Geçtiğimiz hafta Tire Belediyesi plansız, programsız işlerle uğraşarak, çukurlarla bezenmiş sokaklarla bir türlü ilgilenemiyor. İnsanların, da ‘ne olacak buranın hali, 8 yıldır sokak çamur deryası’ isyanlarına atfen ben de belediye yönetimini top peşinde koşuşturuyorlar gibisinden eleştirmiştim. Oysa hafta içerisinde diğer sokakları gezerken bir de baktım ki Ful Sokak’ta ekipler öyle bir çalışıyorlar ki gurur duydum. Bu nedenle de özür dilemek istedim.
‘Kardeşim, orada başkanın kendi evi var tabii ki ekipler harıl harıl çalışacak. Daha seçimin hemen ertesi günü, Halıcı Hulki kendi evinin önünü asfaltlatmamış mıydı?’ dediğinizi duyar gibiyim. Ne yani, Başkan Bey orada oturuyor diye sokak cezalı mı olacak? Yapılmayacak mı yani? Ha, sıralamasına itiraz ederseniz bilemem. Onun da ne yazık ki muhatabı ben değilim.
Belediyenin internet sitesinde günler sonra güncellenmiş birkaç haber gördüm, mutlu oldum. Her gün haberlik bir iş ve günlük basın bülteni akışı da olmadığı için çok sık rastlayamıyorduk yeni habere. Haberlerden birisi dikkatimi çekti.
“Sokak köpekleri kısırlaştırılıyor” başlıklı haberde (haberi bugün gazetemizde de okuyabilirsiniz), ilgili kurumlardan gelen bir miktar para ile 250 adet sokak köpeğinin kısırlaştırıldığını anlatıyor belediye başkanımız. Kendisinin hayvan sevgisi herkesçe biliniyor. Bilhassa cins hayvanları barındırmakta mahir, köpek çiftliğine imkânı olup gidebilenler görürler, özellikli, cins köpekler mevcut. Gidemeyenler de gidenlerden dinlesin artık. Neyse, gelelim konumuza.
Bu haberi okuyunca, aklıma yaşanmış bir olay geldi. Sizlerle de paylaşmak isterim.
Bir yörenin halkı, sokak köpeklerinden rahatsızdır. Sürekli belediyeye şikayet ederler. Yöre belediyesi de tıpkı bizim belediyemizin yaptığı gibi, kontrolsüz üremelerinin önüne geçebilmek için köpekleri kısırlaştırır.
Derken, bir sabah vakti camiye namaza gitmek için evinden çıkan Hasan Amca, (kim Hasan tanımıyorum elbette. Öyle anlattılar) bir müddet ilerledikten sonra, can havliyle koşa koşa eve geri gelir. Zira, sokakta başıboş köpeklerin tacizine uğramıştır.
Biraz soluklandıktan sonra, alır telefonu eline ve belediyeyi arar. Telefona çıkan belediyedeki nöbetçiye derdini anlatmaya çalışır:
Hasan Amca – Ooolummm, bu köpekleelen başımız gine deetde. Saldırdılaaa hindi, camiye gidemedim. Isırcaklaaa valla zor gaçtım ellerinden.
Görevli- Amca, sen merak etme, biz onları kısırlaştırdık. Bir şey olmaz.
Hasan Amca – Ule ooolum, sen anlameyon mu ısırcaklaaa deyom sene, sen bene ne diyon.
Görevli – Amca iyi ya işte, ben de tedbir aldık, kısırlaştırdık. Bu sorun çözülecek diyorum.
Hasan Amca – Bak hindi, ben sene ısırcaklaa beni diyom, sen gısırlaştııdık diyon. Sen ne anlıyon ki de böle gısırlaştıııdık diyon bene onu deyivee.
Görevli- Amca, sen merak etme, biz onları kısırlaştırdık. Bir şey olmaz.
Hasan Amca – Ule ooolum, sen anlameyon mu ısırcaklaaa deyom sene, sen bene ne diyon.
Görevli – Amca iyi ya işte, ben de tedbir aldık, kısırlaştırdık. Bu sorun çözülecek diyorum.
Hasan Amca – Bak hindi, ben sene ısırcaklaa beni diyom, sen gısırlaştııdık diyon. Sen ne anlıyon ki de böle gısırlaştıııdık diyon bene onu deyivee.
İşte böyle Hasan Amca’nın derdi, beni de gerdi. Gülmekten tabii ki.
Siz siz olun, kısırlaştırılmış olmasına aldanmayın köpeklerin.
Allah insana beyin kısırlığı vermesin.