“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.” (Bakara, 2/154)
Öyle bir kor düştü ki bir kez daha; o koru söndürecek suyu bulana aşk olsun!..
“Analar ağlamasın” dedik, dedik de o analar ağlamaya devam ediyor. Hem öyle bir ağlama ki; şer güçler” görmesin diye için için… Anlayabilene… Görebilene aşk olsun!..
Adına önce “açılım” dediler, tutmadığını görünce “kardeşlik projesi” sıfatını ıkına sıkına kullandılar… Hangi açılım, hangi kardeşlik beyler?.. Bilene aşk olsun!...
Bu kaçıncı yere düşen yiğit, sizin haberiniz var mı? Kuru “vatan sağolsun” sözü bu acıyı dindirmeye yetecek mi? Yana yüreklere su serpecek mi? Akan Türk kanı duracak mı? Ses verene aşk olsun!..
Medya önünde “intikam yeminleri etmek”le, “bayramdan sonra sizi fena yaparız” demekle bu iş çözülmüyor. Bırakın çözülmesini daha da düğümleniyor. Bu düğümü çözmeye niyetiniz var mı? Bu niyeti gösterebilene aşk olsun!..
…
“Yetti gari” beyler “yetti gari”… Hani, Ozan Arif’in dediği gibi “Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.” Kanı durdurmak için daha kaç yiğidin toprağa düşmesi gerek? Kaç “kahpe kurşun” yüreğimizi dağlayacak? Daha kaç “laf-ı güzaf” duyacağız bizleri yönetenlerden?
Çare… çare…çare…
Bırakın karın bile doyurmayan, ruhumuzu inciten boş lafları da “icraat” yapın, icraat… Medyanın karşısına geçip kendinizi kandırdığınız gibi bir kez daha bizi de kandırmayın… Sözlerinize “kargalar bile gülmekten” vazgeçti !...”cağızları… ceğizleri…” bırakın da somut adımlarınızı görelim.
…
Yüreğimiz yanıyor…
Canımız acıyor…
Suskun kalıyoruz…
Ağzımıza neler doluyor neler bir bilseniz!... Ama…
….
Bırakın artık “büyüyen Türkiye’yi kıskananların oyunu” lafını,”yeni anayasanın önünü kesmek için bu saldırılar” safsatasını… Görün artık gerçekleri… Görün…
…
Devlete kafa tutanları görmeyen, haklarında işlem bile yapmayan, “meşenin dallarını bir yerlere ittiren” leri duymayan, savaş çığlıkları atan sözde vekilleri karşıdan seyreden, katile “sayın” deme edepsizliğini gösterenlere şefkatle bakan, “bi’at” anlayışından sıyrılıp da “eleştirmekten” korkan “birileri” ne duruyor? Bir 26 şehit daha mı? Yoksa 26 şehit, 26 yiğit yetmedi mi harekete geçmenize?
…
Susacağım, susacağım da; televizyonda bir şehidimizin babasının sözü kulağımda yankılanıyor:” Ateş düştüğü yeri yakmamalı, bütün ocakları yakmalı, bütün bacaları tüttürmeli” …
Anlayana !..