Geçtiğimiz Pazartesi günü ne yalan söyleyeyim benim özlediğim bir meclis tablosu gördüm belediyenin loş toplantı salonunda. Tayfur Çiçek’in 5+1,5 yıllık başkanlık kariyeri ve meclis üyeleri ile olan inişli çıkışlı ilişkileri, meydanlarda bağırdıkları ile arkasından attığı nutukları söyleyen başkasıymış gibi hareket etmeleri eninde sonunda böyle bir tablo ile karşılaşacağını açıkça gösteriyordu elbette.
Bugün gazetemizin sütunlarında yer aldığı gibi 2007 yılında Tirem Otel’in mülkiyetini satmaya kalkışan Sıtkı İçelli’ye demediğini bırakmayan aynı Tayfur Çiçek bu defa kendisi otelin mülkiyetini sessiz sedasız hiç kimseye duyurmadan satmaya kalkışmasına müsaade etmeyen meclis üyelerine pervasızca meclis çatısında tehditler yağdırıyor. Sonra da meclis uyum içerisinde çalışacakmış…
Eğer bir meclisin uyum içerisinde çalışması belediye başkanının her dediğine diğerlerinin he demesi anlamına geliyorsa boy boy adamları yanına dizip de meydanlarda arz-ı endam etmenin alemi neydi? Elbette ki aynı gruptan her bir insanın farklı düşünceleri olacaktır. Belediye başkanı birçok hususta kendi bildiği şekliyle hizmet etmeye çalışacaktır. Bütün bunları yaparken meclis üyelerine yapmak istediklerini açık ve net olarak anlatıp ta ikna etmeye çalışmak da başkanın sorumluluğundadır. Tabi ki bütün bunları yaparken de belediye başkanının siyasi teamüllere uygun davranması beklenir.
Ben bu işleyişlere gerek meclis gerekse Demokrat Partili Meclis Üyeleri yönüyle; meclis oturumlarını yakından takip eden bir gazeteci olarak bir parça açıklık getirmek istiyorum. Belediye Başkanımız Tayfur Çiçek’in elbette ki kendine uygun gerekçeleri ile meclise ek gündem getirme alışkanlığı var. Ek gündemlere açıkça dikkat edildiğinde birbirinden önemli ve hassasiyet arz eden konuların meclis üyeleri tarafından tam olarak anlaşılmadan oylanmasına sebep olmak siyasi bir cinayettir. Şehrin önemli bir bölümünü ilgilendiren ve TOKİ ortaklığı ile yapılması planlanan imar çalışmalarının onlarca sayfalık protokolünün mecliste alelacele okunması bunun en güzel örneğidir. Umarım meclis üyeleri bundan sonra önlerine gelen ek gündemler konusunda başka bir strateji geliştirirler.
Gelelim mecliste iptal edilen satış yetkilerine… Tayfur Çiçek’in oylama yapılmadan önce meclis üyelerini diplomatik nezaket yerine yüzlerine parmak sallaya sallaya uyarmaya kalkışması kesinlikle bireysel oy kullanma özgürlüğünü ‘Bana göre’ baskı altına almaya çalışmaktır. Neyse ki Demokrat Parti’den bir kişi çıkıp da bu baskılara aldırmadan başkanın belediyenin taşınmazlarını satmak için encümende yaptığı girişime engel oldu.
Burada esas sorulması gereken soru şu: ‘Eğer satış yetkisi iptal edilmeseydi ne olurdu?’. Ne mi olurdu? DP’li meclis üyeleri ve Başkan Tayfur Çiçek meydanlarda verdiği sözleri tutmamış, halkı yanıltmış, kandırmış otel ve eskiden Halk Bankası’nın kullandığı bina bir şekilde satılmış olurdu. Sonra seçim meydanlarına çıkıldığında malum artık internet var, gazeteler var, arşiv sistemi daha da gelişmiş bir halde iken verilen ve tutulmayan sözler şamar gibi suratlara vurulurdu.
Diğer bir talihsiz konu da başkanın gazete aracılığı ile kendi meclis üyesi İlhan Ağat için siyasi ömür biçmesi oldu. Ne yazık ki başkan görev ve yetki tanımını iyi etüt etmemiş olacak ki yetkisi bulunmayan bir konuda hüküm bildiriyor. Bu hüküm için korkarım ki tıbben yapılacak bir şey yok; alternatif tıp yöntemlerine müracaat etmesi gerekecek. Kimin ne kadar siyasi ömrü olduğunu zaman bize açık ve net olarak gösterecek. Yoksa mecliste başkanın satış yetkilerini iptal eden kararı desteklemesinin hemen sabahına belediye zabıtalarının yıllardır yapılanı ilk defa olmuş gibi aniden görerek meclis üyesinin dükkanına taciz atışına başlamaları bir belediye başkanının zafiyetinin, çaresizliğinin ve durumun vahametinin en güzel göstergesidir.
Açık ve net olarak görülüyor ki İlhan Ağat’ın encümende olması Tayfur Çiçek’in meclisten ‘Ben satacağım zaman meclise getireceğim’ demesine rağmen encümenden taşınmazları satmak istemesinin sonuçlarında partiyi, bizleri büyük bir habersizlikten kurtarıyor. Kurtarmakla kalmıyor, satış yetkisini iptal eden önergeye de destek vererek gelecekte meydanlarda ‘İşte, bakın ben 2007’de satmayız diyen ekibin içerisindeydim, 2011’de de satmayan grubun içerisindeyim’ diyebilecek hale getiriyor. Sözün özü, tertemiz bir siyasetçi, demokratik hakkını kullanarak meclisin topluca devredilen yetkisini tekrar meclise geri alıyor. Bundan daha doğal, daha gerçek bir hareket de herhalde başka bir yerde bulunmuyor.
DP, Parti Grup Toplantısı Yapmıyor!
Kamuoyu açıkça bilmelidir ki Demokrat Partili Tire Belediyesi Meclis Üyeleri’nin yazılı hiçbir grup kararı yoktur, grup karar defteri yoktur ve meclis üyeleri ortak hiçbir kararı İlçe Başkanı başkanlığında oturup görüşmemiş, hiçbir grup kararı almamıştır. Bu anlamda da Tayfur Çiçek’in İlhan Ağat’ı grup kararına uymuyor gibi bir durumda göstermesi trajikomik bir iddiadan öteye gidemiyor.
Meraklılarına da anlatayım DP nasıl grup toplantısı yapıyor: Diyelim ki meclis toplantısı 8’de. Tayfur Çiçek gündemi diğer meclis üyelerine olduğu gibi DP’li üyelere de 3 gün önce gönderiyor. Ve meclis toplantı saatinden bir saat önce makamda üyelerin toplanması isteniyor. Ardından da saat 7 civarında meclis üyeleri birer birer makama geliyor. 7.30pm gibi buluşma gerçekleşiyor. Başkan bey maddeleri DP’li üyelere anlatıyor, en gündem varsa işte bu da oradan geldi, bu şuradan geldi diyor. Ardından da hoşbeş sohbet ve meclise geçiliyor. İşte grup toplantısı böyle yapılıyor.
Yani halka anlatıldığı gibi, DP’li meclis üyeleri Belediye Başkanı değil de İlçe Başkanı’nın daveti ile parti binasında bir araya gelerek enine boyuna maddeleri inceleyip kendi kendilerine belediye başkanının baskısı olmadan tartışarak, konuşarak, yeri geldiğinde kavga ederek uzlaşma yoluna gidip sonucunda da karar defterine imza atmıyor. Başkan bey ne yönde oy kullanılacağını küçük birkaç gerekçesi ile kendilerine anlatıyor, sonra da mecliste oylamaya geçiliyor. Olay bundan ibaret!
Olay böyle olunca da mecliste İlhan Ağat’ın seçim meydanlarında verdiği sözü tutacağını en son babalar duyuyor. Hangi baba mı?
Proje Babası.