Kentimizde de bir şubesi bulunan, bankacılık sektörünün mihenk taşlarından birinde öyle bir olay gerçekleşti ki şaşmamak mümkün değil. Bu bankanın bir yetkilisi bazı müşterilerinin parasını başka hesaplara aktarıyor, zamanı geldiğinde de tekrar aynı hesaba yatırıyor.
Hesaplar arasındaki bu yasa dışı aktarım, bir gün taşınmaz almak için hesabındaki parasını çekmek isteyen mudiye “parayı iki gün sonra alın” denmesiyle ortaya çıktı. Vatandaş haklı olarak “hesapta param var, bana lütufta bulunmuyorsunuz, emanet bıraktığım parayı hemen istiyorum” diye feveran edince ortalık karışmış. Vatandaşın hesabının başka bir önemli firmanın hesabına aktarıldığı ve zaman zaman benzer uygulamanın (!) bu banka yetkilisince yapıldığı anlaşılmış.
Ancak sayın bankacımızın tek kusuru bu değilmiş. Özellikle kredi almaya gelen bazı müşterilere “sana kredi çıkmaz, sen en iyisi filanca tefebank’a git, oradan para kullan” dediği dilden dile dolaşmaktaymış. Bankacının öneride bulunduğu filanca tefebank’ın kentimizde adeta firma olmuş bir sarraf olduğu rivayet ediliyor. Kendisinin de bu sarraf ile sıkı ilişkide olduğu söylenen bu muhterem, anlaşılan o ki sadece resmi olarak çalıştığı bankaya hizmet vermiyormuş.
Bu yaşananlar ortaya çıkınca ne mi olmuş? Soluğu savcılıkta mı almışlar? Yok canım ne şikayet ne yargılama yapılmış. Benzer olaylarda sırf bankanın adı lekelenmesin diye olayın örtbas edildiğini duymuşsunuzdur. Bu olayda da sadece bankacımızın istifa etmesi sağlanmış (!) ve hiçbir şey olmamış gibi yaşananlar hasır altı edilmiş.
Yaşananların her biri ayrı bir vahamet, ayrı bir garabet. Bankadaki parasının kendisine ödenmesiyle adeta “ölümü gösterip sıtmaya razı edilen” vatandaş mutlu (!), olayı hasır altı eden banka yetkilileri mutlu (!), yaptığı yanına kar kalan ve muhtemelen bankadan alacak olduğu iş tazminatından çok fazlasını çoktan malvarlığına katan bankacı da yargılanmadan ve yüzünün akıyla (!) bu işten sıyrıldığı için çok mutlu (!). Ne güzel herkes mutlu…
İyi de ya bu bankacı vatandaşın parasını aktarırken bir tediye fişine vatandaşın imzasını almış olsaydı? O zaman parasını kaybeden vatandaş ne yapacaktı? Tüm bunlar olurken bankacımızın üst kadroları hiçbir şey fark etmemiş mi? Bankacının sıkı fıkı olduğu Tefebank’a gönderilen banka müşterilerinin mağduriyeti ne olacak? Ya bundan sonra sayın bankacımızın başka bir yerde başka birilerinin canını yakmayacağını kim garanti edebilir? Suçu ve suçluyu bilmesine hatta bizzat tespit etmesine rağmen suç duyurusunda bulunmayarak, kendisi de suç işleyen yetkililerin bu tavrı da konunun ayıplanacak başka bir boyutu.
Nasıl olsa bir süre sonra unutulacak bu olayın hiç olmamış gibi üstünün örtülmesi çabasında olan tüm muhatapların bu işbirliği gözlerimi yaşarttı(!). Keşke haksızlığa karşı da birlikte hareket ederek işbirliği yapmayı başarabilsek.