İçerisinde bulunduğumuz Ramazan ayında tuttuğumuz orucun farz kılınmasındaki hikmet, insanın kötülüklerden sakınması, olgunlaşması ve ahlâkının güzelleşmesidir. İnsanın dünyada mutlu bir hayat sürmesi, ahirette ise Cenab-ı Hakk'ın rızasına erişmesidir. Yoksa oruç, sadece yemeyi, içmeyi sınırlayan ve diğer bedeni hakları yasaklayan bir ibadet değildir.
Oruç, Allah'ı en büyük bilmenin, sevginin, saygının, kötü düşüncelerden arınarak ruhi ve ahlâki olgunluğun en yüksek noktasına çıkmaktır.
Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde "Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş gör-meyi bırakmazsa, Allah onun yemesini içmesini bırakmasına değer vermez." buyurmak suretiyle, oruç tutan kimsenin toplum hayatını felç eden yalandan uzak kalmak zorunda olduğunu, aksi takdirde, tuttuğu orucun mana ve mahiyetini kavramadığına, dolayısıyla sadece aç ve susuz kaldığına işaret etmişlerdir.
Oruç, kötülüklerden korunmada ve iyiliklere yönelmede önemli bir ibadettir.Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde:"Oruç bir kalkandır. O halde oruçlu kimse kötü söz söylemekten sakınsın, şayet onunla çekişip kavga etmek isteyen olursa, iki defa, ben oruçluyum desin." buyurmaktadır. Burada orucun kalkana benzetilmesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bilindiği gibi kalkan, düşmanın hücumlarına karşı kullanılan bir siperdir. Göğüs göğüse çarpışmalarda insanın kendini savunma aletidir.
İşte bunun gibi oruç, nefsin vesveselerine, kötü duygu ve düşüncelerine, etraftaki insanların ahlâka uygun olmayan davranışlarına karşı insanı koruyan bir ibadettir.
Kavgaya zorlanan oruçlu bir insanın "Ben oruçluyum, ben oruçluyum" diyerek kavgadan uzak durmasının tavsiye edilmesi de oruç ibadetinin fert ve toplumun huzuru için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bütün ibadetlerin de gayesi, insanı olgunlaştırmak olmakla birlikte, riyadan, gösterişten uzak olarak sadece Allah'ın rızasını kazanmak için tutulan ve kalbi bir ibadet olan oruç, insanı, fitne çıkarmaktan, haset etmekten, insanların arasını açmaktan, dedi-doku yapmaktan, yalan söylemekten, kötülük etmekten, başkalarının malına, canına, ırz ve namusuna göz dikmekten, kavgadan gürültüden alıkoyan, her-kes ile iyi geçinmeyi, gönül yapmayı, başkalarına yardım etmeyi, sevmeyi, saymayı, acıma ve merhamet duygularını devamlı canlı tutmayı sağlayan bir ibadettir.
Orucunu şuurlu olarak tutan Müslümanlar, yukarda kısaca özetlediğim, kötülüklerden uzaklaşacak, iyilikleri de nefsinde toplayacak, her an, Allah'ı anacak, bütün canlıları özellikle de insanları, yaratanın hatırı için sevecektir.
Böylece insan, mana ve mahiyetini iyi kavradığı oruç ibadeti sayesinde olgunlaşacak, ahlâkı güzelleşecek, böyle insanların oluşturduğu aile yuvaları ve toplumlarda da huzur olacak, mutluluk olacak, karşılıklı sevgi olacak, saygı olacaktır. Kavga, gürültü, hırsızlık, arsızlık, vurgunculuk, soygunculuk, vergi kaçırma, cana kıyma, ırz ve namusa tecavüz olmayacaktır. Kısaca; fert de mutlu olacak, toplum da mutlu olacaktır. Tabi bu sıcak yaz günlerinde Ödemiş gibi işin yoğun olduğu yerlerde oruç tutabilmek kolay da değildir, ancak Cennette o kadar kolay kazanılacak bir mekan olmadığı için Ödemişli kardeşlerimin ben bunu başaracaklarına inanıyorum ve ben umuyorum ki bu sıcak yaz günlerinde tutulan oruçların sevabı daha da fazla olacaktır inşallah. Herkese böyle oruç tutabilmek için elinden gelen gayreti göstermesini tavsiye eder. Hayırlı iftarlar dilerim.