılıyor ki kızmamak elde değil. Özellikle Beşgöz mevkiinde bulunan kavşağın Adnan Menderes Bulvarı’nın kavşağa açılan bölümü ile aynı kavşağın Adnan Menderes Bulvarı’na giren kısmında adeta trafik felç oluyor. Söz konusu bölümde kahvehane ve birahane gibi bazı mekanların bulunması sebebiyle her iki şeridin sağ tarafı da gece gündüz araçların park yeri haline gelmiş. Özellikle sabah ve akşam trafiğinde kırmızı ışıkta her seferinde sıkıntı yaşanmakta. Yine Sanayi Sitesi’nden Saraçoğlu Caddesi istikametine geçiş veren Mezarbaşı mevkiindeki ışıklarda da birçok aracın park edilmiş olması trafiği alt üst ediyor. Benzer bir sorun da Ulus Meydanı’ndan tren garı istikametine çıkan ışıkta yani Kızılay’ın önünden geçen yolda da yaşanmakta. Bu noktada yolun sol tarafı uzun zamandır park yeri olarak kullanılmakta olup bu kısımdan kaynaklı bir trafik sorunu yaşanmazken bir süredir yolun sol tarafı da park yeri olarak kullanılmakta ve yolu iyice daraltan hatalı park sebebiyle trafikte çile yaşanmaktadır. Tam bu yazıyı hazırlarken servis sahibi bir ağabeyimiz sanki bu yazıyı hazırladığımı biliyormuş gibi yanıma uğradı. Konuşmaya başladığımız sırada dışarıda büyük bir gürültü duyulmaya başladı. Ambulans sireniyle onlarca araç kornası birbirine karışmış halde yaklaşık 2 dakika bu ses kirliliği devam etti. Dışarı çıkınca anladık ki kötü park ve düşüncesiz seyir sebebiyle bir ambulans ilerleme sıkıntısı yaşıyordu, içindekilere ne oldu bilmiyorum ama Allah bu gibi sıkıntı yaşayanların tamamına kolaylıklar versin. Misafirimle konuşurken bundan yaklaşık bir buçuk ay önce az önce belirttiğim Kızılay’ın önündeki yolda tam yirmi bir dakika trafiğin aynı nedenlerle kilitlendiğini öğrendiğimde şaşırmadım çünkü zaten bu duruma hemen her gün tanık olduğumdan bu konuyu sizlerle paylaşma ihtiyacı hissetmiştim.
Yine hiç kimse elinde poşetle bir miktar yürümemek, kahvesini yudumlarken arabasını gözünün önünde tutmak gibi keyfi talepler sebebiyle başkalarının ekonomisine zarar verme ya da vaktini gasp etme hakkına sahip olamaz. Daha düşünceli ve daha saygılı davranışlar gerek toplumun gerekse toplumu oluşturan bizlerin daha mutlu olmasını sağlayacaktır.