MATEMATİK

Yoğun işlerim nedeniyle ara verdiğim siyasi yazılarıma bir yenisini eklemek zorunda bırakan Tire Belediyesi Meclis Toplantısı’nın atmosferini izleme şansı bulabildiğim için bütün gece Allah’a dua ettim. Siz zannetmeyin ki olup bitenlere kıs kıs güldüğüm için böyle yazıyorum. Hayır! Benim dua sebebim seçimlerden önce verdiğimiz namus ve şeref sözlerini tutmalarını beklediğim DP’li Belediye Meclis üyelerinde idi gözüm.
Seçim zamanından kısa bir konuşmayı sizlere hatırlatayım. Tayfur Çiçek o zaman DP’den Belediye Başkan Adayı. Şimdiki gibi başkan değil. Kendisini de partiye kaydederek Belediye Başkanı yapan isim dönemin teşkilat başkanı İlhan Ağat ve dönemin İlçe Başkanı Bekir Keseli yanında oturuyorlar. Hemen yan taraflarında da meydanlarda “Makam, mevki, şan ve şöhret istemiyorum, Doğru insanlar oldukları için bu genç kadroya ve başkanımıza destek veriyorum” diyerekten oturan Nazım Çulcu var. Dönemin AK Partili Belediye Yönetimine yüklenen Tayfur Çiçek soruyor Nazım Çulcu’ya ‘Nazım bey, siz hiç bir şey sattınız mı?’ Nazım Çulcu cevaplıyor ‘Satmadım’. Tayfur Bey ara müezzin gibi cevabı halka anons ediyor ‘Satmamııııış’. Meydan yıkılıyor alkıştan. Ardından ekliyor ‘Ben ne yaptım? İki klasör tapu ekledim. Biz satmaya gelmiyoruz. Evet, borç olabilir. Ama ben matematikçiyim. Satmadan da bunun yolları var!’. Kısa bir hatıra.
Şimdi dünkü mecliste CHP’nin verdiği ‘Başkanın satış yetkilerinin elinden alınması’ önergesine DP’den bir tek İlhan Ağat destek veriyor. Yani diyor ki ‘Biz meydanlarda söz verdik insanlara satmayacağız diye. Kusura bakmayın sattırmam!”
Sonrası kızılca kıyamet. Sabah onbire kadar evde oturdum, çıkamadım. Neden diye merak etmeyin. Başkan bey akşamki mecliste sokağa çıkma yasağı koydu. Ben meclis üyesi değilim ama, bir şeyler satılmayacak diye Tayfur Çiçek meydanlarda bağırırken inanmayın diye üstümüze yürüyüp tükürenlere ‘Allah büyük’ diyerekten ses çıkartmıyorduk. Biz varız, söz verdi! Satmaz diyorduk. Neyse ki yasak yokmuş, ben yanlış anlamışım herhalde, korka korka çıktım sokağa.
Bu her şeyden öteye bir nevi bir güven oylamasıdır. Ayrıca bu yetkilerin iptalinde kötü bir şey yok başkan bey. Niye sinirlendiniz anlayamadım. Getirirsiniz meclise konuyu, gerçekten satılması gerekiyorsa, gerçekten çok hayati bir önem varsa ya da takas yapılarak bir kazanım gerçekleşecekse ben inanıyorum ki daha önce size takas yetkilerini oybirliği ile veren meclis yine verir.
Ben çok laf geveleyip işi sulandırmayacağım. Zaten belgesellerle uğraşa uğraşa siyasi yazılar yazmayı da unutmuşum. Ama hep dediğim gibi. Bu mecliste yürekli insanlar da gerçekten varmış. Aman Allah’ım. Başkanım size birisi parmağını yüzüne sallaya sallaya ‘Sokağa çıkamazsınız, adım attırmam. Bunun hesabını veremezsiniz’ diye bağırsa her halde yan tarafta tüm detayları izleyen avukatınız mesaiye savcılıkta başlardı.
Bakalım bu kadar yüzüne parmak doğrultulan, yetkinin devamı konusunda oy kullanmaları için yaptığınız baskıya sessiz kalan insanlar ne kadar bu baskılara dayanacak. Merak ettiğim asıl konu şu, acaba bir yerleri verilen sözlere rağmen satanlar mı sokağa çıkamaz yoksa satılmasına karşı çıkanlar mı? Bence satılmasına karşı çıkanlar vicdanları rahat uyurlar. Sokağa da çıkarlar, seçim meydanlarına da çıkarlar.
Şimdi her fırsatta hatta radyo konuşmanızda bile dile getirdiğiniz ‘Matematik Öğretmenliği’ konusunda bir soru sormak istiyorum. Meclisteki denk oylamalarda diğer elinizi de havaya kaldırıp ‘Benim oyum iki’ diyordunuz. Peki şimdi ne oldu da tek oy kullandınız? Demek ki başka ellerin de havada olması gerekiyormuş ki denklik olsun. Denklik olsun ki siz +1 oyunuzu kullanın.
7<9=?
{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }