Altıntaş, 1053 sayılı “Ankara, İstanbul ve Nüfusu 100.000’den Büyük Şehirlere İçme Suyu Temini Hakkında Kanun” kapsamında DSİ’ye verilen görevlerin kapsamının 2007 yılında genişletildiğini hatırlattı. Ancak İzmir gibi Türkiye’nin en büyük ve yoğun nüfusa sahip şehirlerinden birinde hâlâ ciddi su arz güvenliği sorunları yaşandığını ifade etti.
İzmir’in artan nüfusu, iklim krizinin etkileri ve küresel kuraklık eğilimlerine dikkat çeken Altıntaş, DSİ’nin kente yönelik altyapı yatırımlarında yeterince aktif rol almadığını vurguladı. Bu durumun kamuoyunda, siyasi nedenlerle İzmir halkının cezalandırıldığı yönünde endişelere yol açtığını belirtti.
Milletvekili Altıntaş, Bakan Yumaklı’dan aşağıdaki beş soruya yazılı yanıt istedi:
1. DSİ’nin İzmir iline bugüne kadar sağladığı içme, kullanma ve endüstri suyu yatırımları nelerdir?
2. Bu yatırımların toplam bedeli, fiziki gerçekleşme oranı ve yıllara göre bütçe dağılımı nedir?
3. İzmir’in artan su ihtiyacını karşılamak amacıyla DSİ tarafından yakın vadede planlanan yeni içme suyu yatırımı bulunmakta mıdır? Varsa bu projelerin detayları nelerdir?
4. İzmir’e yönelik su yatırımlarının sınırlı tutulması halk nezdinde “İzmir halkı merkezi iktidarı desteklemediği için cezalandırılıyor” algısına neden olmaktadır. Bu algının önüne geçmek adına Bakanlığın ve DSİ’nin somut ve şeffaf bir planı bulunmakta mıdır?
5. Mevcut iklim krizi koşullarında İzmir’in su arz güvenliğinin sağlanması adına Bakanlığın sorumluluğundaki öncelikli tedbir ve projeler nelerdir?
Altıntaş’ın önergesi, İzmir’in yaşadığı su sorunlarına dikkat çekmesi ve merkezi yönetimin bu konuda atacağı adımların şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasını istemesi açısından önemli bir girişim olarak değerlendirildi.