CHP; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün partisi. Adında Cumhuriyet ve Halk kelimelerini barındıran parti. Siyasi partilerin ülke hayatına girdiği ilk günden bugüne hep var oldu, umarım hep var olacaktır.
Bunu da kendini yakın hissettiği siyasi partiyi hayatının vazgeçilmezi sayan, parti ile arasında adeta kan bağı hisseden ya da takım tutar gibi partilerine bağlı kişilerin hissiyatı ile değil, ülkenin geleceği ve menfaatini düşünen biri olarak söylüyorum.
Çünkü bana göre hangi fikre sahip olursanız olun CHP bu ülkenin dengesinin şaşmaması için olmazsa olmaz bir partidir. Ülkemizin siyasi yelpazesine baktığımızda bir cenahın daha ağır bastığı açık.
Bu da çoğu zaman farklı pencerelerden bakma şansını azaltıyor. İşte CHP bir taraftan toplumun göremediği pencereleri açarken bir taraftan da yelpazenin diğer tarafındakilere bakış açılarını değiştirme gerekliliğini öğretmeye çalışıyor.
Sahip olduğu ve korumayı görev olarak gördüğü değerler bir taraftan kendi tabanını artırma için en büyük gerekçeyken diğer taraftan da CHP’yi olmazsa olmaz yapan etmenlerdendir.
Cumhuriyet Halk Partisi yıllardır demokrasinin ülkemize yerleşmesi için çaba göstermiş bir partidir. Pek çok partiye göre daha demokratik uygulamalara sahne olmuştur. Parti tüzüğüne ön seçimi koymuş ve zaman zaman da olsa uygulamış bir partidir. Olması gereken, demokratik uygulamaların yaygınlaşmasıyken; maalesef son zamanlarda geri adım atılmaya başlandı.
Anti demokratik uygulamalarının sonuncusu bazı ilçe örgütlerinin il yönetimince görevden alınması kararı oldu. Başta İl Başkanı Tacettin Bayır olmak üzere CHP İzmir İl Yönetimi'nin; Karabağlar, Ödemiş ve Buca ilçe başkan ve yönetimlerinin görevden alınması yönünde karar aldığı ve bu kararı resmiyete dökmek için Genel Merkez'e sunacağı iddiası ortalığı karıştırdı.
Bu kararın CHP Genel Merkezi’nce onaylanması durumunda ise parti içinde birtakım istifaların yaşanacağını bekliyorum. Tacettin Bayır bir gazeteye yaptığı, "Görevden almalar olacak, kesin olan bu" açıklamasını, geçtiğimiz yönetim kurulu toplantısında hayata geçirdi.
Öğrendiğime göre yaklaşık 5 saat süren toplantıda, Ödemiş İlçe Başkanı Emin Öztürk, Karabağlar İlçe Başkanı Birol Ağırbaş ve Buca İlçe Başkanı Selim Bozdağ ve yönetiminin görevden alınmasına ve bu kararın resmiyet kazanması için Genel Merkez'e sunulmasına karar verildi.
Ayrıca Konak ve Karşıyaka ilçe yönetimlerinin görevden alınmasına, ancak ilçe başkanlarının atanacak 5 kişilik geçici yönetimlerde yer almasının da varılan kararlar arasında yer aldığı kulislerde dilden dile dolaşıyor.
İl Başkanı Bayır ve yönetiminin bu kararı Genel Merkez'i ikna ettikten sonra resmiyete dökeceği söyleniyor. İşin trajikomik yanıysa seçimle göreve gelen ilçe yönetimlerinin görevden alınmasına atamayla gelen il yönetiminin karar vermesi.
Hem ülkenin eksikliğini duyduğu gerçek demokrasiyi getireceğin iddiasıyla iktidara talip olup demokratik söylemlerle ahkam keseceksin, hem de seçilmişi atanmışla görevden alacaksın. Yaşanan tam bir çelişki tam bir kara mizah örneği. Ahmet Kaya’nın “Gençlik” isimli şarkısı çınladı kulaklarımda ”bu ne yaman çelişki anne…”
İl Başkanı Tacettin Bayır’ın göreve gelmesinde en etkili isimlerin başında yer alan ve zamanında İl Başkanlığı görevinden alınan Alaattin Yüksel görevden almaya her fırsatta şiddetle karşı çıktığını beyan ediyor.
“Seçimle gelen seçimle gitmeli” görüşünü savunan ve CHP genel başkan yardımcılığı yapmış Yüksel’in bu konuda sadece “doğru bulmadığını” beyan etmesi yetersizdir. Bu durum son günlerde başkanın en çok konuşulan beyanını aklıma getirdi. Anladık kötü polis değişmedi; kötü polis yine Tacettin Bayır; peki iyi polis Aziz Kocaoğlu yerine Alaattin Yüksel mi?