GÜNDEM

DERSHANE YÖNETİCİLERİ ORTAK BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

Haber: Ahmet ŞENKİ


Körfez Dershaneleri Müdürleri Ali Ekiz ve Salim Kütük, Kavram Dershanesi Müdürü Cengiz Ekşioğlu, Birey Dershanesi Kurucu Müdürü Yunus Özfırat’ın katıldığı basın açıklamasını dershaneler adına Yunus Özfırat okudu.

FİTİL 2012’DE ATEŞLENDİ

Özfırat,
25 Mart 2012 tarihinde Başbakanın Güney Kore’ye giderken uçakta ‘Dershaneler kapatılacak ve YGS kaldırılacak’ demesi ile konunun fitilinin ateşlendiğini ifade ederek, “Daha sonra bu konuda yüzlerce açıklamalar, görüşler gündeme geldi. Yetkililer söylemlerinde sürekli olarak,  okullar varken dershanelere gerek olmadığını dershanelerin zengin çocuklara ve Fen Liselerindeki zeki öğrenciler gibi başarılı öğrencilere hizmet verdiğini, yoksul Anadolu çocuklarının bu yarışta geride kaldığını, bu durumdun eğitimde fırsat eşitliğine aykırı olduğunu beyan ediyorlar. Dershanelerin dönüştürüleceğini, özel okullara açık liselere şimdi de akademik liselere dönüştürüleceğini beyan ediyorlar. Bu iş Haziran’a kadar bitecek diyorlar. Çalışan dershane öğretmenlerinin 40 yaşına kadar olanlarında Milli Eğitim Bakanlığı’nda istihdam edileceğini ve devlete mülakatla alınacağını belirtiyorlar” dedi.

‘BEN KAPATIYORUM, SİZLER SADECE ONAYLAYIN’ DENMESİ KABUL EDİLEMEZ

Dershane sahipleri, temsilcileri ve çalışanları olarak yapılan açıklamalara cevaben, Türkiye’de faaliyet gösteren 4 bin dershane ve 120 bin çalışan bulunduğunu belirten Özfırat, “Bu kurumlar özel teşebbüs hürriyetine sahip, vergisini veren kurum ve kuruluşlardır. Bunların faaliyetleri yasa ile belirlenmiştir. Maliye Bakanının açıklamasına göre ülkemize yılda 350 milyon TL vergi katkısı sağlamakta ve yine bakanın söylemi ile kapanması zor görünmektedir. Sadece bu sebeple bile dershaneler kapatılamaz. Dershane öğretmenlerinin mülakat ile Milli Eğitim bünyesine alınması kandırmacadır. Şu anda Milli Eğitim’de 250 bin öğretmen KPSS sınavlarını kazandığı halde atanamıyor. Sizce bu öğretmenlerin istihdamı fırsat eşitliğine uygun olacak mı? ‘Ben karar verdim, kapatacaksınız’ dayatması yanlıştır. 8 bölgede yapılan çalıştay toplantıları hüsranla sonuçlanmıştır. Özdebir-Düven-Der, Töder ve birçok dershane birliklerinin görüşleri alınmamış, fikirleri sorulmamıştır. Bu konuda ortak bir görüş oluşmamıştır. Sadece ‘kopyala-yapıştır’ mantığı ile ‘Ben kapatıyorum, sizler sadece onaylayın’ denmektedir. Bu kabul edilemez” şeklinde konuştu.

GÜNEYDOĞU’DA ÇOCUKLAR DERSHANE VARLIĞI İLE TERÖRDEN KURTULUYOR

Dershanelerin yüzde 75’i dönüşüm istediğini, sadece yüzde 25’inin karşı olduğunun ifade edildiğini söyleyen Yunus Özfırat, “Buna karşın 4 bin dershane temsilcisinin tamamı dönüşemeyiz karşıyız diye açıklama yapıyor. Yetkililer ‘Dershanelerinin yüzde 20’si dönüşüme uygunuz’ diye açıklama yapıyor. Aksine 230 dershane ile en fazla dershaneye sahip Final Dershanesi’nin patronu çıkıp ‘Tek bir dershanem bile dönüşüme uygun değil’ diyor. Dershanelere zengin çocukları gidiyor diye söylenilmekte. SETA’nın yaptığı araştırmaya göre dershaneye gidenlerin yüzde 75’i dar ve orta gelirli ailelerin çocukları olduğu açıklanıyor. Sorarım size Sayın Tireli kardeşlerim. İşçiden-esnafa, subayından-polisine, öğretmenden memura, emeklisine. Her kesime sesleniyorum. Aranızda çocuklarınızı dershanelere göndermeyeniz var mı? Çocuklarınızı dershaneye hem de ücretle göndermeniz için sizlere baskı mı yapılıyor? Neden hafta içi dersten sonra ve Cumartesi- Pazar çocuklarınız seve seve koşturarak dershanelere geliyor? Bunun nedenini bir araştırın isterseniz. Güneydoğuda dershanelere giden çocuklarımız, dershanelerin varlığı nedeniyle terör örgütlerinden kurtuluyorlar. Topluma kazandırılıyorlar. Bu çok mu kötü bir şey sizce. Bu yüzden bile dershaneler kapatılamaz” şeklinde ifadelerde bulundu.

Özfırat son olarak, “2 yıldır süren bu kaosun bitmesini, belirsizliğin sona ermesini istiyoruz. Toplumda itibarsızlaştırmak istemiyoruz. Çalışanlarımızın onuru kırılıyor, morali bozuluyor. Bu insanların ailesi, çoluğu çocuğu var. Toplumda alnı açık, dik yürümek istiyorlar. Kimsenin bu insanların onuru gururu ve ekmeği ile oynama hakkı yok. Biz bütün sorunlar bir an önce çözülsün, bu karmaşa bitsin istiyoruz. Son söz olarak, dershanelerimizden ellerinizi çekiniz, dershaneler kapanmasın diyoruz” dedi.

BAŞBAKAN’IN İNADI ÇOCUKLARIN GELECEĞİNDEN ÖNEMLİ OLAMAZ

Daha sonra söz alarak konuşan Kavram Dershanesi Müdürü Cengiz Ekşioğlu, “Türk Milli Eğitim sisteminin çeşitli çarpıklık ve eşitsizliklerine biraz olsun denge kurdurmaya çalışan Türkiye dershanelerine, Başbakanımız eğitim sisteminin sorunlarını çözecek çareyi dershanelerin kapatılmasında buldu. 35 yıllık eğitimci olarak, milli eğitimin çözümlenemeyen sorunlarının sebeplerinden en önemlisini sık sık hükümet değişikliği ve buna bağlı olarak da milli eğitim bakanlığı değişimine bağlardım. Oysa ülkemiz 11 yıldır aynı başbakan tarafından yönetilmekte. Bu dönemde 4 ayrı kişi milli eğitim bakanı olarak görevlendirilmiştir. Her milli eğitim bakanı işe değişikliklerle başlar. Bu değişiklikler hiçbir zaman eğitimde eşitliğin sağlanmasına yönelik yapılmamıştır” dedi.

Ekşioğlu, eğitimde sayılamayacak kadar sorun bulunduğunu belirterek, “Eğitimdeki sorunlar dururken, dershanelerin kapatılması ile bu sorunların çözüleceği sanılmaktadır. Başbakan bunun gerekçesi olarak, ‘Ben sözümden geri dönmem’ demektedir. Yani, Başbakan’ın sözü, inadı çocukların ve gençlerin geleceğinden daha önemlidir. Ama biz bu inadı kıracağız, dershaneleri kapattırmayacağız” dedi.

Öğrenci Velisi Öğretmen Halil İbrahim Uçar, “BENİM ÇOCUĞUM ROBERT KOLEJİ İLE NASIL YARIŞIR?”

Basın açıklamasına damgasını vuran isim ise Tire’de görev yapan bir öğretmen oldu. Tire’de bir okulda öğretmenlik yapan ve çocuğunu dershaneye gönderen ve de dershanelerin kapatılmasına karşı duran Halil İbrahim Uçar, “Ben bir öğretmenim, fakat dershanede öğretmen değilim. Dershanesiz çocuklarımı üniversiteye ve Fen Lisesine gönderemeyeceğini düşünen bir öğretmenim. Geçen gün hanımla evde bir hesap yaptık. Tek maaşlı birisiyim. Ayda 2 bin, 2 bin 250 gibi bir para giriyor evimize. Dedim ki büyük kızım 8. sınıfa gidiyor ve dershaneye de gidiyor. 2 bin liraya dershaneye kayıt yaptırdım. Eğer bu dershaneler kapatılırsa 6’ncı sınıftaki kızıma ben dershanedeki kaliteyi, aynı ders saati, aynı denemeleri aldırmayı özel öğretmenlerle çalışırsam, 15 bin ile 25 bin arasında para lazım. Ben nereden bulacağım bu parayı. Soruyorum yetkililere, dershaneleri kapatmak isteyenlere soruyorum, 15 - 25 bin lira destek verilecek mi bana? Verilmeyecek ise benim çocuğum hangi okulda okuyacak. Robert koleji ile nasıl yarışır, Alman Lisesi ile nasıl yarışacak çocuğum?” dedi.

DERSHANELER DAĞIN ÖNÜNDE ENGELDİR, ENGELLERİ KALDIRMAYALIM

Geçtiğimiz günlerde Van’a bir ziyareti esnasında, dershanelerin hepsinin şubesinin Van’da bulunduğunu belirten öğrenci velisi Öğretmen Halil İbrahim Uçar, “Van’daki arkadaşımın tek katlı bir evde oturan komşusu tek kelime ile şunu söylüyor, ‘Hocam bu dershaneler, okuma salonları olmasaydı benim altı çocuğum şu an dağdaydı. İki çocuğumu düşünüyorum ben. O zengin çocuklar ile nasıl yarıştıracağımı düşünüyorum. Yetkililer acaba bu dershaneler ve okuma salonlarının doğu ve güneydoğuda kapatıldıktan sonra binlerce gencin dağa gideceğini hesaplıyor mu? Hesaplıyorsa, bu nasıl gaflet? Bunun önüne dur dememiz lazım. Bu kadar dershane öğretmeni pırıl pırıl genç öğretmenlerimiz işsiz mi kalsın? Doğu ve güneydoğudaki çocukların önünde bu dershaneler dağın önünde engeldir, engelleri kaldırmayalım” şeklinde konuştu.

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }