Rahmetli dedem ananemin o hünerli ellerinden çıkacak olan bayramlıklarımızın kumaşlarını hep arife günü alırdı. Bizler son gün dedemin alacağı kumaşların desenlerini beğenir bir telaş içerisinde Bayram sabahına yetişecek olan elbise ya da eteklerimizin dikilmesini büyük bir heyecanla beklerdik. Ananemin evinde toplanılır, beden ölçülerimiz alınır ve her seferinde farklı modellerle SİNGER dikiş makinasında dikilirdi. Arada dikiş makinasının kayışı kopar bir telaş sarardı. Kardeşim ve kuzenlerimle kumaşlarımız aynı olsa da elbiselerimizin, modelleri birbirinden farklı olurdu.
Bayram sabahına kadar bir yandan bayramlıklar dikilir, bir yandan tatlılar hazırlanırdı. Ve her damat için ayrı kesilen köy horozları temizlenir ocağa pişmeye konulurdu. Akrabalık duyguları, birlik ve beraberlik kurulan yer sofraları ile pekiştirilirdi. Hepsinin ayrı bir önemi vardı benim için…
Bayram günü kapı kapı dolaşır el öpülür, para, mendil, şekerler toplanırdı. Açılan her kapıda size gülümseyen yüzleri unutmak mümkün değil…
Peki ya şimdi bu duyguların ne kadarını çocuklarımıza yaşatabiliyoruz?
Şuan her şey hazır ve ucuz daha kolay elde edilebilir bir durumda, sanal âlem ihtiyaç olsa da yeri geldiğinde bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor. Önceden hayatımızda yer alan mektuplar, sonrasında telefona ve şimdilerde ise toplu mesajlaşmaya döndü. Aklımdasınız der gibi çekilen kutlama mesajları ile etrafımızda ki birçok kişiye ulaşılsa da bana yapay bir davranış şekli olarak geliyor.
Her zaman söylerim gelenek ve göreneklerin yaşatılması gerektiğini, sevgi ve saygının pekiştirilmesi adına birlik ve beraberliklerin sağlanmasından, kalabalık yer sofralarının kurulmasından yanayım.
Çocuklarımıza bayramların önemini anlatmakla, bizlerin çocukluğumuzda yaşadığımız o heyecanı tatmalarını sağlamakla diri tutabiliriz.
Geçmişten bugüne hep güzel anılarınızı hatırlamanız dileği ile ramazan bayramınızı kutlarım.
Sevgi ve saygılarımla..