Yıllardır hep okuruz: “Avusturya-Macaristan veliahdı Ferdinand, Saray-Bosna’da bir Sırplı tarafından vuruldu ve I.Dünya Savaşı başladı” diye…
Peki, olay nasıl oldu ve adam Veliahdı neden öldürdü? Kimdir bu Sırplı? Hiç merak ettiniz mi? Daha doğrusu bu savaşın yok yere çıktığını biliyor musunuz? İşte, bir savaşı başlatan bu meçhul Sırplının hayat hikâyesi ve olayların perde arkası…
Gavrilo Princip, 13 veya 25 Temmuz 1894 yılında üç çocuklu (aslında dokuz ama altısı daha bebekken ölmüşler) bir ailede dünyaya geldi. Bir kardeşi hastalıktan ikincisi, Doktor Niko faşistlerle işbirliği yaptı diye USTAŞ (Hırvatlar) tarafından 1941 de öldürüldü. Babası Petar bir postacı annesi Mariya-Nana ise ev hanımı olup fakir bir ailedir. Gavrilo nun dedeleri 18.yy.ın başlarında Karadağ ın Grahovo Köyü nden Knin yakınındaki Oblaj köyüne yerleşti ve soy isimlerini Joviceviç olarak değiştirdiler. Bu arada iş değiştiren aile daha sonra “bekleyen ve bekliyor'' anlamına gelen ‘çeko olarak çağrılmaya başlandı. Bu ad Sırpçada ‘cekati’ şeklinde söylenir. Türkler için çalışıp sınır bölgesinde Türk misafir, görevli veya yolcu beklerlerdi.
Daha sonra aile yeniden Grahovo ya taşınır ve burada soy isimlerini bir kere daha değiştirir; bu sefer Princip soy ismini alır. Bu yeni soy ismini daha çok Hırvatlar kullanır ki Todor isimli bir akrabalarından almışlardır. O dönem Todor iyi giyimli ve beyaz atıyla Hersek bölgesinde ünlü biridir; bu yüzden kendilerine ‘princip’ lakabı verilmek istenmiştir. Princip sözcüğü Sırpçadaki ‘Princ’ yani “prens '' kelimesinden türemektedir. Aynı zamanda iyi yönetme ve otorite anlamında gelen bu kelime bizim de dilimize “prensip '' olarak yerleşmiştir. Zamanla bu lakap ailede soy isim olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kelime kelime çevrildiğinde bu isim (Gavrilo Princip) ‘Prensip Müjdecisi’ anlamına da gelmektedir.
Gavrilo Princip, askeri okul okumak için Sarajevo yani Saray Bosna’ya gider. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu içinde bir okulda kalmak istemediği için zanaat okuluna yazılır buradan sonra Tuzla şehrinde öğreniminde devam eder. Lise için Belgrad’a gider ancak burada birçok Bosnalı öğrenci gibi başarıyı yakalayamaz. Birkaç kez gönüllü olarak Çetnik birliklerine başvuruda bulunur ama bunun içinse boyu kısadır; başvurusu kabul edilmez. 1912 de tekrar Sarayevo’ya döner ve burada Genç Bosna hareketine katılır. Daha Belgrat tayken (Cırna Ruka) ‘Kara El’ adlı bir örgüte de üye olmuştur. Bu hareket genç Slav milliyetçilerinden oluşan bir harekettir ve Bosna ile Sırbistan’ın birleşmesini amaçlamaktadır. Bazı kaynaklara göre de Genç (Jön) Türkler oluşumundan esinlenilmiş ve bağlantılı olarak bazen birlikte çalışan Bosna’daki kollarından birisi haline gelmiştir.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1908 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun buhran içerisinde bulunmasından yararlanarak bölgeyi topraklarına kattı. Bosna-Hersek'te Avusturya yönetiminden memnun olmayan ve burasını Sırbistan'ın bir parçası sayan önemli bir Sırp nüfus bulunmaktaydı ve bunları ağabeyleri olan Sırbistan da destekliyordu. Gavrilo Princip de Avusturyalıları Bosna Hersek'ten çıkarmayı amaçlayan Mlada Bosna (Genç Bosna) adlı bir örgüte mensuptu. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na karşı Genç Bosna harekâtının ilk suikast girişimi Haziran 1910 yılında gerçekleşmiştir. Bogdan Zerariç isminde bir Sırp genci o dönemin Bosna yöneticisi General Vareşanin’e başarısız bir suikast girişiminde bulunmuştur ve bu nedenle de intihar etmiştir.
Aslında Sırbistan Başbakanı bu suikasttan şüphelenip ülkeden ayrılan bu üçlünün tutuklanması için emir vermiştir ama tutuklanma gerçekleşmeden olay cereyan etmiştir. Bu üç kişi daha sonra diğer altı kişi ile buluşup topluca Sarajevo yani Saray-Bosna’ya gelirler. Franz Ferdinand, General Oskar Potiorek tarafından ordu teftişi için davet edilmiş ve o da bir anlamda boy gösterisi yapacağı bu fırsatı geri çevirmeyip kabul etmiştir. Ferdinand suikastının planlayıcısı Danilo İliç olup suikast için birbirinden ayrı iki suikast timi birden oluşturmuştur yani işi her türlü ihtimale karşı sağlama almak ve B Planı da hazırlamak için. Suikast için silahları eski bir Çetnik görevlisi olan Milan İlan Ciganoviç’ten Dzulaga Bukovaç adında bir başka militan temin etmiştir. Nedjelko Cabrinovic ve Trifko Grabez ile beraber suikastçı bu üç kişi toplam 6 el bombası, 4 tabanca ve içinde siyanür olan bir paketle birlikte suikast için buluşmuşlardır. Zehri suikasttan sonra eğer yakalanacak olurlarsa içip örgütü ele vermemek için kullanacaklardır. Ne tesadüf her üç kişi de ağır tüberküloz hastasıdır ve bir anlamda yakında öleceklerini bilmektedirler. Zaten Gavrilo Princip, 24 yıllık yaşamına bir dünya savaşının kıvılcımını hem de mahpusluğu bir arada sığdırabilmiştir.
Sarajevo Tren Garı’nda karşılanan Veliaht, Hükümet Konağı’na götürülmüş ondan sonra da şehir turuna çıkmıştır. İşte ne olduysa bundan sonra olmuştur. Konvoyun geçiş güzergâhı boyunca sıralanan suikast timinden önce Muhamed Mehmedbasiç, panikleyince bombayı atamamış daha sonra ikinci suikastçı Nedjelko Cabrinoviç, Veliaht’ın arabasına bombayı fırlatmıştır. Fakat şoförün aracı birden hızlandırmasıyla bomba arka tarafta patlamış ve sadece geriden gelen aralarında Eric von Merizzi ve Kont Boos-Waldeck’ın da bulunduğu birkaç kişiyi ciddi şekilde yaralamıştır. Bunun üzerine konvoy ve Veliaht derhal Konağa dönmüşlerdir. Cabrinoviç siyanürü içip Miljacka Nehri’ne (şu an üstünde ‘Gavrilo Princip adını taşıyan bir köprü var) atlamış ama nedense ne siyanür etki etmiş ne de suyun en sığ yerine düştüğü için boğulmuş; askerlerce tutuklanıp gözaltına alınmıştır.
Ferdinand, Vali Fehim Curciç’in konuşmasını yarıda keserek yüksek bir sesle heyecanlı bir konuşma yapıp adeta ölüme meydan okurcasına yarım bıraktığı halkı selamlama gezisine kaldığı yerden devam etmek ve kendisinin sağ kurtulduğu suikastta yaralanan diğerlerini hastanede ziyaret etmek için emir vermiştir. Baron Morsey itiraz etse de General Potiorek in “Saray-Bosna tümüyle suikastçıyla mı dolu sanıyorsunuz?'' demesi üzerine ısrar etmemiş, Düşes Sofya da “bari sen burada kal'' tavsiyelerine kulak asmamıştır.
Bunun üzerine General Potiorek, farklı bir rotadan hastaneye gitmek için etrafındakilere talimat vermiş ama her nedense ilk duyurulması gerekli olan araç şoförü Franz Urban a kimse bir şey söylememeyi unutmuştur ve bu yüzden Şoför Urban yoluna normal rotadan devam etmektedir. Bunu fark eden General, Franz Joseph Caddesi’ne girildiğinde araç şoförüne yavaşlayıp geri dönmesini söyler. Şans bu ya tam o sırada Gavriola Princip’te gizlendiği bir kâffede karnını doyurmuş dışarı çıkmıştır ki Veliaht’ın aracı geri dönmek için tam da onun önünde yavaşlamıştır. Gavrilo karşı karşıya geldiği Veliaht’a derhal silahını doğrultur ve çok yakından, önce Franz Ferdinand’ı boynundan, ardından ondan çıkıp yanında oturan hamile eşine giren mermiyle Sofya von Chotkovato’yı karnından vurur.
Şoför derhal Vali’nin konağına sürmüşse de her ikisi de ölmüştür. Gavrilo silahı daha sonra kendine doğrultmuş ama derhal üstüne atlayan polislerin müdahalesiyle bunu başaramamıştır. Karakola götürülür ve diğer yakalanan suikastçılarla (Nedjelko Cabrinoviç, Muhamed Mehmedbasiç Trifko Grabez, Danilo Iliç, Vaso Cubriloviç, Cvijetko Popoviç, Misko Jovanoviç and Veljko Cubriloviç) birlikte hapishaneye konulurlar. Gavrilo’nun, Ferdinand ve eşi Sofya’yı öldürdüğü tarih olan 28 Haziran (1914) Sırpların Vidovdan Bayramı’dır.
Başta Princip olmak üzere diğer tüm suikastçılar o zamanın kanunlarına göre reşit olmadığı için yaşını değiştirmek istemişler ancak ‘Prota (bir nevi nüfus idaresi) Müdürü bunu kabul etmemiş ve ceza olarak da iki ata bağlanarak öldürülmüştür. Suçlular ölüm cezası yerine ömür boyu hapis cezasına çarptırılmışlardır. Resmi Sırp yetkilileri bu suikastla bir bağlantısı olduğunu kabul etmemiştir. Gizli bir örgüt olan ‘Ujedinjenje İli Smrt “Birleşme veya Ölüm'' bu suikastın arkasında olduğu tahmin edilir. Kara El örgütünün lideri olan Albay Dragutin Dimitriyeviç aynı zamanda Sırb Haberalma teşkilatının başıdır ve hapistedir. Suikasttan haberdar olan Dzuro Şariç adında birini, Slanonski Brod şehrine göndererek bu suikastı önlemeye çalışmıştır. (Bazı kaynaklar tam tersini söyleyerek suikastı asıl Albay’ın yönlendirdiğini söylemektedirler). Mahkemede Gavrilo Princip e “katil sen misin?'' sorusunu sorduklarında cevabı “hayır değilim çünkü bir katili öldürdüm ve bu yüzden katil olamam'' şeklinde olmuştur.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan’a bir ağır bir ültimatom göndermiş; kendi topraklarında suikast bağlantılarını araştırmasını istemiştir. Ancak Sırbistan bu ültimatomu geri çevirmiştir. Cezai yanıtsa gecikmemiş; 28.07.1914 tarihinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Bu şekilde I.Dünya Savaşı başlamıştır. Gavrilo Princip hapis cezasını önce Sarajevo’da daha sonra Prag yakınlarındaki Theresienstadt (Terezin) hapishanesine götürülmüştür. Ağır hapis koşullarında vereme yakalanmış, sağ kolu kesilmiştir. 28 Nisan 1918 tarihinde tüberkülozdan ölmüştür. Bundan yaklaşık 6 ay sonra da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu çökmüştür. (Zaten yaşasaydı Veliaht Ferdinand da aslında imparator olamayacaktı çünkü bir Habsburglu değildi/ A.S.T.).
II. Dünya Savaşı’nda Princip’in evini komünistler yakmıştır. 1964 yılında kısmen tadilat yaptırılmıştır. Müze olarak kullanılmaya başlanmış ama 1994 Bosna Savaşı’nda ev bayağı bir tahribata uğramıştır.
Bu arada Sırp Çetnikler onun adını bir tümene verirler. Tito’nun partizanları da onun adını bir tümene verirler. Komünistler ise onu bir Güney Slav yani Yugoslav kabul eder. Öldürülen kardeşi Niko da Tito Yugoslavya’sında bir halk kahramanı ilan edilir. Hırvatlar ve Bosnalı Müslümanlar onu bir vatan haini ve terörist olarak görür. Babası 1939, annesi 1945’te vadesiyle ölmüşlerdir.
Not: Makedonca ve Sırpça kaynaklardan Türkçeye çeviriler eşim Makedonca ve Sırpça Rehber Rukiye Tunçer tarafından yapılmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Gavrilo_Princip
http://www.firstworldwar.com/bio/princip.htm
http://www.hafif.org/yazi/gavrilo-princip-dunya-nin-en
http://www.spartacus.schoolnet.co.uk/FWWprincip.htm