Aşağıda okuyacağınız bu yazıyı 2011 Ekim'inde kaleme almışım. O günlerde de yayınlanmıştı Yerel Güç Gazetemizde.. Bir taziyet yazısı olarak tekrarını düşü-nemezdim bile.
              Halep Pastane'lerinin bânisi (kurucusu) Rüştü Coşar kardeşimi, 25 Eylül 2014 Per-şembe günü Rahmet-i Rah-man'a uğurladık. Mekânı Cen-net olsun. Nurlar içinde kal sevgili kardeşim.
Ödemiş'li hemşerilerimin dikkatinden kaçmamıştır umarım. Mithatpaşa Caddesindeki Halep Pastanesi olarak bilinen,Türk Hava Kurumu'na ait bina restore ediliyor. Rüştü Coşar kardeşim ve oğulları ile kaçıncı kat boyayı vurduğunu belki unutan Akın Solak kardeşim gerek binaya gerek bahçesine yıllardır gereken itinayı gösterdiler ama; üst katların hara-biyeti bu bakımı çoktan gerektiriyordu.Sebep olanlardan Allah razı olsun.Tarihi eserse burası doğru adres.Yoksa Akıncılar Mahallesindeki rahmetli Kara KemalLeman Öğretmenin (Şölen) evi ile İzmir yolundaki,Manyas Caddesindeki (Katırcı Sokağı) ve Güzel Ödemiş 'imizin pek çok cadde ve sokağın-da harabeye dönen sayıları 200'e yakın olduğu söylenen binanın Sit Alanı ilân edilerek şehrin kirlen-mesine, bir çok cadde ve sokağın çürük dişli ağızlara benzemesine yol açan öneri ve karar mercilerini kınıyorum. Bu rezilliğin bir telâfisi olmak gerekir kanaatindeyim. Belediye Başkanımız Sayın Bekir Keskin (2011) ve Belediye Meclis Üyeleri bu konuda ne düşünürler, belki de bir girişimleri olmuştur bilmiyorum.İşin hukuki prosedürü nedir?
Allah kelâmı değil ya değiştirilemeyecek! Lütfen Sayın Başkanım konuya bir el atın. Ödemiş'li bundan mutlu olacaktır. Neyse biz konumuza dönelim. Halep Pastanesi 1981 de buraya taşındı.1964-65 yıllarından şim-diki yerine taşınasıya kadar, Vakıfbank karşısında Büyük Camii Köşesinde hizmet verdi biz Ödemiş'lilere. Ben de 1963 de geldim Mithatpaşa Caddesine. Eczanemiz Köymen Palas'ın (şimdi Dinç Otel) altında idi. Nöbetler sık geldiği için sabah kahvaltıları ya Eczanede gevrek (Ödemiş esnafı susamlı güveç der) ile ya da Rüştü'nün nefis çorbası ile yapılırdı. Ramazanlardaki Eczane nöbeti gecelerinin sahurunu da eski Halep'te yapardık. Hani banka-ların önünde yalancıktan levhalar var ya; 7/24 diye, ATM. lerinde hafta sonları para bulunmaz. Rüştü Coşar'ın Halep'i 24/365 saat-gün, hizmet verirdi hiç kapanmadan. Pek çok gence de istihdam sağlayarak. Şimdiki bahçeli yerinde olduğu gibi. Ben, çarşıdaki 33 yıllık iş hayatım sonrası bu caddeden ayrılamadım, kaderin garip cilvesi, işi bıraktığım yıl Halep Pastanesi karşısından Allah bir ev nasip etti, karşı komşu olduk, 50 yıllık dostluk ve komşuluk dile kolay. Halep, her gün gündüzleri terte-miz haliyle, geceleri şakım şakım ışıklarıyla Mithatpaşa Cadde-mizin ve güzel Ödemiş'imizin gururu-dur.. Rüştü kardeşim bizden şerefiye istese yeridir! Bu günlerde Halep karardı. İnşallah bir an önce resterasyon işi biter de kararan ruhuma bir ışık olarak yeniden doğar Halep. Ben, ailem ve oğlum bu duyguyu; Eczanemizi kapattığımız zaman da yaşamıştık. Gerçi, Allah biricik kızımdan razı olsun, (YENİ ECZANE) mizi yaşatıyor, İzmir-Karşıyaka'da 44 ncü yılında.
  Sizlere bildiğim kadarıyla, Halep Pastanesi'nin bulunduğu  binanın serencamını (başa gelen akibet) da anlatayım. Ödemiş Belediyesi'nin şimdiki (yıkılan) binası devrin, Adalet Partili Belediye Başkanı merhum Baki Marmara döneminde inşa edildi. Açılışını, zamanın Adalet Partisi İzmir Milletvekili Devlet Bakanı dostum-ağabeyim, Allah uzun ömürler versin; Ali Naili Erdem yapmıştı. Ondan önceki Belediye Binası Mithatpaşa Caddesindeki Kent Eczanesinin arka tarafına gelen kısımda idi. Halep'in  olduğu alt kat, (günümüzde Kahve Diyarı olarak hizmet veriyor.) Ödemiş Belediyesi Su ve Elektrik İşletmesi Müdürlüğü idi. Müdür, nurlar içinde yatsın, Kent Eczanesinin kalfası Mehmet Çay'ın amca oğlu, Ziraat Bankası eski Müdür Yardımcısı kadim dostum sınıf arkadaşım rahmetli Cavit Demirtaş'ın bacanağı, Zehra Hanımefendi kardeşimin eşi İsmail Çay idi. Kendisiyle,yine nurlar içinde yatası Muzaffer Gönen ağabeyimin Reisliği (biz Reis bey derdik eskiden Belediye Başkanlarına) döneminde, 5 yıl Meclisinde ve Üç Dönem Encümeninde görev yapmaktan gurur duyduğum bu müstesna insanlarla çalıştım. İsmail Çay, fevkalâde zeki, espritüel, çok iyi giyinen tevazu sahibi bir kişilikti..Encümenlerde, anlattığı fıkralarla bizi gülmekten kırar geçirir, Muzaffer Ağabey; yeter artık kardeşim, ne olur sen işine dön, biz çalışamıyoruz derdi.1965 de Su-Elektrik İşletmesi yeni Belediye binasına geçince, THK. Binası birkaç yıl ne olarak kullanıldı, bilmiyorum. Sonraları, TÖB-DER kısa adıyla anılan, Derneğe geçti. Türk Hava Kurumu Yönetimi, TÖB - DER'e bu binayı kiraya verdi. Kira falan da alabildiklerini sanmıyorum. Bina TÖB-DER şemsiyesi altında oldu bir militan yuvası. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi sonrası, bu TÖB-DER' den çıkan silah, mermi, adam dövmek için demir çubuklar (gazete kâğıdına sararlardı) daha neler neler! Merak edenler Ödemiş İlçe Jandarma K. lığına (Askeri Darbeyi müteakip Sıkıyönetim günleri) ve İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne  gidip tutanaklara bakabilirler. Öğretmenevi de olmadığı için 500-600 Milli Eğitim mensubu (utanarak yazıyorum, bu yaştan sonra da öğretmen camiasının düşmanlığını kazanmak istemem) bu 50-60 kişilik militan sözde öğretmenin güdümünde idiler. Otur, otur. Kalk kalk. Örneğin Tütün Ekicileri, Miting yapacak hep bunlar. Komünistlerin Enternasyonal Marşı Ödemiş'te, ilk bu binada okundu utanmadan, sıkılmadan.  Ceketlerinin dış cebinde Cumhuriyet Gazetesi ismi okunacak şekilde dolaşan bu sözde Kemalist Öğretmenler bunlara bizim “İstiklal Marşımız” var Enternasyonal Komünistlerin Marşıdır demediler hiç, diyemediler. Yazıklar olsun onlara. Bir avuç Marksist kriptonun güdümünde o binada yıllarını geçirdiler.12 Eylül 1980 sonrası TÖB-DER'in kapısına mühür vurulunca bir müddet kapalı kaldı. Sonra Rüştü Coşar Kardeşim binayı kiralayıp, hayli masraf ederek, gerçek vatandaşımızın hizmetine soktu. Yıllarca ağlayan binayı güldürdü. Allah ondan ve çocuklarından razı olsun. Ödemiş' de yüzlerce, belki binlerce insanın mutlaka bir hatırası vardır Halep'te. Örneğin; Oğlum Mümtaz'ın kurduğu mutlu yuvasının nişan merasimini Halep'te yaptık. Kimler evlendi, kimler sevgili buldu Halep'te, sonrası yuvasını kurdu. Çok nişanlılar, el ele yazın dondurma yemeye, kışın sahlep içmeye mutlaka Halep'e uğramışlardır. Ağız tadını bilen Ödemiş'liler baklavasını Halep'ten aldılar yıllar boyu. Yaş günü, evlilik yıldönümü HALEP' in Nefis Pastaları ile kutlanmıştır yüzlerce evde.Ayrıca muhtelif sebeplerle Ödemiş'imize  patates, karpuz ve diğer ürünlerimizi almaya gelen tüccar, iş adamı, tanıtım, pazarlama elemanları Halep'te iş görüşme ve bağlantılarını gerçekleştirmişlerdir. Bir nevi Borsa görevi yani. Dışarıdan şehrimize ve Birgi- Gölcük- Bozdağ-Bademli ve diğer güzel beldelerimize gelen gezi gurupları, Halep'te soluklanırlar. Ayrıca, hanımlarımız, kendi ev ortamı huzuru ve güveni içinde günlerini yapar, misafirlerini ağırlarlar.
Rüştü Coşar burayı, pırıl pırıl mekân haline getirdikten sonra bile Öğretmenliğin adını kirleten Marksist militanlar, Rüştü'yü çok tehdit ettiler, onun huzurunu kaçırıp yeniden ideolojik yeni derneklerini yine burada kurmak için. Gayet iyi biliyorum, zaman zaman dertleşirdik. O, bunlara eyvallah edip, takmadı, iplemedi. Bu güzel mekânı edep erkânıyla işletti. Oğlum Mümtaz Rüştü'nün oğlu Onur'a sormuş, sanki benim duygularımı bilip dile getirircesine, ne zaman geliyorsunuz ? diye. Aralık sonuna doğru yeniden bir açılışa tanık olacağız inşallah. Hadi ! Rüştü kardeşim gel gari, bizi de aydınlat. Gelen geçen binaya melül melül bakıyor. Bizleri alıştıklarımızdan mahrum etme Allah'ım. ( THK. nın kirayı aşırı yükseltmesi üzerine rahmetli kardeşim Rüştü, burayı bir daha kiralamadı)  Rahmetli Rüştü Coşar kardeşimin
Oğulları,  günümüzde de başka mekânlarda Halep ismini gururla yaşatıyorlar. Tekrar tekrar rahmet diliyorum sevgili kardeşim Rüştü'ye. Kederli eşine, evlâtlarına, dost ve akrabalarına sabırlar dilerim, tüm Ödemiş halkının başı sağ olsun.
Saygılarımla.