Saray niçin hırçınlaşıp eski haline döndü? Koalisyon kurulamayacağını anladı da ondan. Bugünlerin yaşanmasının en büyük nedeni Bahçeli’nin 8 Hazirandaki tutumudur. Bahçeli, millet bize muhalefet görevi verdi deyip koalisyona kapıları kapatınca AKP’ye geniş bir manevra alanı sağladı. Seçim sonrası ağızlarını bıçak açmayan, büyük şok yaşayan cumhurbaşkanı ve iktidara bir de meclis başkanlığını altın tepside sununca uyuyan devi uyandırdı. Umarım aynı hataya yeniden düşmez.
Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak açıklamamış: “Erdoğan halife olacak.” Gücü olsa yapar. Size bir anı: 1957’de Menderes İstanbul ziyaret eder. Vilayette yapılan bir toplantıda, İstanbul valisi Fahrettin Kerim Gökay eleştirince Menderes kendisini sinirli bir şekilde tersler: “Sen biraz dinlen hocam! “ Ruh ve sinir hastalıkları uzmanı Ord. Prof. Gökay hemen cevabı yapıştırır: “Asıl sen biraz dinlen!” Sonrasında Gökay görevden alınır, Bern’e büyükelçi olarak atanır. Gökay çok sinirlenir ve Menderes hakkında şunları söyler: “Hırsının sonu yok. Durmaz cumhurbaşkanı olur, o da yetmez peygamberliğe tırmanır, o da yetmez kendini Allah sanmaya başlar. Hah işte o zaman da onu alıp bana getirirler.”
Kaynak tartışmasını CHP kazandı. 7 Haziran seçimleri öncesi CHP asgari ücreti 1500 TL, mazotu 1,5 TL yapıp emekliye dini bayramlar öncesi 2 maaş ikramiye vereceğiz dediği zaman hemen “Nereden bulacaksınız” diye dalga geçtiler. Hatta Maliye Bakanı “Kaynağını açıklasınlar, gelecek seçimde oyumu CHP’ye vereceğim” demişti. Şimdi kendileri asgari ücreti 1300 TL yapacağız diyorlar. Sayın Şimşek “Kaynağı 6 ay içinde nereden buldunuz da bu vaatte bulunuyorsunuz?” Demek ki varmış. Burada samimiyetsizliği yargılayıp oyunuzu ona göre kullanın.
Sayıştay raporları neden meclise getirilmiyor? Yol, havaalanı, köprü yapıyorsun, tamam da kaça yapıyorsun? Daha ucuza yapılabilir miydin? Başbakan’ın özel kalemlerinin “Meclis’e gelirse duman oluruz.” dediği Sayıştay raporunda, vergi uzlaşmalarından örtülü ödeneğe birçok usulsüzlük var olduğu doğru mu? “Olsun, çalsınlar yol yapıyorlar.” Daha öncekiler de yaptı, onlar çaldı mı?
Önceki seçimlerde iktidara oy vermiş olabilirsiniz. Şimdi oyunuzu kullanmadan önce bir kez daha düşünün. Çözüm süreci saçmalığında her şeyin farkında olan, ses çıkarmayan, daha doğrusu göz yuman, operasyonlara izin vermeyip sonra da “Biz vermedik, ama vali yapsaydı.” diyerek suçu valilerin üzerine atan bu iktidar değil mi? “PKK ile görüşmesi için Fidan’ı ben gönderdim. Sıkıntısı olan bana söylesin.”, “Öcalan’ın olayları okuma yeteneği ve tecrübesi var.”, “Öcalan bölgenin ve dünyanın geleceğini çok iyi okuyup yorumluyor. Türkiye’nin önünü açıyor.”, “Öcalan’ın mesajları bizim de düşüncemiz.”, “Sayın Öcalan demeyi, PKK bayrağı açmayı suç olmaktan çıkardık.” diyenler ne oldu da PKK’ya düşman oldular. Bu ikiyüzlülük neden? Başka bir ülkede bu yolsuzluk iddiaları, usulsüzlükler, ikiyüzlülükler, yalan, iftira olacak, o parti halâ %40 oy almayı bırakın siyaset hayatı biterdi. Sırf başkan olamadı diye son seçimden beri kaç şehit verildi? Bu şehitler sizin de yakınınız olabilirdi. Şehit ailelerinin acısını yüreğinde duymuyorsan yine oyunu AKP’ye ver.
Hatırlayın, hiçbir seçim döneminde sandıkların güvenliğinin sağlanması için halk tarafından ekipler kuruldu mu? Şimdi neden kuruluyor? Çünkü bu iktidara güven kalmadı. Hatırlayın, Arınç ne demişti: “Gökçek oy isterken, paralel yapının kucağında oturmuş, bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okul yaptırmıştır. Onunla ilgili 100 konuyu 8 Hazirandan itibaren açıklayacağım.” Açıklaması için hala bekliyoruz.
Eskiler de yol, baraj, havaalanı, köprü yapıyordu, ekonomiyi düzeltmek için kemer sıktırıyordu, ölçülü özelleştirme yapıyordu. Ancak çalmıyordu, yolsuzluk yapmıyordu. Devletin arazilerini yandaşlara peşkeş çekmiyordu. Hemen hemen tüm KİT’leri satıp devletin borcunu 3 katına çıkarmıyordu. Yalan, iftira atmıyordu. Komşuları ile kavgalı değildi. Yargıya müdahale etmiyordu. Haber alma, basın özgürlüklerini kısıtlamıyordu. Uydu yayınlarını kesmiyordu. Cumhurbaşkanı anayasal sınırları içinde davranıyor, halk yoksulluk içindeyken devletin parasını har vurup harman savurmuyordu. Hiçbir cumhurbaşkanına diktatör denmemişti. Emekli, işçi, memur bu kadar mağdur edilmemişti. Tüm bunları gözünün önüne getir, oyunu ona göre kullan.
1 Kasımda tatile değil, mutlaka sandığa git. Saygılarımla, hoşça kalın.