Her yıl Aralık ayının başlarında ‘Dünya Kadınlar Günü’ çeşitli etkinliklerle kutlanır ama bugün de dünya kadınlar günü. Bu tür günler genellikle birkaç gün konur, dile getirilir, öne çıkarılır, daha sonra da unutulur gider. İslam ise kadına bir ömür boyu değer verir. Dünya ve ahiret saadetini hedefleyen yüce İs­lam Dini, toplumun en önemli temeli olan aileyi sevgi ve saygıya dayanan bir kurum olarak tavsif etmiştir.
 
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de; “Huzur bulmanız için size kendi cinsinizden esler yaratması, ara­nızda sevgi ve merhamet bağları oluşturması da Allah'ın varlığının delillerindendir. Gerçek­ten bunda düşünen bir toplum için alınacak dersler vardır” buyrulmaktadır.
 
İslam'da esler birbirlerine karsı yükümlü ve so­rumlu kılınmışlardır. Ailede erkeğin kadına nasıl dav­ranacağı konusunda sevgili Peygamberimiz (S.A.S.) şöyle buyurmaktadır “İmanı en olgun olan mü’min, ahlakça en güzel olandır. En hayırlınız da kadınlarına en güzel davrananınızdır.”
 
Aile hayatı içinde en güzel örneği teşkil eden Peygamberimin, hiçbir zaman hanımlarına sert muamelede bulunmamış ve onlara karsı daima iyi davranarak, şefkatle muamele etmiştir.
 
Kadınlar, yüce Allah'ın bizlere birer emanetidir. Dolayısıyla hu emaneti korumak ve kollamak görevi de erkeğin boynunun borcudur. Nitekim sevgili Peygamberimiz veda hutbesinde; "Kadınlar size Allah'ın bir emanetidir.” Buyurarak kadını, kendisine asla zarar verilmemesi gereken kutsal bir emanet olarak ilan etmiştir. Böylece kadının Al­lah'ın emaneti olarak özel bir değer ve itibar sahibi olduğu açıklanmıştır.
 
İslamiyet, kadının toplumdaki yerini çok iyi ve sağlam bir şekilde belirlemiştir Kadın, insanı do­ğuran ve yetiştiren muhterem bir varlıktır Onun kalbi, sevgi ile nakış nakış işlenmelidir ki. çocukları­nı o sevgiyle korusun, büyütsün ve topluma yararlı insanlar haline getirebilsin Onun içindir ki evlat, hayatı tanımaya, aklı ve ruhi melekelerinin gelişme­ye başladığı çocukluk döneminde, sevgiye doyurulmalı, sağlıklı ve dengeli bir ruh yapısına kavuşturul­malıdır. Bu itibarla kadın ailenin ve dolayısıyla da toplumun temel taşıdır Onun mükemmelliği, toplumun mükemmelliğini hazırlayacaktır.
 
Dinimiz, ana-babaya kız çocuğunun terbiyesi üzerine daha bir hassasiyetle ve sevgiyle eğilmeyi tavsiye etmektedir. Kız çocuğunu bakıp büyütüp, gürelce terbiye edene cennet, hem de cennette en güzel makam. Resulüllah (s.a.s) e komşu olma makamı va’d edilmektedir.
Diğer bir hadis-i şerif de sevgili Peygamberimiz; “Kim ki üç tane kız çocuğunu yetiştirir, güzel­ce terbiye eder, evlendirir ve onlara ihsanda bulunursa, onun için cennet vardır” buyurmak­tadır.
 
İslam hukukuna göre kadına sunulan mutlak mülkiyet hakkı, Onun o malı yönetebilecek güç ve kişilikte olduğunu kabul etmekten kaynaklanır. İs­lam’da kadın, İslam düşmanlarının iddia etlikleri gi­bi; kişiliği olmayan, bu sebeple de kocaya tabı olmak zorunda kalan, kendisini yönetmekten aciz, aklı bir şeye ermeyen bir varlık değildir Bilakis, mehir işleme ve mülk edinme hakkına sahip şahsi­yetli bir varlıktır. Evlilik müessesesinde erkeğin hayat arkadaşı olarak kabul edilmiştir. Bütün bu güvenceler karsısında, inançlı bir kadının aldığı insanı ve dini terbiye; onun çocuğunu şefkatle emzirmesini de, evin islerinde kocasına yardımcı olmayı da ona telkin eder. İslamiyet, kocasına itaat eden, geçim ehli bir hanımın. Allah'ın rızasına da nail olacağını müjdeler ve ona layık olduğu değeri verir.
 
Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de “Onlar sizin örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. Onların sizin üzerinizde, sizin de onların üzerinde hak­larınız vardır.” buyurarak, kadının erkekle kar­şılıklı sorumluluklarını beyan etmiştir.
Gerçek huzur ve saadet hiç şüphesiz ki Allah ve Resulünün emir ve tavsiyelerine uymakla mümkün olacaktır. Gününüz kutlu olsun sevgili dostlar.