TÜSİAD yani Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği hazırladığı yeni Anayasa taslağını kamuoyuna açıkladı. Son zamanlarda moda olan anayasa değişikliği bu kez de TÜSİAD’ın gündemindeydi. Sanki memleketin tek sorunu anayasaymış, tüm sorunlar da yürürlükteki anayasadan çıkıyormuş gibi önüne gelen bir anayasa taslağı hazırlıyor.
TÜSİAD’ın yeni anayasa taslağı bir kısım özgürlükleri getirse de çok dikkat çeken başlıklarsa silahlı kuvvetler ve Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez (!) hükümlerinin değiştirilmesi konuları oldu. “Seçilmiş organlar üzerinde vesayet organlarına yer verilmemeli” denilen taslakta Milli Güvenlik Kurulu’nun anayasal bir organ olmaktan çıkartılıp görev alanı münhasıran milli savunma konuları ile sınırlı olan bir danışma organı olması düşünülüyor. Yani sanayici ve işadamı sıfatını taşıyan bazı para babalarının kendilerini nasıl daha zengin edeceklerine, bu ülkenin kaymağını nasıl yiyeceklerine yön veren ve sadece kendi amaçlarına hizmet eden insanların kurduğu ve yönettiği bir dernek anayasa hazırlayacak (!) ancak ülkenin iç ve dış güvenliği ile ilgili olan ve Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından oluşan (askerlerin tamamının zor yetişen ve son derece bilgili kurmaylardan olduğu gerçeği de unutulmasın) Milli Güvenlik Kurulu Anayasal organ olmaktan çıkarılacakmış (!). Siz fasulye gibi nimetsiniz de bu kurul gazoz kapağı mı? Kendinizi ne zannediyorsunuz? Gelelim anayasanın değiştirilemez maddelerine; madde-1:” Türkiye devleti bir cumhuriyettir.”; madde-2:” Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”; madde-3: “ Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır.”. Değerli (!) işadamları ilk maddenin değiştirilmemesinin ancak diğer iki maddenin değiştirilebilecek olmasını uygun bulmuşlar (!) Size mi kaldı ülkenin bütünlüğü, laiklik, milli marş ve başkentin Ankara olması meselesi? Nesi rahatsız etti bu maddelerin? Bir de derneğin yönetim kurulu başkanının eşi olan eski siyasetçi Cem Boyner’in sözleri var ki neden %40’la yola çıkıp %1 ‘i bile anca yakaladığını çok açık gösteriyor. Siyaseti bırakan vatandaş sivil Cem demiş ki ”Devlet insanları mutlu etmek için var. Anayasa da aramızdaki bir sözleşme. Beğendiğin ülkenin sözleşmesine girersin, beğenmediğine gitmezsin. Bunun için yapıyorsun bu sözleşmeyi, devlet devam etsin diye yapmazsın. Devlet beni korusun, beni eğitsin, düşmanlarıma karşı korusun, geleceğimi garanti altına alsın diye yaşarsın bu ülkede…Tekrar ediyorum, Türkiye’nin insanlarının mutluluğu, onuru, haysiyeti, bir kısmının değil tümünün birer birer bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir diyebiliyorsanız, doğru yoldayız, bu işin sonunda güzel bir şey çıkar.” Ticaret adamı olunca ülkenin bölünmez bütünlüğü namus olarak görülmüyor galiba bazılarına. Ayrıca ülke vatandaşlığını, tabiiyeti bir sözleşme olarak görüyor bay Boyner. Ha bir de beğenmezsen o ülkenin sözleşmesine girmezmişsin? Bak bak sen, neler de biliyormuş? Demek sözleşmeyi beğenmeyen gidip başka ülke ile sözleşme yapıp orada yaşıyormuş? İyi de hangi biriniz bunu biliyor ve uyguluyor. Afrika ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere ülkemizden de Avrupa hayali ile bu ülkelere kaçak girmeye çalışan milyonlarca insan şaşırmışlar demek ki? Garibanlar yapıversinler bir sözleşme de rahat içinde yaşasınlar. Anlaşılan Cem Boyner siyasette aldığı ağır darbe ile ciddi bir hasar almış, ne dediğini bilmiyor ya da dediklerini kulakları duymuyor. Bir başka garabet de anayasanın değiştirilemez maddeleri ile söyledikleri. Bu ülkede milli marş, başkent, bayrak, dil mi özgürlüklere engel olan gerekçeler? Boyner’in sözleri ilk başta bazı kesimlere sevimli geliyorsa bir sorum da onlara olacak, bu talepler yerine gelip de biraz zaman geçince “insanların mutluluğu din, ibadethaneler ve ezandan daha önemlidir diyebiliyorsan…” derse ne yapacaksınız? Manevi değerleri kaybetmeye başladınız mı çorap söküğü gibi maalesef arkası gelecektir.
Başbakan’ın “taraf olmayan bertaraf olur” tehdidi (!) ile ne yaptığını bilmeyen TÜSİAD üyeleri servetleri ve makamlarına sahip çıkmak adına gerekirse ülkeyi bölmeye, bayrağı kaldırmaya, dili de yok etmeye hazır görünüyorlar. Hadi babacığım siz bakın ticaretinize, elinizin faiziyle karışmayın ülkenin yönetimine ve ülkenin bağımsızlığına. Toprağına, atasına, bayrağına ve diline gerekli önemi vermeyen ve gerekli saygıyı göstermeyenlere biz de saygı duymayız. Bu topraklar yüzyıllardır kendi menfaatleri için ülke menfaatlerini göz ardı edenlere hak ettiği karşılığı verdi, vermeye de devam edecektir.