Pembe dizi tadında

                Bu köşemde son haftalarda zaman zaman ülke gündemini meşgul eden konulardan bahsettim, zaman zamanda yerel bazda yazdığım yazılar bizzat gündemi oluşturdu. Yazılarıma karşılık aldığım tepkiler çok olumlu olduğu için beni fazlasıyla memnun etti. Ancak benimle uzaktan yakından ilgisi olmayan, kentin tanınmış mekanlarından birinin, bir avukatın şikayeti üzerine kapatıldığına dair rivayetin dönüp dolaşıp tarafımı hedef göstermesi açıkçası beni çok şaşırtmasa da gündeme gelen her konunun benimle ilintilendirilmesi beni çok da memnun etmedi.
 
              Gündeme getirdiğim konular sebebiyle “cesur”, “yürekli”, “dürüst ve idealist” sıfatlarıyla birlikte anılmak gönlümü okşasa da her taşın altında adımın aranmaya başlıyor olduğu görüntüsü de bir o kadar hoşuma gitmedi. Kentimizi yaşanabilir hale getirmeye çalışmaktan öte bir amacı olamayan yazılarımın yanında bu işyerinin benim şikayetim sonucu kapanmış olduğu rivayeti yazılarımı kamuoyuyla paylaşma amacına uyumadığı gibi “insanların ekmeğiyle oynama” ve “muhbir” nitelemeleri de karakterime çok düşer. Bu gelişmeler sonunda biraz rotayı farklı konulara çevirmeye karar verdim ve sizlere içinde biraz aşk, biraz ihanet, biraz entrika kokan bir hikaye anlatmaya karar verdim. 
 
              Ülkenin birinde bir saray varmış. Bu sarayda Santo isimli bir başhaznedar yaşarmış. Evli olan bu başhaznedarın yine sarayda ve emrinde çalışan Camilia isimli bir sevgilisi varmış. Santo ile Camilia kimilerince bilinse de sözde gizli gizli bu aşklarını yaşamaya devam ederlermiş. Camilia,  Santo’nun saraydaki konumu sebebiyle adının anlamı gibi rahata ermeyi başarmış akıllı bir kızdır. Santo’nun eşi Hermose ise ismi gibi iyi ve güzel bir kadıncağızmış. Hani bizde derler ya “en son babalar ve kocalar duyar” anlaşılıyor ki bu ülkede en son kadınlar duyarmış, hatta duymazmış.
 
               Sarayda dedikodu alıp başını gitse de Hermose’cik olanlardan bihabermiş. Hatta ata binmeyi çok seven Santo bir gün tökezleyip düşünce sarayın başhekimi evde dinlemesini önermiş. Bunun üzerine Camilia sevgilisi Santo’nun evine ziyarete gittiğinde bile zavallı Hermose bırakın durumdan şüphelenmeyi misafirini iyi bir şekilde ağırlamış.
 
               Santo ile Camilia’nın gizli ortaklığı sadece aşk hayatında değilmiş. Sarayın hazinesinden paylar dağıtılırken iki aşık kendilerine biraz daha adil davranırlarmış. Bundan kralın haberi var mıymış onu bilemiyorum ancak kendisine yapılan bazı uyarılara rağmen yeterince uyanık davranmaması da yine kralın suçuymuş.
 
              Santo ile Camilia neler yapmışlar merak mı ediyorsunuz? E o zaman biraz bekleyin. Yok yok öyle pembe dizi tadında 500 bölümde yazmayacağım, fırsat bulduğum birkaç bölümde bu hikayeyi sonlandırmaya çalışacağım. Hem dedim ya  anlattıklarım yaşanmış bir olay değil ki ! Sonuçta bir hikaye, bir yerlerden başladım, sonunu henüz ben bile bilmiyorum, bekleyelim görelim…
{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }