Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Aslında bu denli anlamlı bir olguyu tek güne indirgemek, Anneler Günü ve diğer benzerlerindeki gibi yeterli olmuyor.
Kadınımız değil 24 saat/365 gün, alınan her nefeste hayatın olmazsa olmazıdır. Yüce dinimiz İslâm, bunu zaten vaz’etmiş. Sonsuz aleme uğurladığımız kadın-analarımızı rahmetle analım. Yaşayanlara da sağlıklı uzun ömürler dileyelim. Türk kadınının bu anlamlı gününü yürekten kutluyorum.
Bu vesileyle bir özelimi affınıza sığınarak siz saygıdeğer okurlarımla paylaşacağım. Bir ay kadar sonra evliliğimizin 50’nci yılını idrak edeceğiz, Yüce Allah’ım bütün sevdiklerime nasip etsin böyle bir mutluluğu. Evliliğimizin kadın-anası Pervin Hanım, Yüce Allah’ın inayetiyle bana iki güzide evlât ile dört pırlanta torunumun dünyayı şereflendirmesine vesile oldu. Bugünlerde evinden, sevdiklerinden binlerce kilometre uzakta umre ibadeti için mukaddes topraklarda. O’nun şahsında tüm sevdiklerimin, kadınımızın güzel günleri kutlu olsun.
Yazımı, büyük şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın, kadını mükemmel anlatan-hep arayan bir şiiriyle süslüyorum.
DESEM Kİ...
Desem ki, vakitlerden bir Nisan akşamıdır.
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor.
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki, sen benim için,
Hava kadar lâzım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin,nimettensin!
Desem ki…
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.