Tayyip Erdoğan doların peşini bırakmıyor. İllâ ki, yükseltecek. Geçen haftalarda Merkez Bankası Başkanı Erdal Başçı’ya söyledikleri hatırlarda elbet. ABD. Dolarının yükselişi de bu şekilde başladı zaten. Ocak sonunda 2.30 TL. olan dolar dün 2.60 TL. yi aştı. Tabii, Erdoğan’ın, Anayasa’ya göre sorumluluğu yok. Mesuliyet Hükümetin üzerinde. Suudi Arabistan dönüşü yukarıda bahsettiğim, Ali Babacan’a fırça demek ayıp olur, seslenişi diyelim, bende Ali Babacan hakkında bazı soru işaretlerinin doğmasına sebep oldu. Babacan’ın bu sessizliği, hani peygamber sabrı denir ya, nedendir diye çok düşündüm. Çekindiği bir şey mi var? Mizaç olarak onun ezik bir yapıya sahip olduğuna inanmıyorum. Yaşayanlar göreceklerdir, kendisi eğer siyasete devam ederse, daha üst makamlar onu bekliyor. Bu suskunluğunun her ne bahasına olursa olsun AK. Parti iktidarına zarar gelmesin diye olduğunu da sanmıyorum. Çok zaman değil, göreceksiniz yakın bir gelecekte inandığı hakikatleri söyleyecektir. Benim endişem; çekindiği bir şey olup olmadığıdır. O zaman da, zaten tam 90 gün sonra, Bakanlığı da, Milletvekilliği de bitiyor. Ülkeme zarar vermeden, görevimi bitireyim düşüncesindedir kanaatindeyim. Bu kadar uzun bir süre ekonomiyi başarıyla yürüten ekibin başındaki kişi olarak, giderayak daha cesur olmasını beklerdim. İnsanımızın fikri de bu. Belki AKP. de en sevilen kişi Ali Babacan. (Bülent Arınç, ne yazık bu şerefi kaybetti) Babacan’la birebir yakınlığım olsa idi, ona şöyle seslenirdim: “Tertemiz isminizin üzerine gölge düşüyor, ikinci plânda ama, siyasi kariyeriniz de lekeleniyor. Farkında nasıl olmazsınız.” derdim.
Saygılarımla.
