YERELGÜÇ/BUSE BAĞCI
Eğitim - İş İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Rıza Gürbüz, DEM Parti heyetinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesi ardından da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesine karşı basın açıklamasında bulundu. Gürbüz, “Abdullah Öcalan, binlerce masum insanın katili ve ülkemizin güvenliğine en büyük tehdidi oluşturan bir teröristtir”
Eğitim - İş İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Rıza Gürbüz, “Türkiye'nin toplumsal barışı ve huzuru, hepimizin ortak hedefidir. Ancak bu hedefe ulaşmak için yürütülen süreçlerin anayasal çerçevede, halkın iradesine dayalı ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi zorunludur. İmralı Adası’nda terörist başı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler ve bu görüşmelere meşru zemin kazandırmaya yönelik söylemler, kamu vicdanında derin yaralar açmış ve toplumun geniş kesimlerinden haklı tepkiler almıştır. Abdullah Öcalan, binlerce masum insanın katili ve ülkemizin güvenliğine en büyük tehdidi oluşturan bir teröristtir. Onun gibi bir ismin herhangi bir şekilde meşrulaştırılmaya çalışılması, yalnızca ulusumuzun birlik ve beraberliğine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda şehitlerimizin aziz hatırasına da ağır bir darbe indirir. Terörist başının, herhangi bir siyasi ajanda doğrultusunda meşrulaştırılmaya çalışılması, yalnızca ulusal egemenliğimizi değil, aynı zamanda güvenlik güçlerimizin ve bu uğurda fedakârlık yapan öğretmenlerimizin, sağlık çalışanlarımızın ve tüm vatandaşlarımızın emeklerini hiçe saymak anlamına gelecektir. Terörle mücadele, hukuk önünde hesap sorulmasını ve tavizsiz bir şekilde adaletin tesis edilmesini gerektirir. Bu mücadelede verilecek herhangi bir ayrıcalık veya taviz, yalnızca terör örgütlerinin cesaretini artıracak, bölücü emellerine hizmet edecektir. Siyaset kurumunun görevi, toplumu daha güçlü bir demokrasiye taşımak, adaleti sağlamak ve halkın barış içinde yaşamasını temin etmektir. Demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne sırtını dönen hiçbir çözüm yolu barışa giden bir yol olamaz.
“Teröre ve teröriste karşı tavır net olmalı, mücadelede kararlı olunmalıdır”
Eğitim-İş olarak bizler, kuruluşumuzdan bu yana tam bağımsızlıktan yana, anti-emperyalist bir çizgide ve ırkçılığa, gericiliğe ve bölücülüğe karşı durarak mücadelemizi sürdürmekteyiz. Özgürlük, eşitlik, dayanışma ve kardeşlik gibi değerlere olan bağlılığımız, yalnızca eğitimde değil, aynı zamanda ülkenin siyasetinde de bu ilkeleri savunmamızı gerektirir. Cumhuriyetin öğretmenleri olarak uyarıyoruz: Bu ülkenin toplumsal barışı, ancak güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve halkın katılımını esas alan bir anlayışla sağlanabilir. Terör örgütü liderlerini meşrulaştırmaya çalışan yaklaşımlar, geçmişte olduğu gibi kutuplaşmayı derinleştirecek, toplumsal huzuru zedeleyecek ve geri dönülmesi zor yaralar açacaktır. Bu tür girişimlerin halkımıza barış diye sunulması ise büyük bir aldatmacadır. Sonuç olarak, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayacak, ulusumuzun birlik ve beraberliğini zedelemeyecek adımlar atılmalı; teröre ve teröriste karşı tavır net olmalı, mücadelede kararlı olunmalıdır. Bu hassasiyeti göstermeyen her türlü girişim, ulusumuzun vicdanında mahkum olacaktır. Cumhuriyet’in yılmaz savunucuları Eğitim-İş olarak, demokrasiye, adalete ve barışa olan inancımızla mücadelemize devam edeceğiz. Halkımızı da Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkmaya, toplumsal barışı ve huzuru savunmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.