YERELGÜÇ/BUSE BAĞCI
Bebekliğinden bu yana Sedef Hastalığıyla mücadele eden Ünlü, Ege Üniversitesi laboratuvarlarında yaptığı bilimsel çalışmayla kesin tedaviye bir adım daha yaklaşıldığını gösterdi.
Sedef hastalığıyla bebeklik döneminde tanışan Egem Duru Ünlü, yıllar içinde bu kronik rahatsızlıkla ilgili edindiği deneyimleri bilimsel bir projeye dönüştürdü. İlk olarak yapay bir canlı deri modeli oluşturan Ünlü, model üzerinde sedef hastalığını taklit eden insan cildinin temel hücreleri olan HaCaT hücrelerini kullanarak iki boyutlu bir deri dokusu geliştirdi. Genç araştırmacı, hastalık semptomlarını oluşturduktan sonra uyguladığı tedaviyle deri dokusunu eski sağlıklı haline getirmeyi başardı. Mikroskobik görüntülerle de desteklenen sonuçlar, yöntemin potansiyel bir tedavi olabileceğini ortaya koydu.
“Sedef hastaları için gerçek bir umut olabilirim” diyen Egem Duru Ünlü, “Bebeklik döneminde teşhisi konulmuş sedef hastasıyım, bu nedenle hastalık hakkında hem kişisel hem de tıbbi olarak oldukça fazla bilgiye sahiptim. Zamanla çeşitli tedavi yöntemlerini öğrendim ve bu konuda daha fazlasını yapmak istedim. Kendi bilgilerimin üzerine araştırmalar ekledim ve bazı üniversitelerdeki akademisyenlerle iletişime geçtim. Onlara fikirlerimi anlattım ve bu fikirlerin bilimsel olarak uygulanabilir olduğunu söylediler. Bu destekle birlikte Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü laboratuvarında çalışmalarıma başladım. İlk olarak yapay bir canlı deri modeli oluşturdum. Bu model üzerinde sedef hastalığını taklit ettim ve ardından bu hastalığı tedavi etmeye yönelik bir yöntem geliştirdim. İnsan cildinin ana hücreleri olan HaCaT hücrelerini kullanarak iki boyutlu canlı deri modeli oluşturdum. Daha sonra THP-1 adı verilen lösemi hücrelerinden M1 ve M2 makrofajlarını izole ettim. Oluşturduğum deri modelini önce M1 makrofajlarıyla birlikte ko-kültür yaptım. Bu aşamada ELISA, keratin gibi çeşitli testler uyguladım ve modelde sedef hastalığını başarılı şekilde taklit edebildiğimi gördüm. Daha sonra M2 makrofajlarından elde ettiğim ekstrasellüler veziküller salgıları aynı modele uyguladım. 24 saatlik bir kuluçka sürecinin ardından yeniden testler yaptım. Sonuçlar, deri modelinin ilk sağlıklı haline döndüğünü gösterdi. Mikroskop altında yapılan incelemelerle bu başarı görsel olarak da doğrulandı. Sedef hastalığı kronik ve zorlu bir hastalık. Mevcut ilaçlar hastalığı sadece baskılıyor. Benim geliştirdiğim yöntemin kesin bir tedavi olabileceğini gördüm. Elbette bu yöntemin hayvan deneyleri ve ardından insan klinik çalışmalar yapılarak bunun bir biyolojik ajan olarak kesin bir tedavi yöntemi olabileceğini düşünüyorum. Ailem bu süreçte her zaman en büyük destekçim oldu. Özellikle babam biyomedikal mühendisi olduğu için çocukluğumdan beri laboratuvar ortamlarına aşinaydım. Onunla birlikte katıldığım 11. Biyomalzeme Günleri’nde, Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aylin Şendemir ve Dr. Pelin İlham hocalarımla tanıştım. Onlara projelerimden bahsettim, onlar da bana kapılarını açtılar ve laboratuvar ortamını sağladılar. Bu projemle TÜBİTAK'a başvurdum ve İzmir Bölge Finalleri’ne çağrıldım. Orada bir derece kazandım. Şu anda da çalışmamı uluslararası bir makale olarak yayınlamak için çalışıyorum. Gelecekte bilim insanı olmak istiyorum. Farklı hastalıklar üzerine çalışarak insanlığa faydalı projeler geliştirmeyi hedefliyorum. Eğer bu tedaviyi hayata geçirebilirsem, sedef hastaları için bir umut olabilirim” dedi.