Yo, yoo..Sandığınız gibi RTE' nin Efkan Âla ve benzerlerinin hakaretlerinden bahsetmeyeceğim, onları Allah'a havale ettim zira..
Türkiye'm yanıyor dostlar.. Al Bayrağımız kaçıncıdır bilmem, yerlere savrulup yırtılıp yakılıyor. İstanbul başta olmak üzere, Güneydoğu, Doğu Anadolu İllerinin pek çoğunda; bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen nankör PKK. ve yandaşları, iyice şımaran kürt siyasetçileri azdılar. Otuzdan fazla Okulumuzu yaktılar. Son günlerde, Türkiye, niye Kobani'ye müdahale etmiyor safsatasıyla Aziz Atatürk'ün büstlerini kırıp, akıllarınca, Büyük Türkiye Cumhuriyeti'ne kafa tutuyorlar. Oy verdiğimiz siyasiler de Çözüm Süreci diye biz halkı aldattıkları yetmiyormuş gibi, Askerimizin, Emniyet güçlerimizin elini kolunu bağlıyorlar. Polisimize öldürücü Molotoflarla, saldıranlara plâstik mermi ile bile cevap vermek yasak. Yangın belki su ile söndürülür ama Toma'ların su sıkması çare mi Allah Aşkına. İstanbul'u da yaşanmaz hale getirdiler. Bunlara, nasıl ve kim dur diyecek? Yazmaya elim varmıyor ama, güzel Ülkemi kan gölüne çeviren bu hainlere yere yapıştıracak tokadı kim atacak? Askerin suskunluğu, bu işi halledecek olan sivil iradedir, anlamında algılanmamalı..İşin derinliği artık görüldü.
Diyarbakır'ın Ofis Semtinde bir öğrenci yurdundaki Atatürk Büstünün bir gurup genç militan tarafından, kafası kırılarak aşağıya atılması ve kafayla top oynarken çekilen fotoğrafların gazetelere yansıması sizlerin de dikkatini çekmiştir, saygıdeğer okurlarım. Bu olaya, bir gurup densizin işi diyemeyiz. Böyle şeyler unutulmaz bir kenara yazılır. Ergenekon ve Balyoz Davaları sonucu askerin geriye çekilmiş, sivil otoriteye kayıtsız râm olmuş görüntüsü veriyor oluşu kimseyi aldatmasın. Bu ülke sahipsiz değil! 
PKK kanadından gelen, anarşik olaylarla, Kürt siyasetçilerin haddini bilmez söylemleri “Çözüm Süreci” ni zaten bitirdi. İş hayli karmaşık hal aldığı gibi, ümitsizlik noktasına doğru gidiliyor. İnsanımızın, “Sivil Otorite” ye artık güveni kalmamış gibi gözüküyor.
PKK. artık saçmalık noktasına gelen okul yakma, şantiyeleri basıp iş makinelerini yakma, güvenlik güçlerine yurdun pek çok şehrinde taciz, kale kolları engelleme ve normal zamanlarda olsa devlete karşı kalkışma olarak kabul edilecek (ki; öyle) Molotoflu protesto eylemleriyle askerlerin ayranını kabartacak hal aldı. PKK'nın aslında neyi murad ettiğini anlamakta zorlanıyorum.
Bu hallerde aciz kalan iktidarın, milli iradenin tavan yaptığı 2007 deki günlerini mumla arıyoruz. Bu günkü iktidar, seçmen desteği itibarı ile tarihinin en parlak günlerini yaşamasına rağmen, meşruiyetini zayıflatmakta, ülkedeki anarşiye hakim olmada zorlanmakta.
Birileri doğuda okullarımızı, öğrenci yurtlarını yakıp, Atatürk büstüyle top oynayıp Türkiye Cumhuriyetini aşağıladığını zannederken, İstanbul PKK. yüzünden diken üstündeyken, kalkıp 20 yıllık Fatih Kolleji'nin duvarlarını yıkmak gibi bir garabete düşmek, yönetimdekilerin kin ve nefreti nerelerde kullandıklarına bile aldırış etmiyorum artık. Ülke elden gidiyor, bunlar halâ “Hizmet Hareketi” ile uğraşıyorlar. Vah güzel ülkem, Türkiye'm.
Saygılarımla..