Son dönemlerde “Cumhuriyet” değerleriyle alay etmek, “Cumhuriyet”e her vesile ile hakaret etmek ve sonradan da “Cumhuriyet”e sahip gözüküyor gibi davranmak bir moda haline geldi ülkemizde. Tıpkı dini değerlerle alay edip dini değerleri savunduğunu göstermek gibi. İşte birkaç örnek sizlere…
Egemen Bağış: "Bakara makara... Her cuma Google'dan bir ayet sallama..."
Egemen Bağış AB Bakanı'yken, "Başbakanımızın doğduğu şehirler de mübarektir"
Rize Çayeli Belediye Başkanı Rıza Çakır, meydanda yere konan bir televizyonu ısrarla yerden kaldırtmış ve "Başbakanımızın çıktığı televizyon yere konmaz" demişti.
AKP Düzce Milletvekili Fevai Aslan: "Başbakan Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış bir lider..."
AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: "Başbakanımıza dokunmak bile ibadettir."
Gölcük AKP Kadın Kolları Başkanı (Başörtülü bir kadın): "AK Partili olmak, Başbakanımıza nikâhla bağlı olmaktır..." (2013)
Gelelim muhterem(!) v e muhteşem(!) vekilimizin sarfettiği sözlerine…
2015 Haziran seçimlerinde tekrar vekillik sırası kapmak, ürettiği “lale”leri rahatlıkla pazarlayabilmek,
gereksiz sözlerle kendince medyada yer almak amacıyla haddini de aşan sözlerdir bunlar. Akılla, mantıkla, bilimle, siyasetle açıklanmaya bile değer görülmeyen sözler…
Peki biz neden yazımızın konusu seçtik?
Uyumaya devam eden, değerleriyle dalga geçilen, “nemalâzımcı” olan, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.”ı ilke edinen bu milletin gerçekleri görüp silkelenmesi için. Hatta 12 yıldan fazlaca bu iktidara “bilâ kayd u şart” bi’at edenlerle; “bi’at etmeyi” yeni akıl edenlere tabi olanların bir an önce düşünüp akıllarını başlarına almaları için kaleme aldık da!...
Söz sahibini bulur mu, bunu zaman gösterecek artık.
Haziran 2015’e kadar zirve(!)lerden ne zırvalar duyacağız kim bilir?