Yolumuzu iyi belirlemeliyiz” dedi.
GAZETE- İzTV’de yayınlanan, Özgür Coşkun ile Politik'iz programının konuğu CHP İzmir Milletvekili Aday Adayı Mahmut Eskiyörük oldu. Tarımın içinden gelen Eskiyörük, merkezi hükümetin tarım politikaları, çiftçinin sorunları ve çözümlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Eskiyörük, bütün sorunların temelinde çiftçinin sorunun yattığını, bu sorunların çözümü ile tüm sorunların çorap söküğü gibi çözüleceğini söyleyerek, “Üreticiyi kurtarırsak, tüketicinin sorunu kalmayacak. Yolumuzu iyi belirlemeliyiz. Birinci yol kooperatifleşmek, ikinci yol köylü tasfiye etmek yani çiftçinin sonunu getirmek. Bu Türkiye’ye uygun değil. Türkiye’nin seçeceği yol birince ol olmalı” diye konuştu.
DAVA ADAMIYIM
Aday adaylığına karar verme sürecine ilişkin konuşan Eskiyörük, “Ben çiftçiyim, 40 yıldır çiftçilik yapıyorum 30 yıllık da başkanlık deneyimim var 10 Yıl Tariş’te 20 yıldır da Tire Süt Kooperatifi’nde başkanlık yaptım. Ben bir dava adamıyım bir yurtseverim. Kendimi bu davaya adadım. Kendimi ailemi sağlığımı bir kenar bırakarak ideallerim uğruna çalıştım. Başarılı oldum ki bir eser yaratıldı Tire’de bir model oluşturduk. Bu model Türkiye’nin gündemine oturdu. Dünya’nın gündemine oturdu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Tire Süt Kooperatifi’ni ‘Örnek Kırsal Kalkınma Modeli’ seçti. Türkiye’nin her yerinde konferanslar ve paneller verdik, modelimiz anlattık. Ancak dinlenmeye çekilmiştim ama sağ olsunlar Türkiye’nin her yerinden çiftçi kardeşlerim, arayarak ‘Başkanım biz bugüne kadar sahipsiz kaldık. Biz seni Meclis’te görmek istiyoruz. Bize sahip çık hakkımız ara’ dediler. Düşündüm Türkiye’nin durumu orta insanların yüzü gülmüyor. Özellikle tarım alanında tahribata uğradık. Kendi kendimize yetmemiz gerekirken, mercimeği bile ithal eder olduk. Bir yurtsever olarak kendimi ortaya koydum. Bu talepler doğrultusunda aday adayı oldum” dedi.
TARIM DENEME TAHRASI
‘Tarım deneme tahtası haline getirildi’ diyerek tarım politikalarındaki problemlerin altını çizen Eskiyörük, “Tarım politikamız oluşmadı. Bırakın bir hükümet değişikliğini, bakan değişikliğinde bile politikalar değişti. Köylerimiz boşaldı, gençlerimiz şehirlere göçtü. Neden bir güvenceleri olmadığı için. Üretimi planlayamadık, çiftçiye güven sağlayamadık sağlam bir politika oluşturamadık. Benim kavgam şuydu, Anadolu’nun yapısını bozmayalım. Tabi ki ölçek önemli ancak küçükleri birleştirerek büyük bir ölçek elde edebiliriz Tire Süt Kooperatifi bunun en güzel örneğidir. Model budur, bu kooperatif ortakları içinde yeni üye olanlar dahil her türlü teknolojik alete ulaşabiliyorlar. Yoksa ineklerini satsalar o makineleri alamazlar. Biz bunları savunurken, onlar kapitalizm anlayışıyla, ‘köylüyle olmaz, tarımı büyük şirketler yapmalı’ dediler. Köylüyü sorun olarak gördüler oysa köylümüz bizim sorunumuz değil. Bu insanların ihtiyaçları var, biz ihtiyaçları Tire Süt Kooperatifi’nde çözdük. Neydi bu sorunlar; maliyet yüksek bu yüzden para kazanamıyorlardı. Maliyeti toplu alımlarla düşürdük. Akaryakıt sorunu vardı, bir ay öteleyeli 1 liranın altında akaryakıt sağladık. Süt kalitesi düşüktü, her köye soğutma korumalı tankerler kurduk. Birleşmiş Milletler Tire Süt kalitesini tescilledi. Pazarlama sorunu vardı, ürünleri biz pazarladık. Biz bu modeli Türkiye’ye uyarlayalım dedik. Her ilçenin bir kooperatifi olsun dedik. Bunu bir türlü kabul ettiremedik” diye konuştu. Yem fiyatlarının aşırı artmasıyla çiftçinin içinden çıkılamaz bir krize sürüklendiğini söyleyen Erkiyörük, “Çiftçimiz maliyetin altından kalkamadı, ineklerini kestirmeye başladı. Biz bas bas bağırdık izin vermeyin bakın anneler kesiliyor. Bir buzağı üç yıl sonra anne oluyor. Ancak kimse dinlemedi. İktidar seyirci kaldı. Bugün kimse et alamıyor. İthalat yaparak tüketicinin mağduriyetini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Milyonlarca dolar harcıyorlar, oraya verecekleri parayı üreticimize, köylümüze verselerdi böyle bir sorun olmayacaktı. Bu bozuk düzenin tamir edilmesi gerekiyor. Ben işin mutfağından geliyorum ve bir çiftçi temsilcisi olarak çiftçi kardeşlerimizin hakkı savunurum. Ben partizan değilim A partili B partili demem tüm çiftçimizi kucaklarım. Benim projelerim var, icraatçı bir adamım sorunu çözmek için çalışırım” dedi.
Bütün sorunların temelinde çiftçinin sorunun yattığını, bu sorunların çözümü ile tüm sorunların çorap söküğü gibi çözüleceğini söyleyerek, “Üreticiyi kurtarırsak, tüketicinin sorunu kalmayacak. Yolumuzu iyi belirlemeliyiz. Birinci yol kooperatifleşmek, ikinci yol köylü tasfiye etmek yani çiftçinin sonunu getirmek. Bu Türkiye’ye uygun değil. Türkiye’nin seçeceği yol birince ol olmalı. Diyorlar ki; ‘Türkiye Kooperatif çöplüğüne döndü, başarılı kooperatif sayısı çok az’ bunların hepsi devletin destekleriyle verimli hale getirebilir. Küçük küçük kooperatifler var, doğru olan kooperatiflerin birleşmesidir. Devlet sadece ilçe kooperatiflerini desteklerse bu küçük kooperatifler birleşir daha verimli hale gelirler” dedi.
TİRE’DE HEYECAN YARATTI
Tireli vatandaşların önemli ölçüde desteğini aldığını anlatan Eskiyörük, “Bu iş bize ilk kez önerilmiyor. 10 yıl önce bana yine bu teklif geldi ancak biz o zaman başka bir kurumun başkanıydım ve siyaset yapmam doğru değildi. Şimdi bir amaç için yola çıktık, çok ciddi bir destek var büyük bir heyecan yarattı. ‘Kafama silah dayasalar, CHP’ye oy vermem’ diyen aileler bile bırakın oy vermeyi, ‘seçim çalışması yapacağız’ diyor. Bu desteğin sebebi de benim 30 yıllık başkanlık dönemimde kimseyi kayırmamım herkese eşit davranmam. Benim aktif biri olmam da çok etkiliyor. Yine tabi genel merkez karar verecek. Kararlarına saygı duyarım ben her koşulda katkı sunarım” ifadelerini kullandı.
KURAKLIĞIN ÇÖZÜMÜ BELLİ
Eskiyörük, kuraklık tehdidini yıllar önce gördüğünü söyleyerek, su sorunun çözümüne ilişkin çözüm önerilerini şöyle sıraladı; “Denize bir damla dahi su göstermeyecek yer altı barajları yapılmalı. Suyu tasarruflu kullanmalıyız. Vahşi sulamadan vazgeçmemiz gerekiyor. Sanayiler yer altını sömürüyorlar atıklarını Küçük Menderes’e akıtıyorlar. Bunlara yaptırım getirilir. Kendi artıma tesislerini kurmaları sağlanmalı”
UMUTSUZ OLMAYIN
Hem üreticinin hem de tüketicinin sorunlarını çözebilmek için en önemli adımın planlama olduğunu söyleyen Eskiyörük, “İyi planlama için elinizde veri olması gerekir. Türkiye’de hiç kimse hangi ürünün ne kadar üretildiğini söyleyemez. Doğru veri akışını sağlamak için de kooperatifleşme şarttır. Bakın gıda güvenliği diyoruz, kooperatif olmadan gıda güvenliği sağlayamazsınız. Ürünün kalitesine göre fiyat belirlemek ürün kalitesini arttırır. Devlet bunların hepsini planlamalı. Bu sorunların hepsi çok kolay çözülür bir yıl içinde çözebiliriz. Kimse umutsuz olmasın, bizim elimizde her türlü olanak var. Bu coğrafya üretilse karşılığını veren bir coğrafyadır. Bu seçim çok önemli Türkiye için adeta kader anıdır. Gençlerimiz çocuklarımızın geleceği için bu seçim çok çok önemli” ifadesini kullandı.