Meral Akşener ve birlikte hareket ettiği arkadaşlarının kuracakları parti; yalnız küskün MHP. lilerin ümidi olmak değil; geçmişte Doğruyol  (DYP)ve Anavatan Partilerine (ANAP) oy vermiş sağ seçmenin de beklediği bir girişimdir.
Hatırlanacaktır..Abdulah Gül’ün ilk Cumhurbaşkanlığı adaylığı günlerinde, hukukçu Sabih Kanadoğlu’nun TBMM. nin toplantı yeter sayısının 367 olması yönündeki yanlış fetvası sonucu, bu rakama ulaşılmaması maksadıyla Doğruyol Partisi ile Anavatan Partisi Milletvekillerinin Meclis Genel Kurulu’na katılmamaları sonucu, gerekli sayıya ulaşılamamış, sonuçta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamamıştı. Halkımız da yapılan ilk Milletvekili Genel Seçiminde (2002) bu iki partiyi de cezalandırıp, % 10 barajının altına iterek meclis dışı bırakmış, oyunu yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) vererek, tek başına iktidara getirmiştir.
Yeni Partinin Ekim ayında kuruluş dilekçesinin İç İşleri Bakanlığına verilmesi bekleniyor. Benim şahsi kanaatime göre; Akşener’in, Tansu Çiller Hükümetlerinde (DYP) İç İşleri Bakanı iken 28 Şubat’çılara karşı dik duruşu ve MHP. deki tüm kongre engellemelerine rağmen, inatçı direnişi ve kişiliği takdir edilmeğe değer, hasletlerindendir. Diğer liderlerden farkı; toplumun bütün kesimlerinden siyasi yelpazenin bütününde karşılığı var. Değişik düşünce sahiplerinde de olsa Akşener isminin algısı gayet olumlu. Tahminim odur ki, sol kesimden bile oy alma potansiyeli mevcut.
KADRO  HAREKETİ
Gerek tek parti döneminde CHP. nin İsmet İnönü önderliğindeki kadro hareketi ile, şimdilerde okuduğum kitabında, Samet Ağaoğlu’nun Demokrat Parti’nin Kuruluş Günlerini (1945) ve Celâl Bayar-Adnan Menderes’in kadro konusundaki hassasiyetini yeni partinin henüz nüvelerini öğrenebildiğimiz kadarıyla Kamu Oyunda heyecan yaratacak olmasa da tasvip görecek isimlerin birer birer  ortaya çıkması ile şekillenen kadroyu öğrenmeye başladık. Eski siyaset ve bürokrasinin bildik isimleri şimdilik şunlar: Cihan Paçacı, Doç. Dr. Abdüllâtif Şener, Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç, İzmir Belediye eski Başkanı Burhan Özfatura ve daha pek çok bildik isim gönüllü ve iştahlı olmadan da bunun bir memleket meselesi olduğunun bilinciyle kadro zenginliğini sağlayacaklardır. 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri de düşünülecek olursa Akşener’in gerginlik yerine uzlaşı dilini benimseyen tutumuyla, toplum zaten kutuplaşmanın getirdiği gerginlik yorgunudur. Halkımızın büyük bir kesimi; bıkkın, mutsuz ve neredeyse ümidi kırılmış haldedir.
Akşener ve arkadaşlarının, toplumun bu beklentisinin bilincinde olduğu herkesce kabul görecek bir gerçektir. 2019 da Çatı Adayı olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldığı takdirde, Ekmelettin İhsanoğlu’nun aday olduğu geçtiğimiz seçimde, Devlet Bahçeli’nin engellemesi sonucu kaçırılan fırsat şimdi önümüzde duruyor. Siyasi Partilerin özellikle CHP. nin Ekmelettin Beyin adaylığında gösterdiği uyum ve sağduyulu bir davranış bu kez de beklenir. Mesele “Ülke Meselesi” ise bu yönde halkın beklentisi de elbette böyle olacaktır. Herhalde halkı küstürmek istemez CHP. yönetimi. Referandumda alınan % 49’luk oy oranının daha da yükseleceği gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Meral Akşener ve şimdilik az da olsa bilinen kadrosu bu potansiyeli taşıyor. Belki bu durum ülkemizin tek şansıdır.
Saygılarımla.