Neyse biz hikayemize dönelim. Neler yazsam, hikayeye nereden devam etsem? Klavyemin başına geçip tuşlara basan parmaklarımı özgür ve akışına bırakıyorum bakalım neler çıkacak.
Hikayemize bir ülkedeki sarayda görevli Santo ve Camilia’nın aşkları başta olmak üzere aralarındaki ortaklıkları anlatarak başlamıştık. İkilinin ortaklığından daha kazançlı çıkan Camilia imiş. Santo zaten görevini hak ederek elde etmiş ve karşılığını da almaktaymış. Ancak Camilia sarayda bulunduğu konuma göre güzel yaşayacak bir ücret alıyormuş. Camilia’nın geliri sarayın bahçıvanının neredeyse 4-5 katına ulaşırken, kışın soğukta donan yazın sıcakta kavrulan sarayın taş işçilerinin maaşının da 3 katı kadar gelir elde ediyormuş. Laf aramızda sarayın arabacısının maaşı da ondan az kalmıyormuş ya, belki bunu da başka bir hikayeye konu ederiz. Pek çoklarının tersine kışın sıcacık şöminede ısınan Camilia yazın da sarayın esintili ve serin odalarında çalışırken elde ettiği güzel kazançla rüyalarını süsleyen bir eve ve güzel bir ata sahip olmuş ya, ne diyelim Allah gönendirsin.
Sarayın kralı gündeme gelmeyi ve tanınmayı önemsediği için, gerek sarayı ve gerekse bizzat kendisini tanıtacak bazı tellallara ihtiyaç duyarmış. Bu işi yapacak tellallarla anlaşma yapılarak verilen para deftere 5 yazılırken 3’ü tellala verilirmiş. Kalan 2’si mi? Söylentiye göre arta kalan para da birileri arasında paylaşılıyormuş. Bu anlatılanlar doğru muymuş, yoksa birilerinin kıskançlığından mı iddia ediliyormuş bilemiyorum.
Camilia hakkındaki bir başka söylenti de yanında görev yapan isimlerin sık sık değişmesiymiş. Söylentiye göre Camilia kimseyi beğenmez, birlikte çalışmak istemediğinden bir yolu bulunup bu kişilere yol verilirmiş.
Başkalarının yanında bile not kağıtlarıyla birbirlerine aşklarını ifade eden sevgililer için her şey yolunda giderken Camilia’nın kalbine daha genç ve daha güzel biri girmiş. Sonra mı? Onu da haftaya bırakalım…