Zekat, sadaka ve diğer her türlü yardımın yerine getirilmesinde dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Mali bir ibadet olan zekatın, muhatabı incitmeden, insan onuruna yakışır şekilde verilmesi gerekir. Gösteriş amacıyla, fakirin onurunu zedeleyecek şekilde yapılan yardımlardan sevap elde edilemeyeceği, hatta bunun büyük bir vebal olacağı iyi bilinmelidir.
Ne yazık ki bazı yardım dağıtma kampanyalarında son derece üzücü ve yapılan yardımın sevabını yok edici manzaralar görmekteyiz. Mü’minler zekat ve fitre ibadetini yerine getirirken bu hususa son derece titizlik göstermelidirler. Zekat veren kişi, zekatı alanın kendisinin din kardeşi olduğunu unutmamalıdır. Bu görev ibadet ruhuna yaraşır bir şekilde eda edilmeli, izdihama ve kötü manzaraların oluşmasına meydan veren, onur kırıcı ve kamu vicdanını rahatsız edici uygulamalara son verilmelidir.
Nitekim Cenab-ı Hak Bakara suresinin 262 ve 263. ayetlerinde zekatın verilmesinde uyulması gereken hususlara dikkatlerimizi şöyle çekmektedir: “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rableri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir. Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırmanın geldiği bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir”
Yüce Allah’ın bizlere emanet olarak lütfettiği malın ve mülkün sorumluluğunu bilelim. Bizim için bir arınma ve yücelme vesilesi olduğu bilinciyle zekat ibadetini en güzel şekilde yerine getirelim.Yüce Rabbimizin rızasını gözeterek vereceğimiz zekatın, fitrenin ve yapacağımız diğer güzel amellerimizin sevaplarımızı çoğaltacağının ve malımıza bereket, hayatımıza huzur getireceğinin bilincinde olalım. Zekat vermemenin de büyük bir vebal olduğunu unutmayalım. Zira Yüce Allah Kur’ anda;
“…Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve "İşte bu, kendiniz için biriktirip-sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı" ! denilecek.” Buyurmaktadır.Böyle bir duruma düşmektense zekatı vermek daha iyidir.
İbadetleriniz makbul iftarlarınız bereketli olsun sevgili okurlarım.