Çocuklar, bizim en değerli varlıklarımızdır. Onlar canımızdan ve kanımızdan birer parçadır. Bugünün çocukları, yarınımızın gençleri, geleceğimizin ve istikbalimizin mirasçılarıdır.
Yüce Allah’ın bizlere büyük bir nimeti ve ihsanı olan çocuklarımızı, hayatımızın süsü, gözümüzün nuru olarak görürüz. Evlatlarımız, anne babaya Allah’ın bir hediyesi ve emanetidir. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Allah size kendi cinsinizden eşler, o eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı. Sizi helal ve güzel rızıklarla gıdalandırdı. Onlar hâlâ bâtıla mı inanıyorlar ve Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar?
Allah’ın bize hediyesi ve emaneti olan evladın anne baba üzerinde bir takım hakları, bir başka deyişle çocuklarımıza karşı bir takım görevlerimiz vardır. Bu görevleri şu şekilde sıralayabiliriz. Doğan çocuğa önce güzel bir isim vermek. Bunu peygamberimiz (s.a.v.) öğütlüyor ve şöyle buyuruyor: “Çocuğun ana babası üzerindeki hakkı, ona iyi bir eğitim ve iyi bir isim vermesidir. Büyükler takdir edilmekten ne kadar hoşlanırsa, küçükler de sevilmekten o kadar hoşlanırlar. Ebu Hureyre (r.a.) diyor ki: Peygamberimiz torun Hasan’ı öperken onu gören Akra b. Habis (r.a.) adındaki sahabi: “Benim on tane çocuğum var, hiç birini öpmedim, deyince; peygamberimiz ona (hayretle) bakarak: “Merhamet etmeyene, merhamet edilmez” buyurdu.
Çocuklar arasında dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de çocuklara eşit davranmaktır. Haklı ve makul bir gerekçe olmadıkça çocuklarının bazısına farklı bağışta bulunmak, değerlerinin anne ve babalarına olan saygılarını azaltır. Kırgınlıklara ve olumsuzluklara yol açar. Bunun için anne ve baba bu gibi davranışlardan sakınmalıdırlar.
Bir başka husus da çocukların eğitim ve terbiyesine özen göstermek gerekmektedir. Hiç şüphe yok ki eğitimin bir parçası da din eğitimidir. Çünkü din duygusu ve Allah fikri insanlarda fıtri bir duygudur. Bu duygunun yönlendirilmesi birinci derece de anne ve babaya aittir. Nitekim Peygamberimiz: “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar, sonra annesi ile babası onu Yahudi, Hristiyan yahutta Mecusi yaparlar buyurmuştur.”
Çocuklarımızın eğitiminde son derece dikkatli olmalı ve onlara yumuşak davranmalıyız. Tıpkı Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle Hz. Lokman’ın oğluna vasiyet ettiği gibi “Yavrum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına gelene sabret. Çünkü bunlar (Allah’ın yapmanı emrettiği) kesin işlerdir.
Anne ve babalar olarak Peygamberimizin şu hadisi şerifini kulağımıza küpe yapmalıyız. “Hiçbir anne ve baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmuş olamaz”
İslamın ve Kur’an’ın öngördüğü şekilde hareket etmek isteyen iyi bir müslümün çocukları arasında ayırımcılık yapmaz, onlara gereği gibi muamele eder ve onların haklarını vermeye çalışır.