Ödemiş Belediyesi Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılış tarihi olan10 Kasım sebebiyle atamızın mezarının bulunduğu Anıtkabir’e ziyaret amacıyla Ankara gezisi düzenleme kararı almış. Kafilenin 11 Kasım gecesi yola çıkacağını duyunca beğenerek ve biraz da şaşırarak “a! sosyal belediyecilik budur işte” dedim. Geçtiğimiz haftalarda belediyenin etkinlikleri ve sosyal faaliyetlerinden bahsederken Ödemişli bir sanatçının gündemde tutulmasıyla ilgili kısmen eleştiri içeren bir yazıyı burada siz değerli okurlarımla paylaşmıştım. Aynı yazıda belediyelerin sosyal hizmet bakımından önemli rol üstlendikleri ve bu konuda yapılması gerekenlerden bir kısmını da aktarmaya çalışmıştım. Söz konusu gezinin yapılmasının amaçlandığını duyunca çok hoşuma gitti ve “belki de yazdığım yazının az da olsa bunda etkisi olmuştur” diye de kendi kendimi şımartma hakkımı bile kullandım.
Anıtkabir ülke tarihinde yıllardır sembol olmuş bir mekandır. Kimileri buraya başka bir mekanda tadamadığı hisleri tatmaya, kimileri unutamadığı öndere bir takım şikayetlerini sunarak içini dökmeye gelirken, her gelen Anıtkabir’in havasından etkilenmektedir. Bu sebepten Anıtkabir’e yapılacak gezilerle gençlerimiz başta olmak üzere yurttaşlarımızın gerek bu hisleri yakalaması gerekse Cumhuriyeti ve Atatürk’ü daha iyi anlayabilmesi sebebiyle buna benzer etkinlikleri yerinde buluyorum. Hemen her maça otobüs kaldıran ve birçok taraftarı başka şehirlere taşıyan belediyelerin Ankara, İstanbul gibi tarihi ve önemli merkezlere gezi düzenlemesi kanımca çok daha yerinde olup kuruluş amaçlarına da daha uygun düşer kanısındayım.
Özellikle son yıllarda adeta düşmanlığa varan saldırılara maruz kalan Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun ilkelerinin daha iyi anlaşılabilmesi adına benzer etkinliklere yürekten destek veriyor, etkinlikleri düzenleyenleri de canı gönülden tebrik ediyorum. Bir futbol maçından çok daha önemli olduğu tartışılmaya bile gerek olmayan bu etkinlikler kelimenin tam anlamıyla sosyal belediyeciliğin kaliteli örneklerindendir.
Tam da bunları düşünürken geziye katılacaklarla ilgili sınırlamaları duyunca bir kez daha şaşkınlığa uğradım. Bu geziye 16 mahallenin her birinden muhtar da dahil olmak üzere 11’er kişi götürülecekmiş. Asıl ilginç olanı bu kişilerin 50 yaşın üstünde olması ve de yeşil kartlı olması şartı. Benzer etkinliklere ekonomisi yerinde kişilerdense yeşil karta sahip ya da benzer kişilerin katılımının sağlanmasında hiç bir sakınca olmadığı gibi çok yerinde buluyorum. Ancak bu ülkenin geleceği olan gençler ve çocuklarımız dururken sadece 50 yaş üstündekilerin bu etkinliğe daveti bana çok da anlamlı gelmedi. Katılımla ilgili uygun bir yaş dağılımı yapılmasının daha yerinde olacağı kanısındayım. İşin bir başka boyutu da mahalle muhtarlarının geziye katılacak kişi bulmadaki sıkıntısı. Çünkü aldığım duyumlara göre geziye götürülmesi teklif edilen bazı mahalle sakinleri sağlıklarının yerinde olmadığını belirterek bu geziye katılma konusunda isteksizliklerini bildirmişler. Hatta “a oğlum ben oraya gidersem cenazem gelir” diyenler bile olmuş. Artık istenilen kriterlere uygun kişi bulunabilir mi yakın zamanda göreceğiz.