Büyüyen Türkiye, yirmi birinci yüzyılın lider ülkesi, düşük enflasyon, ücretsiz sağlık imkanı gibi söylemlerle adeta ninni söyleyen hükümetin balonu birer birer patlıyor. Bir süre önce elektriğe ciddi bir zam yapıldı. Akaryakıtta hiç durmaksızın yapılan zamlarla zaten Dünya’nın en pahalı yakıtını kullanan halkımızın sırtındaki yük daha da ağırlaştı. Tekel ürünlerine yapılan çılgın zamların yanında geçici olacağı iddiasıyla hayata geçirilen ÖTV oranları akıl almaz boyutlarda. Aracın değerinden fazla talep edilen ÖTV komik olduğu kadar da can acıtıcı. Ama sayın Başbakan’ın bu gelişmeler karşısında ağzından dökülen “Sen de Porsche binme, git Wolksvagen bin, Fiat bin…” incileri tam bir kara mizah. Sanki bu ülkede her sokakta bir Porsche var da “aman daha düşüğüne binin” diyeceksin. Yahu insanlar Fiat’ı Wolksvagen’i bırak yiyecek ekmeği zor buluyor. Yapılan ÖTV bindirimi motor hacmi 2000 cc üzeri araçlar için; yani bu kategoriye orta sınıf onlarca araç giriyor. Ancak bu söylemlerden birkaç gün sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Kızılcahamam kampındaki görüntüler tam bir komedi. Kampta sayın vekillerimizin araçlarının tamamına yakını 2000 cc üstü ve de lüks sınıf araçlar. Kampta yapılan çekimlerde yüzlerce yüksek model ve lüks otomobilin yanında yine orta sınıfın yakınına bile yaklaşamadığı vatandaşın “jip” tabir ettiği 4x4 arazi araçları var. Hangi atasözünü söylesem bilemiyorum? “Kendi yutar salkımı, ele verir talkımı” cuk oturuyor. Bir de “imamın dediğini yap, yaptığını yapma” atasözü var, artık siz kendinizce uygun bulduğunuzu seçin işte.
Yapılan zamlar halk arasındaki tabirle “kabak gibi zam” ancak başta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ileri gelenleri muhteşem bir ifade icat etmişler (!) : “güncelleme” !. Bir de üstüne üstlük “bunu mecburen yapıyoruz, bu güncellemeler cari açığı kapatmak için” diyorlar. Yahu cari açığı ben mi yaptım? Üç dönemdir ülkeyi ne kadar güzel idare ettiğinizi, küresel krizlerden nasıl “teğet sıyrıldığınızı” ballandıra ballandıra siz anlatmıyor musunuz? Bu cari açık da nereden çıktı? Bu ülkede satılmadık kamu iktisadi teşebbüsü, satılmadık kamu arazisi mi kaldı? Buna rağmen bu cari açık nasıl oluyor?
Gelelim zama, yani hükümetin ifadesiyle güncellemeye. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde zam kelimesinin karşılığına baktığınızda “Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim” ifadesini görüyorsunuz. Son gelişmelere baktığımızda da birçok şeyin fiyatının arttığını görüyoruz. Yani Türk Dil Kurumu’nun da ifadesiyle yapılan ZAM’dır. Aynı sözlüğe göre “güncel” kelimesi de “bugünkü, günün konusu olan” anlamındaymış. Yani Maliye Bakanı başta birçok yetkili adeta vatandaşın gözünün içine bakarak kıvırıyor
Valla kıvıran kıvırmakla kalmıyor da; yok efendim zamdı, yok efendim güncellemeydi derken arka arkaya vatandaşın sırtına yük bindirmeye devam ediyor. Birileri ülkeyi parçalamakla meşgulken başka yapacak icraat yokmuş gibi güncelleme nakaratlarıyla vatandaşı ellemesin artık. Bu gidişle güncellenmedik yerimiz kalmayacak.