Ölümünün 739. Yılını idrak ettiğimiz ünlü türk büyüğümüz Hz.Mevlana’nın öğütlerinden bahsedeceğim sizlere  bu haftaki sohbetimde; O diyor ki;
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.-Hoş görülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün,-Ya göründüğün gibi ol. diyen;
Hayatını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna, ölümünü de ‘şeb i aruz’ yani sevgiliye kavuşma olarak niteleyerek 17 Aralık 1273 tarihinde Hakk' ın rahmetine kavuşmuştur.
Hz Mevlana İslam düşünce ve tefekkür tarihinin en seçkin Âlim, şair ve mutasavvıflarından biridir. Onun düşüncesinin, hayatının ve eserlerinin temel kaynağı, Kur’an ve sünnettir. Kur’an ve sünneti yorumlamış, Kur’an ve sünnetle yoğrulmuş, sohbetleriyle çevresindeki çağdaşlarını, eserleriyle de daha sonra gelen nesillere Kuran ve sünneti anlatmıştır. Nitekim: Ben sağ olduğum müddetçe Kur’ân’ın kölesiyim. Ben Muhammed Muhtâr’ın yolunun tozu-toprağıyım. Benim sözümden bundan başkasını kim ne naklederse, Ben ondan da şikâyetçiyim, o sözlerden de şikâyetçiyim. demiştir. Bu nedenle Ölümünden sonra yaklaşık sekiz yüzyıl geçmesine rağmen Hz Mevlana unutulmamış, hikmetli sözleri ve düşünceleri herkes tarafından paylaşılmıştır.
Bu büyük Hak aşığı velinin, düşünce ve tefekkür hayatının temelinde Allah sevgisi, peygamber sevgisi, insan ve varlık sevgisi vardır.  Sevgi merkezli hoşgörü anlayışı,  sadece İslam âlemine değil, diğer din mensuplarına da örnek olmuştur.
Hz Mevlana aşk, vecd istiğrak insanıdır. ‘Ne olursan ol yine gel. Yahudi, Hıristiyan, Mecusî olsan da yine gel. Bizim Dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.’ derken, Yahudi, Hıristiyan, Mecusî olarak kalabilir, bu vasfınla İslâm içinde yer bulabilirsin demiyor. Bilakis o Müslüman-kâfir-Yahudi-Hıristiyan, Mecusi ayrımına gitmeden birlikte yaşamı ve İslâm'ın evrensel hakikatlerini, tüm insanlığa tebliğ etmek istediğini ifade ediyor.
Yukarıda okuduğum Ayeti Kerime’ de; “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” buyrulmaktadır.
Hz Mevlana da Cenabı Hak tarafından kendisine pek çok hayır verilmiş, gönlünden ve dilinden hikmetler fışkıran derin bir mânâ menbaı, Yaşadığı çağın Hikmet deryasının sultanlarındandır.
Geçen hafta Cuma hutbelerinden de dinlediğimiz Mevlana’ nın öğütleri, çağımızda gerek özel gerekse toplumsal hayatta pek çok yaralara merhem, birçok problemlerin ve hastalıkların reçetesi olan, her biri bir ayet ve hadisi şerife dayalı Hz. Mevlana’nın yedi öğüdü ile sözlerime başlamış, Diğer bir kaç öğüdü ile de son vermek istiyorum.
-Dil, hem tükenmeyen bir hazine, hem dermanı olmayan derttir.
-Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.
-Bir mum, diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
-Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur.
-Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.