2007 yılından itibaren ilçemiz Kaymakamlığı görevini sürdüren başarılı kaymakamımız sayın Abdurrahman Koçoğlu görevi süresince yaptığı başarılı ve dikkat çeken çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Memleketinin Denizli ilinin Çal ilçesi olması sebebiyle bölgeyi ve bölge insanını yakından tanıma avantajına sahip kaymakamımız bu avantajı Ödemiş halkına da yansıtmaktadır. Sayın Koçoğlu meslek hayatı boyunca sürdürdüğü başarılı görevini, merkez ilçeleri saymazsak bölgenin en büyük ilçesi olan kentimizde de örnek çalışmalarla sürdürmektedir.
Kaymakamlığa bağlı olarak çalışan ve sayın Koçoğlu’nun başkanlığını yaptığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı geçtiğimiz günlerde örnek bir uygulama gerçekleştirdi. Sosyal güvencesi olmayan ailelere yönelik başlatılan proje kapsamında, Kaymakçı beldesinde yaşayan 50 ailenin yüzü güldürüldü. Beldede yaşayan 50 kadına, her bir tanesi 5.360,00 TL’den, iki yıl geri ödemesiz, ücreti yedi eşit taksitle geri ödenmek üzere ikişer adet gebe inek dağıtıldı. Ayrıca hayvan başına 500,00 TL de yem parası verildi. Söz konusu hayvanlar süt ve yavru verimi yüksek Holstein cinsi hayvanlar olarak seçilmiş.
Son yıllarda erzaktan, beyaz eşyaya, küçük harçlıklardan, rüşvet gibi (!) maaşlara kadar pek çok karşılıksız mal ve para ödemesi sözde Sosyal Devlet (!) anlayışı ifadesiyle birilerine yapıldı. Çalışma ve çabalama yerine tembelliğe ve sorumsuzluğa yönelten bu yanlış uygulamalara rağmen sayın Koçoğlu herkese örnek olacak harika bir işe öncülük etmiştir. Gerçek ihtiyaç sahiplerine sağlık, barınma, giyecek, yiyecek, yakıt ve eğitim yardımlarını da yerine getirerek tam bir Sosyal Devletçilik örneği veren Koçoğlu yazının konusu olan hayvan yardımı gibi örneklerde de bireylerin ve toplumun gelişmesini ve ekonomiye katılmasını sağlayacak girişimlerde bulunmuş ve bulunmaya da devam etmektedir.
Birçokları şu Çin atasözünü bilir “bana balık verme, balık tutmayı öğret.” Ancak sanıyorum pek çokları bu ifadenin M.Ö. 1000 yıllarında yaşamış Çinli ünlü ozan Kuan-Tzu tarafından dile getirildiğini bilmez. Kuan-Tzu şiirinde ne kadar güzel ifade etmiş.
Balık Tutmasını Ögretmek
Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek,
Ağaç dik on yıl sonrası ise tasarladığın,
Ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.
Bir kez ürün verir ekersen tohum,
Bir kez ağaç dikersen on kez ürün verir
Yüz kez olur bu ürün eğitirsen halkı.
Balık verirsen bir kez doyurursun halkı,
Öğretirsen balık tutmasını hep doyar karnı.
Kuan-Tzu (M.Ö. 1000)
Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek,
Ağaç dik on yıl sonrası ise tasarladığın,
Ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.
Bir kez ürün verir ekersen tohum,
Bir kez ağaç dikersen on kez ürün verir
Yüz kez olur bu ürün eğitirsen halkı.
Balık verirsen bir kez doyurursun halkı,
Öğretirsen balık tutmasını hep doyar karnı.
Kuan-Tzu (M.Ö. 1000)
Bundan bin on yıl önce Kuan-Tzu’nun mısralarına dökülen bu gerçekliğe rağmen hala sadaka ile halkı muhtaç halde yaşamaya mahkum eden zihniyet kaç bin yıl daha geçmesini bekler bilinmez. Ama benim gibi düşünenlerin hiç beklemeye tahammülü olmadığı kesin. Amerika’nın sahte kahramanı Superman’i varsa bizim de gerçek kahramanımız Süper Abdurrahman Kaykamamız var. Ne mutlu bizlere ki hala Abdurrahman Koçoğlu gibi yöneticilere bu topraklarda rastlıyoruz. Umarım diğer yöneticilerimiz de sayın Koçoğlu’nun izinden giderler. Nice Abdurrahman’ların ülke geleceğini aydınlatması dileklerimle mutlu ve sağlıklı kalın.
