Geçen haftaki yazıma sevgililerden Camilia’nın kalbine giren genç ve güzel aşıktan bahsederken noktayı koymuştum.
Aradaki sürede çok fazla sayıda okurum merakını ve beğenisini bana iletti. Açıkçası daha çok sabah kuşağında yayınlanan ve ev hanımlarının tercihi olan pembe dizilerin halkın her kesiminden merakını ve beğenisini toplaması beni fazlasıyla şaşırttı.
Neyse biz dönelim hikayemize.
Santo ile Camilia birbirlerine aşık olsalar da aradaki yaş farkı bir süre sonra Camilia’nın başka hedeflere yönelmesine yol açmış. Karşısına çıkan buğday tenli dalgalı saçlı yakışıklı gence abayı yakmış. Onu görmek için bahaneler üretmiş. Ancak nasıl Camilia Santo’dan daha gençse bizim bıçkın delikanlı da Camilia’dan gençmiş. E tabii bıçkınımız genç ve de yakışıklı olunca beğeneni de çok oluyormuş. Önünde çok fazla seçenek olan delikanlı pek de Camilia’ya kalbinin kapısını ardına kadar açmasa da aralık bırakmayı bilmiş. Arada birkaç sohbeti, birkaç tatlı bakışı çok görmemiş.
Camilia’daki değişim Santo’nun da dikkatini çekmiş. Tabii her erkek gibi Santo da bundan hoşnut olmamış ama malum kendisiyle zaten gizli bir ilişki yaşayan Camilia’ya da çok da bir şey diyememiş.
Gerçi Santo sevgilisine bir şey diyemese de içten içe başka sevgili adaylarını da göz ardı etmiyormuş. Günün birinde saraya gelip giden güzel gözlü bir dilber de Santo’nun dikkatini çekivermiş.
Camilia genç bıçkına hayranlıkla yakınlaşırken Santo da belki yeni bir aşk bulurum umuduyla güzel gözlü dilberle arayı bulma yolundaymış. Yine de eski sevgililer birbirlerini unutmadan, mümkün mertebe ihmal etmeden geçinmeye çalışıyorlarmış.
Ancak günün birinde fısıltı gazetesiyle aşk dedikoduları yavaş yavaş kulaktan kulağa yayılınca ikili birbirlerine açıkça söylemeden küçük bahanelerle bozuşmaya başlamış.
Derken bu sırada saraya gezgin bir müzisyen gelmiş. Kral da böyle gösterilere bayılıyor ya bunu duyan müzisyen de bizim sevgililerle görüşmeye gitmiş. Aralarında aşk çatlakları oluşan sevgililer anlaşmazlığa mı düşmüş? Yok canım, nerdeee? Daha önce demiştim ya bizimkilerin ortaklıklarının önemli kısmı aşk alanında değilmiş zaten! Bu yüzden Santo güzel gözlere mi takılmış, Camilia genç delikanlıya mı hayranmış hiçbirinin umurunda değilmiş, daha öncelikli konuları farklıymış. Bu yüzden müzisyenle yaptıkları anlaşmayı gizleyerek krala ve saraya karşı fiyatı yüksek göstermişler aradaki farkı kendi hazinelerine aktarmışlar. Ne de olsa sarayda para çok, hem ne demişler sarayın malı deniz yemeyen domuz!
Ancak her şeyde olduğu gibi bu tatlı yiyişin de sonu varmış. Tüm bu olanlara seyirci kalmayan eşraftan biri neler olup bittiğini anlamaya karar vermiş. Bunun için de sarayın içine sızmak için bir plan yapmış. Plan neymiş mi? Onu da başka bir yazıda anlatacağım, malum bize de burada ayrılan yeri bugün doldurduk. Pembe hikâyelere devam edeceğim, görüşmek dileğiyle…