Peki, aynı ağızdan çıkan bu hava nasıl oluyor da bu kadar farklı hissettiriyor?
Her şeyin temelinde basit bir gerçek yatıyor, sıcakkanlı canlılarız. Vücut sıcaklığımız genellikle çevreden yüksek, yaklaşık 37 derece civarında seyreder. Bu yüzden ağzımızdan çıkan nefes de doğal olarak ortamdan daha sıcak olur. Dudaklarımızı gevşetip elimize doğru yavaşça nefes verdiğimizde, bu sıcak hava derimize yoğun bir şekilde ulaşır. İşte o an hissettiğimiz “sıcacık” his, vücudumuzun doğal sıcaklığından başka bir şey değil. Sanki elimize minik bir ısıtıcı tutmuşuz gibi, değil mi?
“HUUU” DEYİNCE HAVA NEDEN SOĞUK GELİYOR?
Dudaklarımızı büzüp hızlıca üflediğimizde neden işler değişiyor? Burada fizik devreye giriyor ve “entrainment” adı verilen bir mekanizma sahneye çıkıyor. Dudaklarımızı büzdüğümüzde, nefesimiz dar ve hızlı bir jet akımı haline gelir. Bu akımın çıkış noktası hala sıcaktır, ama hava uzaklaştıkça çevresindeki soğuk havayı da sürükler. Bernoulli prensibine göre, hızlı hareket eden hava düşük basınç alanları yaratır ve bu da etraftaki serin havanın akıma karışmasına yol açar. Sonuçta elimize ulaşan hava, artık sadece bizim sıcak nefesimiz değil, çevreyle karışmış ve serinlemiş bir hava kütlesi olur.
HIZLI HAVA NEDEN SERİNLETİYOR?
Hızlı üflediğimizde hissettiğimiz soğukluk da tesadüf değil. Ulusal Hava Servisi’nin açıklamalarına göre, hareketli hava vücudumuzdan yayılan ısıyı alıp götürür ve bu da serinlik hissi yaratır. Hızlı bir hava akımı, derimizdeki ısıyı daha çabuk süpürür, tıpkı rüzgarlı bir günde üşümemiz gibi. Bu yüzden elimizi çok yakına getirmediğimizde, “huuu” diye üflemek adeta bir esinti yaratır ve elimizin üzerindeki ısıyı alıp götürür. Aynı mantıkla, sıcak çorbaya üflediğimizde de çorbanın yüzeyindeki ısıyı dağıtarak soğumasını sağlarız.
AYNI HAVA, FARKLI HİSLER
İnanılmaz, değil mi? Aynı ağızdan, aynı vücut sıcaklığından çıkan hava, sadece nasıl dışarı verdiğimize bağlı olarak bambaşka hisler yaratabiliyor. Yavaş ve geniş bir nefesle elimizi ısıtırken, hızlı ve dar bir üflemeyle serinletebiliyoruz. Bu, yalnızca vücudumuzun sıcaklığıyla değil, havanın fiziksel davranışlarıyla da ilgili. Bir dahaki sefere elinizi ısıtmaya ya da çorbanızı soğutmaya çalışırken, bu küçük fizik mucizesini hatırlayın.