Sıfır sorun, sıfır tolerans...
Böyle başlamıştı “2002 Türkiye”sinin dış politika anlayışı. Hi,ç bir komşumuzla sıkıntı yaşamayacağız, hiç bir komşumuz da bizim ülke bütünlüğüne zarar verecek “adım”ları atmayacaktı... Ne mi oldu ?...
Galiba biz “iktidar” olarak adına “Arap Baharı” dediğimiz rüzgârın peşine takıldık,gittik. Hem de ne gidiş! Tunus.. Libya... Mısır.. Suriye...
Libya hâlâ sıkıntılarından kurtulabilmiş değil. Mısır desen durumu “vahim”den de öte... İç karışıklıklar artan bir hızla devam ediyor.Mısır Devlet Başkanını dün seçenler, bugün “alaşağı” etmek için “Tahrir Meydanı”nı dolduruyorlar(!)
Libya’da “Ülke çapında protestolar, silahlı çatışmalar, şehirlerin işgali”... Tunus’ta “Mohamed Bouazizi'nin kendini yakması, Ülke çapında protesto, kamu alanlarının işgali”... Mısır’da “Ülke çapında protestolar, kamu alanlarının işgali, devlet ve polis binalarının yakılması, hapishane baskınları”...
Aslında merak ediyorum bu “Arap Baharı” denen rüzgâr zengin Arap ülkelerine neden uğramaz ? Suudi Arabistan, Kuveyt,Birleşik Arap Emirlikleri gibi yerlerde her şey “güllük gülistanlık” mı, da “bahar” oralara uğramadı?
Ve... gelelim şu bizim “ESED”e... ve de Suriye’ye...
“Dostum... Kardeşim...Arkadaşım... “ lafları arasında beraberce tatile bile gidildi.Eşlerin birbirlerine iltifatları övgüye değerdi. Hediyeleşmeler, beraber medyada boy göstermeler, resim çektirmeler, davetler,ziyaretler...
Sonra ne mi oldu? “Birileri” düğmeye mi bastı kı o “cicim ayları” gitti de ; iki liderin ve eşlerinin üstüne “karabasan” mı çöktü? Aslındsa cevabını herkes biliyor da... Dillendirmeye cesaret edemiyorlar gibi... Ya da işlerine öyle geliyor!...
“Dost Esed” oldu şimdi “terörist Esed” !...
O Esed’in babası da “dün” teröristti. Yıllarca bazı “militanları” ülkesinde yetiştirip Türkiye’ye gönderen “O” değil miydi? Pkk denen katil örgütü yıllarca besleyen kimdi? “apo” denen İmralı itini koruyan sanki başka devlet ya da liderdi!... Bilmiyordu Sayın Başbakanımız Esed’in geçmişini? Neden Esed’le yıllarca “dost” oldu?
Anlaşılacak gibi değil, diyeceğim ama...
İçimden bir ses “SUS” demekte ısrarcı... Sadece “SUS” diyor o ses...
“Bi’at” kültürünün bir sonucu olsa gerek “susmak”... Hani “birileri”nin yıllarca sustuğu, yorum yapamadığı, haksızlıklar karşısında “LÂL” olduğu gibi...
“Hayırlısı” deriz biz de !...
Zafer Mahallesine acilen bir “ilkokul” ve “ortaokul”un yapılması ve Ödemiş Hulusi Uçaçelik Anadolu Lisesi’nin bahçesine “kapalı spor salonu” yapılması , okulun gerek bahçesinin düzenlenmesi gerekse dışının güzelleştirilmesi için yapılan çağrıya “tepki” gelmedi henüz ilgililerden-yetkililerden ...” Sağır sultan” lar duydu da !...
“Birileri” duymamaya ve de uyumaya devam ediyor anlaşılan!...
Ninni mi söylesek acaba?...