Yerel Güç Gazetesinin saygıdeğer okuyucuları;
Silvan'daki çatışmada 3'ü uzman erbaş olmak üzere 13 asker şehit oldu, 7 yaralı var. Bu haberini duyup da PKK'ya ve onların uzantılarına (sözde siyasi partiye) lanet okumayanımız kalmamıştır.
Ne yazık ki Türk Milletinin bağrı yanarken bazı televizyon kanallarında davullu zurnalı halaylar çekildi, müzik eğlence programlarını hiç kesintiye uğramadan sürdürdüler. Bazı medya mensupları da gazetecilik adına koşar adım Silvan’a giderek sözde haber diye yanmış askeri malzemeler, patlamamış mühimmatları göstererek (bana göre terör örgütünün reklamını ) kendilerince halkı bilgilendirme adına sözüm ona haber yaptılar.
Bu medya mensuplarına şunu sormak istiyorum. Amerika’da ikiz kuleler yerle bir oldu hangimiz bir ceset bir kopmuş uzuv gördük, yoksa orada medya yok muydu? Adamlar eski filmlerden bile kuleleri sildiler ki görüp de moraller bozulmasın diye. Söz konusu ülkenin menfaatiyse gerisinin, teferruat olması lazım diyorum.
Bu vatan için şehit düşenleri rahmetle, minnetle anıyor, gazilerimize de sizler Türk Milletinin, bizlerin başının tacısınız diyorum.
YUH OLSUN
Ne Mutlu ki Türküm diyebilene
Halaylarla asker olup gelene
Vatan için şehit olup ölene
…..Sana kurşun sıkanlara yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
Başı,eli, ayağında kınası
Asker diye bayram yapar anası
Kabul olur derler baba duası
…..Kahpe kurşun sıkanlara yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
Ay yıldızı dalgalandır her yerde
Bilirim yiğitlik elbet var serde
Şüheda olunca kalkarmış perde
…..Sinsi plan kuranlara yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
Bayrağın aldığı renktir kanımız
Feda olsun vatan için canımız
Bu uğurda harcamazsak malımız
…..İnsan diye gezenlere yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
Kayaturan, Mehmet demek er demek
Vatan için verilecek ser demek
Cennet onun girilecek yer demek
…..Değer kıymet bilmez isem yuh olsun.
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
Şevki KAYATURAN
ŞEREFSİZLER
Açılan gülün alını,
Vurdu, kaçıyor şerefsiz!
Çınarın filiz dalını,
Kırdı, kaçıyor şerefsiz!
Hain girmiş içimize.
Pusu kurmuş göçümüze.
Kin yağını saçımıza.
Sürdü, kaçıyor şerefsiz!
Yakamızda nankör bitler,
Kokmuş ayran haram sütler,
Deliğinden uyuz itler,
Ürdü, kaçıyor şerefsiz!
Yoldaş olmuş yalan ile,
Devlet ister falan ile,
İmralı’da yılan ile,
Şerdi, kaçıyor şerefsiz!
Dıştan almış üslüğünü,
Kine katmış küslüğünü,
Gül dibine pisliğini,
Serdi, kaçıyor şerefsiz!
Dağlara dökmüş mayını.
Şehre salmışlar hayını?
Meclise küflü yayını,
Gerdi, kaçıyor şerefsiz!
Sitemim var anasına!
Acımayın danasına!
Davulunu zanasına,
Verdi,kaçıyor şerefsiz!
Terörle tüfek çatarak,
Balıma zehir katarak,
Askere kurşun atarak,
Yerdi, kaçıyor şerefsiz!
Ramazan sapanım taşta,
El uzatır vekil puşta,
Sunası coniyle duşta,
Gördü, kaçıyor şerefsiz!
Açılan gülün alını,
Vurdu, kaçıyor şerefsiz!
Çınarın filiz dalını,
Kırdı, kaçıyor şerefsiz!
Hain girmiş içimize.
Pusu kurmuş göçümüze.
Kin yağını saçımıza.
Sürdü, kaçıyor şerefsiz!
Yakamızda nankör bitler,
Kokmuş ayran haram sütler,
Deliğinden uyuz itler,
Ürdü, kaçıyor şerefsiz!
Yoldaş olmuş yalan ile,
Devlet ister falan ile,
İmralı’da yılan ile,
Şerdi, kaçıyor şerefsiz!
Dıştan almış üslüğünü,
Kine katmış küslüğünü,
Gül dibine pisliğini,
Serdi, kaçıyor şerefsiz!
Dağlara dökmüş mayını.
Şehre salmışlar hayını?
Meclise küflü yayını,
Gerdi, kaçıyor şerefsiz!
Sitemim var anasına!
Acımayın danasına!
Davulunu zanasına,
Verdi,kaçıyor şerefsiz!
Terörle tüfek çatarak,
Balıma zehir katarak,
Askere kurşun atarak,
Yerdi, kaçıyor şerefsiz!
Ramazan sapanım taşta,
El uzatır vekil puşta,
Sunası coniyle duşta,
Gördü, kaçıyor şerefsiz!
Ramazan KURT
CANIMA ATEŞ DÜŞTÜ
Ankara’nın üstünde hüzün sisi gezerken,
Şerefsiz pusularda canıma ateş düştü.
Namusu bilmez alçak dağda gülü ezerken,
Kalleşçe kurşunlarla kanıma ateş düştü.
Dağların geçidinde karanlık tuzaklarda,
Vatanının uğruna dönülmez uzaklarda,
Dedelerin saçına yağan yorgun aklarda,
Gökyüzümde parlayan tanıma ateş düştü.
Gecenin kuytusuna dolarken bir kan gölü,
Ey halkım gözüne mi, çekildi korku tülü?
Sinsice saldırırken hain utanmaz dölü,
Sızlayıp duran şu sol, yanıma ateş düştü.
Mustafa Kemal’imden vatan bize emanet,
Türk’e kalleşlik etme üstüne çöker lanet,
Bu yurdun ekmeğini yiyen etti ihanet,
Mehmedimi andığım anıma ateş düştü.
Çakal yine aslanın yavrusuna saldırmış,
İğrenç salyalarını kalbimize daldırmış,
Kir kokan nefesini toprağıma doldurmuş,
Gecenin bir yarısı hanıma ateş düştü.
Rüzgârını sal da gel Gazi Mustafa Kemal,
Kurşun olup dol da gel Gazi Mustafa Kemal,
İsmet, Fevzi al da gel Gazi Mustafa Kemal,
Soysuzlar sardı yurdu şanıma ateş düştü.
Ey bre kahpe soyu yıkılmaz saltanatım!
Ulusuma yazılan silinmez bu sonatım,
Özgür vatanım için sürülür doru atım,
Halkıma kurşun değdi namıma ateş düştü.
Ankara’nın üstünde hüzün sisi gezerken,
Şerefsiz pusularda canıma ateş düştü.
Namusu bilmez alçak dağda gülü ezerken,
Kalleşçe kurşunlarla kanıma ateş düştü.
Dağların geçidinde karanlık tuzaklarda,
Vatanının uğruna dönülmez uzaklarda,
Dedelerin saçına yağan yorgun aklarda,
Gökyüzümde parlayan tanıma ateş düştü.
Gecenin kuytusuna dolarken bir kan gölü,
Ey halkım gözüne mi, çekildi korku tülü?
Sinsice saldırırken hain utanmaz dölü,
Sızlayıp duran şu sol, yanıma ateş düştü.
Mustafa Kemal’imden vatan bize emanet,
Türk’e kalleşlik etme üstüne çöker lanet,
Bu yurdun ekmeğini yiyen etti ihanet,
Mehmedimi andığım anıma ateş düştü.
Çakal yine aslanın yavrusuna saldırmış,
İğrenç salyalarını kalbimize daldırmış,
Kir kokan nefesini toprağıma doldurmuş,
Gecenin bir yarısı hanıma ateş düştü.
Rüzgârını sal da gel Gazi Mustafa Kemal,
Kurşun olup dol da gel Gazi Mustafa Kemal,
İsmet, Fevzi al da gel Gazi Mustafa Kemal,
Soysuzlar sardı yurdu şanıma ateş düştü.
Ey bre kahpe soyu yıkılmaz saltanatım!
Ulusuma yazılan silinmez bu sonatım,
Özgür vatanım için sürülür doru atım,
Halkıma kurşun değdi namıma ateş düştü.
Coşkun MUTLU
A Ğ L A D I M
Yine yürek korlandı, yuvaya ateş düştü
Ellerimi dizime vurdum vurdum ağladım
Küllenmeye yüz tutan derin yarayı deşti
Olanları kendime sordum sordum ağladım.
Terör denen bu illet artık bir son bulmalı
Yetkililer bu işe tezden çözüm olmalı
Gerekirse orduyu kuşandırıp salmalı
Gidişatı kendimce yordum yordum ağladım.
Buna çanak tutanın peşinden gidenleri
Aşikâr edilirken niçin-i nedenleri
Haince pusulanmış gencecik bedenleri
Al bayrağa sarılı gördüm gördüm ağladım.
Yalvardım Yaradan’a indirdiği din için
Son bulsun bu akan kan şu mübarek gün için
Şehidin bu uğurda akıttığı kan için
Yüzümü toprağına sürdüm sürdüm ağladım.
Tez sorulsun hesabı kanlar kalmasın yerde
Yıllardır aynı oyun bilmem kaçıncı perde
Lafta kalan çözümler derman olmuyor derde
Hiddetlenip günaha girdim girdim ağladım.
Mahir tek sen değilsin yüreğini dağlayan
Gülmeyi unutarak karaları bağlayan
Her duyarlı kul gibi içten içe ağlayan
Yaralı yüreğimi burdum burdum ağladım.
Mahir BAŞPINAR 15.07.2011
BİR ER GİBİ ÖLMELİ
Yine yürek korlandı, yuvaya ateş düştü
Ellerimi dizime vurdum vurdum ağladım
Küllenmeye yüz tutan derin yarayı deşti
Olanları kendime sordum sordum ağladım.
Terör denen bu illet artık bir son bulmalı
Yetkililer bu işe tezden çözüm olmalı
Gerekirse orduyu kuşandırıp salmalı
Gidişatı kendimce yordum yordum ağladım.
Buna çanak tutanın peşinden gidenleri
Aşikâr edilirken niçin-i nedenleri
Haince pusulanmış gencecik bedenleri
Al bayrağa sarılı gördüm gördüm ağladım.
Yalvardım Yaradan’a indirdiği din için
Son bulsun bu akan kan şu mübarek gün için
Şehidin bu uğurda akıttığı kan için
Yüzümü toprağına sürdüm sürdüm ağladım.
Tez sorulsun hesabı kanlar kalmasın yerde
Yıllardır aynı oyun bilmem kaçıncı perde
Lafta kalan çözümler derman olmuyor derde
Hiddetlenip günaha girdim girdim ağladım.
Mahir tek sen değilsin yüreğini dağlayan
Gülmeyi unutarak karaları bağlayan
Her duyarlı kul gibi içten içe ağlayan
Yaralı yüreğimi burdum burdum ağladım.
Mahir BAŞPINAR 15.07.2011
BİR ER GİBİ ÖLMELİ
Bu vatan uğruna şehit düşenin,
Göz kırpmadan şerbet diye içenin,
Yirmisinde dünyasından göcenin,
Emaneti önce vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
Yurdumun neresi olursa olsun,
En ücra yerinde bayrak bulunsun,
Gerekliyse şehit elbet olunsun,
Bu toprağı önce vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
Dağda taşta dalgalansın bayrağım,
Onun gölgesinde olsun otağım,
Bu vatan toprağı en son durağım,
Emaneti önce vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
Anlını secdeye koyduğu yerde,
Kanının toprağa düştüğü yerde,
Şahadet şerbeti içtiği yerde,
Bu toprağı herkes vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
Doğusu batısı ayrımı olmaz,
Bizde vatan birdir asla bölünmez,
Bu toprakta şerefsizler barınmaz,
Emaneti önce vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
Sınır belli bizde Misak-ı Milli,
Şehitlik en yüce makamdır belli,
Biliriz bu dünya zaten ölümlü,
Gelecek nesiller vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
Türk’ü, Kürt’ü, Gürcü, Laz’ı, Çerkez’i,
Olmayalım dış güçlerin merkezi,
Kayaturan kucaklıyor herkesi,
Bu toprağı herkes vatan bilmeli,
Gerekirse bir er gibi ölmeli.
(22.02.2008-Saat:11.11)
Şevki KAYATURAN
NOT : Küçük Menderes Havzası içerisindeki şairlerimiz özgeçmişleri ve şiirlerinden en fazla on tanesini yerelguckayaturan@hotmail.com bana gönderirlerse onları burada ŞİİRİN DİLİ” köşesine konuk edip tanıtmak isterim.