Tire’nin sokaklarında dolaşmak inanın ki insanı çıldırtıyor. Her adımda sözüm ona planlı yapılan işlerin insanları çaresiz bıraktığını gördükçe, vatandaş veryansın ediyor. Tayfur Çiçek yönetimindeki Tire Belediyesi, kent olma yolunda ilerlemesi gereken Tire’nin önünde her geçen gün engel olmaya da devam ediyor.
Çok basit bir örnek vardır halk arasında. Evin çatısı akıyor, çatıyı mı yenilersiniz yoksa salondaki eski halıyı mı değiştirirsiniz diye sorarlar insana. Tayfur Bey, salondaki eski halıları değiştirmekle devam ediyor işe…
Cumhuriyet Meydanı’nda doğalgaz çalışması var. Yolu bir kapatıyorlar ki kimin nereden geleceği, nereden gideceği belli değil. Sanki Tire bir köy… Öğretmen hemen yanındaki caddenin bir şeridi trafiğe kapatılmış, zira çukur kazılıyor. Yan şeritten girdik aracımızla, karşıdan arabalar geliyor. Tek şerit kime ait belli değil. Yol kazıldığında kapatılan şeridin yolcuları nereden gidecek, nereye varacak bilen yok. Çek emniyet şeridini, kaz gitsin… Bu mudur belediyecilik? Haydi, ara sokaklarda alıştık kazılara, günlerce kapatılmayan çukurlara. Ama bu ana caddeler üzerinde sorumsuzca yapılınca insan gerçekten acı acı gülümsemeden edemiyor. Tam bir keşmekeş…
Döndüm, Faik Tokluğlu Bulvarı’na. İleriye doğru uzatılan bölünmüş yol üzerinde kavşak düzenlemesi yapılıyor. Bir de baktım ki bir havuz. ‘Tamam’ dedim kendi kendime. Olay çözüldü. Havuzu yap, yolların sorunları bitsin. İşin ironi tarafı da havuzun hemen 20 metre üzerindeki yol. Bu yolu okurlarımız hatırlar. Defalarca haberini yaptık, bir o kadar da köşemde yazdım, yine yazmak nasip oldu. Söz konusu kavşağın hemen 20 metre, Tireliler bilir, Aydoğdu Kahvesi’nin hemen üzerinde bir sokak var. En fazla 150 metrelik bir yol. Özel Bilgi İlköğretim Okulu’na çıkıyor. Her gün yüzlerce öğrenci, buradaki çamur deryasını aşarak okula gitmek zorunda kalıyor. Ya da aracı olanlar daha yukarı giderek, sağlam yoldan aşağı inmek zorunda kalıyorlar. Dedim ya, çatı akarken halı değiştiriliyor. Aynen öyle. O fıskiye ile günlerce uğraşacağınız kadar şu yola bir hal çaresi bulsaydınız olmaz mıydı başkan bey? Olurdu elbette ama artık hangi akla binaen erteleniyor sekiz yıldır bilinmez.
Oysaki seçime az bir süre kala Aydoğdu Kahvesi’nde konuşan Tayfur Çiçek şöyle demişti: ‘Küçücük bir sokağı asfaltlamayı beceremediler. İlk işimiz bu sokağı asfalt yapmak olacak’. Alkış, kıyamet gelsin oylar. Şimdi biz bu söylemleri hatırlattığımız için suçlu görülüyorsak, bizi suçlu görenler kendi yalan vaatlerine baksın önce.
Bununla da kalsa iyi. Şehitler Parkı’nın hemen altında bir sokak var. Yine okurlarımız hatırlar, ‘Vatandaşın parası acemi müteahhide’ başlığı ile bir haber yapmıştık. Gerçekten de yapan müteahhit acemi. Seçimin arkasından müteahhit yapılan bir tanıdığım. Sokak taş ve ızgara döşeme işlemlerinden sonra iki kere daha elden geçmişti. Dün de üzülerek gördüm ki bir başka müteahhit, işçilerin başında, aynı yolda yine tadilat yapılıyor, göçüklerden dolayı… Ondan sonra bakıyorsunuz, Belediye Başkanı Tayfur Çiçek basketbol sevdasında, o maçtan bu maça koşuşturuyor. Bunu söylediğimizde de eleştiriliyoruz.
Şehir yönetmek ciddi bir iştir. Belediyecilik ciddi sorumluluklar yükler insana. Basketbol koçluğu da öyle. Takımın her şeyi ile ilgilenmek zorundasınız. Oyuncularınızın sorunları, ailevi problemleri, hastalıkları, beklentileri ve daha nicesini bilmek zorunda o takımın koçu. Bilirse ancak çözer ve zihnen, bedenen oyuncuyu maça hazırlar.
Ama bildiğimiz bir gerçek daha var. Bir koltuğa iki karpuz sığmaz. İkisini de düşürüp kırmak var işin içinde. Bana göre Tayfur Bey, şehircilik karpuzunu çoktan çatlattı bile. Meclis üyelerini oylama memuru olarak gören, eleştirildiğine söz vermeyip tek kale mecliste şut çeker gibi muhalefete yüklenen bir anlayış, çaresizliğin en büyük göstergesi değil de nedir?
Bir memleketin esas meselesi, aştır, iştir. Bu konudaki en büyük vebal de yerel yönetimlerdedir. Şehrin emanetçisi, sahibi olan belediye başkanının asli görevidir. Ülkesel kalkınma ayrı bir konu, yerel kalkınma ayrı bir konudur. Belediyeler yerel kalkınma hamleleri için iktidarı ve muhalefetiyle el birliği içerisinde hareket etmelidir. Bugün Tire’nin en büyük meselelerinden birisi olan üretim yolları sorunu yıllardır sürüncemede bırakılmışken, yerel yönetimin fıskiyelerle, plansız programsız işlerle uğraşıp basketbolu bir çıkış kapısı olarak görmesi gerçekten üzücüdür.
Kendisini ‘Proje Babası’ olarak ilan ederek diğer 15 belediye meclis üyesini bu işin dışında tutan ‘Ben’ merkezci yönetim anlayışı Tire’yi her gün geri götürmektedir.
Sonra ‘Bu nasıl belediyecilik’ diye soranlara kızmayın Başkan Bey.
Karpuzu biz çatlatmadık.