21. yüzyılda bir kadın.
Şöhretin zirvesinde. İlk başta cinsellik olmak üzere limitsiz özgürlüğün zirvesinde. Ekonomik hiçbir sıkıntısı yok.
Ama tükenmişlik sendromu yaşıyor.
Bu, Muhteşem Yüzyıl dizisinin baş kadın oyuncusu Hürrem Sultan ya da nam-ı diğer Meryem Uzerli.
Onu tükenmişlik noktasına getiren şeyleri, Hürriyet’ten Ayşe Arman’a anlatmış açıkça.
Bir aşk yaşamış. Dediğimiz gibi. Limitsiz cinsel özgürlük çerçevesinde. Nesi varsa vermiş erkeğe. Nikâh falan beklememiş. “Birlikte yaşamaya bile hazırmış.” Google’a bile sormamış adam kimdir, nedir diye… Sorsaymış, muhtemelen iki çocuk sahibi bu adamın; “Güzel kadınlarla olan bir playboy” olduğunu anlarmış. Ama o onu “İdealize etmiş, her anlamda, her şeyini ona vermiş. Kendini unutmuş.” Erkek “biraz zayıfla, seni cinsel anlamda çekici bulmuyorum” demiş. Diyetisyene gitmiş zayıflamış. “Bir gün mutlu olmak için, beş gün azap çekmeye razı olmuş.”
Bu arada, limitsiz özgürlük sürecinde korunuyoruz sanmışlar, korunamamışlar ve sonunda hamile kalmış.
Çöküntü, hamileliğin ortaya çıkmasından sonra başlamış. Diyor ki; hamileliği anlatırken Meryem Uzerli, “İkimiz de şoke olduk, sadece birbirimize bakıyoruz. Çünkü ikimiz de hiç beklemiyorduk.”
Olan olmuş. Ve erkekle Meryem’in mücadelesi başlamış. Erkek “Benim zaten iki çocuğum var” demiş. “Bu çocuğu istemiyorum, kürtaj olman lâzım.”
Sonra, “Birileri öğrenirse, kötü olur.” demiş. “Muhteşem Yüzyıl dizisi yapımcıları da sana dava açar. Bu bebek her şeyi mahveder. Kesinlikle kürtaj yaptırmalısın.”
Sonra ne olmuş? Meryem, hemen kürtaj olacağım demediği için erkek paniklemiş, agresifleşmiş. Meryem çok ilginç bir söz söylemiş bu arada.
“Ben bunu yapmayacağım. İçim kabul etmiyor. Kalbim “hayır” diyor. Saçma gelebilir ama bir ruh dünyaya gelmek istiyor. Kürtaj olmak, kendimi Tanrı yerine koyup ‘doğsun, ya da ölsün‘ kararını vermek, benim için. Onu yok edemeyeceğim.”
Erkek sinirlenmiş, “Nasıl da abartıyorsun, bazı kadınlar on kere kürtaj oluyorlar. Ne var bunda?” demiş. Hatta daha da sinirlenip “Zaten her şeyi plânladın sen” diye gürlemiş.
Diyor ki, Meryem, “O gün bana daha kötü şeyler de söyledi. Üzerime tükürür gibiydi.”
O gün bitmiş, Meryem’in gözünde erkek.