Yazılarıma yapılan yorumları üzülerek okuyorum. Kime sorarsanız sorun, hangi tarihçiye danışırsanız danışın, size önce şunu söyleyecektir. "Geçmişteki bir olayın tarih olabilmesi için o olayın belgelere dayanması gerekir. Belgelere dayanmayan tarih tarih değildir."
Osmanlı dönemi ile ilgili olayları belgeleri ile açıkladım, tarihimizin düşmanı oldum. Onlar yapmışlar, ben yazdım, ünlü Osmanlı tarihçileri yazıyorlar, yanlış; sizin bana olan karşıtlığınız sonucu kafanızda oluşturduğunuz sonuç doğru öyle mi? Ben de en az sizin kadar tarihimizi seviyorum. Siz yeniden tarih yazıyorsunuz. Kabullenseniz de, kabullenmeseniz de gerçek bu. Yalan tarih yazılmaz. “Kanuni öz oğlunu öldürttü, ondan Kanuni'yi sevmiyorum, yanlışlar yaptı, Osmanlı Devleti’nin gelecekteki duraklamasına zemin hazırladı.” diyorum. Bana düşman oluyorsunuz. Ben tüm Osmanlı padişahları kötüydü, demiyorum ki. Siz bir de tuttunuz padişahları evliya yaptınız. Lütfen hangi padişahın evliya olduğu nerede yazılı? Osmanlı tarihi o dönemin kaynaklarından öğrenilir. Sonradan olayları yazanlar bile o kaynaklardan yararlanmak zorundadır.
Bana tarihimizi öğretmeyin lütfen. Tarihimizi çok iyi biliyorum. Kesinlikle tarihimize düşman değilim. Asya Hun tarihinde ünlü hükümdar Mete’nin babası Teoman da hata yapmıştır. Eşinin etkisinde kalarak oğlu Mete’yi öldürtmek istemiştir. Mete bunu sezince babasına savaş açmış, babasını öldürüp tahta geçmiştir. Bunu söylemek tarihi gerçekleri yansıtmaktır. Ne var bunda. Atalarımız veya insanlar hiç hata yapmazlar diye bir kural mı var. Buyurun çok biliyor ve eminseniz tarihi siz yazın.
Gelelim son yazıma. Bu yazacaklarınızı önceden bildiğim için hiç şaşırmadım. Haber Tire Sitesinin editörünü de suçlamayın. Yazılanlardan sorumlu olan benim. İnsanları birbirine düşürmek gibi bir niyetim de yok. Eğer böyle algılıyorsanız neden bana karşı Adnan Menderes'i savunuyorsunuz? Adnan Menderes “Vatan Cephesi” diye halkı ikiye bölmedi mi? Onun yaptığı doğru benimki mi yanlış? Ben düşüncelerimi yazarım. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, ancak saygılı olmayı bilmelisiniz. İktidar değişse, siz iktidarı eleştiren yazı yazsanız, ben de sizin bana yaptığınız gibi mi davranmalıyım? Lütfen önce birbirimize saygı.
Olayları tek gözlükle bakmaya alıştığınız için işinize gelmedi mi eleştiriyorsunuz. Beni suçlayacağınıza neden “Bursa’daki bu broşür gerçek mi acaba, Günay bey doğru söylüyor olabilir mi?” deyip araştırma yoluna gitmiyorsunuz. Bu belge gerçek. Ancak elimde yok. Bana bunu anlatanın ismini veremem. Çekiniyor. Ama ele geçirmeye çalışacağım. Belge gerçekse hangi yüzle karşıma çıkacaksınız. AKP’li milletvekilinin “Anayasadan Türklük kavramını kaldıracağız” demesinde bir şey yok, ben bunu yazınca vay milleti ikiye bölüyorum. Kendisine Halide Edip’in kitabını okutmadıkları kız öğrenci Tire’de bir okulda okuyor. Ailesi o yurttan kızını alıp bir eve yerleştirdi. Dede ve nineleri ile kalıyorlar. Tabi bunların hepsi yalan. Çünkü Günay Özbek söylüyor. Lütfen arkadaşlar sağduyulu olalım. Gerçekleri yazmak suç ise, sizin keyfinize göre yazı yazarsam bu size yaranmak, sizden aferin almak için yazı olur. Bu da ben olamam.
Ben sol ağırlıklı yazarmışım, “siteden bir de sağ ağırlıklı yazar tarihleri yazsın” diyorlar. Sağ ağırlıklı yazar tarihi gerçekleri çarpıtıp sizin istediğiniz gibi mi yazacak? Ben görüşü ne olursa olsun ki saygı duyarım, tarihi belgeleri çarpıtıp, atalarımızın hatalarını görmezlikten gelerek başka türlü sırf hoşunuza gidecek yazı yazacak arkadaşımı düşünemem. Gerçekler maalesef acıdır.
Şimdi de yeni bir moda başladı. Önceki yazılarımda bunun böyle olacağının altını çizmiştim. Deniliyor ki Sivas, Kahramanmaraş olaylarını da solcular yapmış, Hizbullah’ın üstüne atmış. Sıra Uğur Mumcu’yu, Muammer Aksoy’u, Turan Dursun’u, Bahriye Üçok’u, Gaffar Okan’ı, Konca Kuriş’i de Hizbullah öldürmedi, solcular öldürdüye geliyor. Hatta yakında Pazar günü saygıyla anacağımız Kubilay’ı da “Atatürk taraftarları öldürttü, suçu Nakşibendî Mehmet’in üzerine attılar.” diyerek onun da “İtibarını iade edelim.” derlerse şaşmayın. Nasıl olsa itibarı iade edilen edilene. Şeyh Saitler, Ziya Hurşitler, Ali Kemaller, İskilipli Atıf Hocalar sıra bekliyor. Gelecek yazılarımda Cumhuriyetimize ihanet edenleri yazacağım. Bakalım hala itibarlarının iadesini hak ediyorlar mı?
Benim hangi partiyi tuttuğum önemli değil. Herkesin bir partiye sempati duyduğu gibi, benim de bu hakkım var sanırım. Benim nasıl sizin yanlısı olduğunuz partiye karışmamam gerekiyorsa, sizin de aynısını yapmanız gerekir. Ancak yanlısı olduğum parti yanlış yaparsa onu da eleştiririm. Elbette CHP’nin de MHP’nin de hataları var, AKP’nin olduğu gibi. Merak etmeyin bir yazımda onları da yazacağım. Saygılarımla, hoşça kalın.