SİYASET

İzmir'in seçim panoraması


Aday listelerinin hassas dengeler ve partiye sadakat üzerinden şekilleneceğini belirten Yaldız, Muharrem İnce’nin oy potansiyelini arttırdığına dikkat çekti. CHP’ye kontenjan vekil sayısı ile ilgili uyarıda bulunan Ümit Yaldız, MHP’nin liste tercihinde eksikler olduğunu kaydetti. AK Parti’de Hamza Dağ ve Atilla Kaya’nın performansına dikkat çeken Yaldız, “ithal aday” konusunda da uyardı.


Programın gündeminde14 Mayıs seçimlerine gidilirken partilerin konumlanışı, milletvekili aday listeleri ve listelerin İzmir’e yansımaları vardı.

EN TANINAN İKİ VEKİL HAMZA DAĞ VE ATİLLA KAYA
İzmir’deki milletvekili performansı konusunda AK Parti kanadından öne çıkan iki isim olduğunu kaydeden Yaldız, “Şu anki başkanlık sistemi sebebiyle milletvekilliğinin çok bir anlamı kalmadı. İktidar milletvekillerinin dahi mutsuzlukları var, vatandaş nezdinden de var. TBMM ile vatandaş arasındaki makas açılıyor. Sokağa çıkıp sorsanız vekillerin çoğunu tanımıyor. Pazar günü yayınlacak listelere oy vereceğiz. Vekiller geçmişte daha etkin bir roldeydi. Vekillerin yürütme ile arasındaki ilişki daha netti. Vekiller vatandaşın sorununu çözecek pozisyondaydı. Bugün vekiller bundan uzakta… Hele hele muhalif vekilseniz el kaldırıp indirme makinesine dönüşüyorsunuz. Bu da onlarda mutsuzluk oluşturuyor. Soru önergesi, kanun teklifi veriyorlar. Soru önergelerine keyfi yanıt veriliyor yada hiç verilmiyor. Sistem oyun dışı yaptı vekilleri. İzmir’e bakıldığında bizim elimizde araştırma şirketi olarak 15 yıllık bir veri birikimi var. 15 yıl önceki araştırmaların oranlarına baktığımda vekil tanınma oranları yüzde 50’lerde iken şu an yüzde 70’i tanımıyor. Başarılı vekili soruyorsunuz. Yüzde 10’luk kesim hiçbiri başarılı değil diyor. Herhangi bir vekili başarılı bulanlarda ise bu oran yüzde 20’yi geçmiyor. Uzun bir süredir de Hamza Dağ’ın bu konuda rakipsizliği var. En başarılı o görülüyor. Cumhur İttifakı’nın en apoletli ismi olması da bir etken… Dağ’ın sahada yaptığı işler, çalışmalar var ve üç dönemdir de kesintisiz vekil. Sayın Atilla Kaya’nın da son bir yılda atağı olduğunu görüyoruz çalışmalarımızda… Bu iki ismi öne çıkaran faktörler teşkilattan gelmeleri, uzun süredir vekil olmaları ve vatandaşın sorununu çözecek pozisyonda olmalarıdır. Vatandaşın sorunu atama, tayin, terfi, kamu kurumunda imza, koli yardımıdır. Bir talep ulaştığında bir şekilde yaptırıyorlar” dedi.


CHP’li vekillerin vatandaşın sorununu çözme etki düzeyinin çok sınırlı olduğunu söyleyen Yaldız, “Belediyeler düzeyinde de bu yok. CHP kendi içinde İzmir özelinde 2019 seçimlerindeki aday belirleme sürecinde parselasyon zihniyeti ile bir yapı oluşturduğu için bir milletvekili her belediye başkanını arayamaz, arasa da istediğini yapamaz. Belediyelerin de gücü ve alanı belli. En önemli talep istihdam ve personel anlamında dolmuş durumda…” şeklinde konuştu.

MHP’NİN SON 30 YILDIR VEKİLLERİNİN KENTİN DOKUSUYLA UYUŞTUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Dün gece yayınlanan ve YSK’ya sunulan MHP listelerini İzmir özelinde yorumlayan Yaldız, “Bu mevcut arkadaşlar çok başarılı olmuşlardır, harika bir yasama dönemi geçirmişlerdir ve liderleri tarafından ödüllendirilmiştir. Yeniden seçilmelerine neden olan ve ilk akla gelen bu… Bugünkü sistem, siyasi partiler konunu lideri muktedir yaptığı için Sayın Bahçeli uygun görmüş ve yapılmış. Olağanüstü başarılı olsaydı Dağ uzun süredir rakipsiz derken MHP’den iki-üç isim yanına koyardık. İzmir özelinde MHP’nin son 30 yıldır vekillerinin kentin dokusuyla uyuştuğunu düşünmüyorum. Başarılı olanlar da oldu. Örneğin Oktay Vural, İzmir seçmeni ile güçlü bağlar kurdu. Bunu yaparken Vural’ın İzmir’de evi yoktu burada. Buradaki tek bağı DEÜ’deki göreviydi. Ahmet Kenan Tanrıkulu, 20 yıl aralıksız aday gösterildi. O dönem onun da İzmir’de evi yoktu, şimdi taşımış kendisi… Son görev yapan vekillerin de kente emeği olduğunu düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.

BAHÇELİ BİR KOLTUK SINAVI ÇIKMAMASI İÇİN AYNI EKİPLE DEVAM KARARI ALMIŞ OLABİLİR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin listeyi bu şekilde oluşturmasının nedenlerini sıralayan Yaldız,  “Bahçeli tarafından farklı gerekçelerle ve referanslarla tercih edilmiş isimler bunlar. Sadakat sadece MHP için değil tüm partilerin bu dönem arayacakları en temel faktör. Sadakat lidere, partiye sadakat… Bahçeli bu konuda çok sorunlar yaşadı. Ayrılmalar yaşandı genel merkez düzeyinde… Bir koltuk sınavı çıkmaması için aynı ekiple devam kararı almış olabilir. Genel Sekreter Yarımcısı Bumin Bey’i listeye konulmuş. İzmir’de çok efektif, sonuç alamaya gidecek aday adayı isimler de vardı. Murat Koç vardı ve ısrarla bekliyor. 7 Haziran seçimlerinde performans göstermişti. Başka partilerden teklif almasına rağmen bekledi. Çok başarılı olabilecek, 3’ncü, 4’ncü sıralara konulmuş ve biraz zor kazanacak insanlar var. Çeşme Başkhekimi 3’ncü sırada, Selahaddin Şahin niye sürekli 4’e konur tartışmalı. Ben bu konuyu tartışırım, çünkü partili değilim. Ayşegül Hanım vardı Tire’de 4’ncü sıraya konmuş. Bu tercihlerde ilk sıraların İzmir’in ruhuna uygun olduğunu düşünmüyorum. 3’leri, 4’leri koysalar daha farklı düzeyde sonuçlar olabilirdi. Bu karar açıklandı ve hayırlı olsun diliyorum” açıklamasını yaptı.

KILIÇDAROĞLU’NUN KONTROL EDİLEBİLİR LİSTE ÇIKARACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Seçimin ikinci tura kalma ihtimalinin yüksek olduğunu ve Kılıçdaorğlu’nun seçimi kazanması durumunda partiyi kontrol etmek isteyeceğini de kaydeden Ümit Yaldız, “2023 seçimleri tarihi bir seçim. Her seçim için kullanılır ama bu seçim gerçekten tarihi… Türkiye’nin ikinci yüzyılının seçimi, sistem değişikliği referandumu bu arada… Başkanlık sistemi tamam mı, parlamenter sisteme dönüş mü olacak, bu oylanacak. Bu seçimin sonucunda yüzde 50+1’i yakalamak zaruri… Çok başa baş geçecek görünüyor ve ikinci tura kalacak gibi görünüyor. Kemal Bey’in kaybettiğini düşünelim. Kazanmış olsa bile gittiği yerden cumhurbaşkanlığı koltuğundan partiyi kontrol etmek isteyecektir. Özal’dan itibaren bunu biliyorum. Diğer cumhurbaşkanları da aynı… Partiyi, genel başkanlığı bırakmayacağı hatta bıraksa bile kontrolü parlamentoda sürdürmek isteyecektir. CHP’yi serbest bıraktığında oradaki demokrasi virüsleri hemen harekete geçer. Farklı yapılar oluşur, kurultay toplanmak istenir, yeni lider arayışı söz konusu olabilir. En azından Kılıçdaroğlu’nun kontrol edilebilir liste çıkaracağını düşünüyorum” dedi.

ÖN SEÇİM ÇIKIŞI: DEMOKRASİ İÇİN ÖNCE KENDİMİZ BU GÖMLEĞİ GİYECEĞİZ
CHP’de milletvekili listelerinin belirlenmesinde ön seçimin önemine işaret eden Yaldız, demokrasinin en önemli sac ayaklarından birisinin parti içi demokrasi olduğunu ve bu konuda CHP’nin istenen sınavı veremediğini belirtti. Yaldız açıklamasında” Kılıçdaroğlu, İzmir’e geldi ve dört ayaktan bahsetti. Demokrasi ilk ayak dedi. Pazar günü göreceğiz. Sarı zarflar dağıtıldı ve istenilen adayların ismi yazıldı ve bunlar genel merkez gönderildi. Sar demokrasisi olur bunun adı ve arzu edilen değildir. Demokrasiyi askıya almanın hep bahanesi olmuştur. Hep bir kritik süreç sözü söylenir, ittifak var olmaz, ülkede kriz var başka sefer denir. CHP’nin daha demokratik tavırlar sergilediği de dönemler oldu. Kemal Bey 2015’te ön seçim sandığı kurdu ve İzmir’de Kılıçdaroğlu birinci çıktı. CHP’nin İzmir’de 2015 ve sonrası performansında çıtayı yükseltmiştir. Ön seçimciler başladı bu kez şunu demeye başladı: Bu ön seçim bir kere mi yapılıyor? O zaman cumhurbaşkanını bir kez seçelim 20 yıl kalsın. Demokrasi sözde değil özde olur. Biz demokrasiyi uygulayacağız, önce kendinizde uygulayın, biz de görelim. Ön seçim yapın demiyorum, sağlıklı anketler yaparsınız yada başka biçimler.
2015’teki önseçim de çok sağlıklı değildir. Üyenin yapısı da belli. Üye yapısı sağlıklı değil. Bunu İzmir’de en iyi biz biliyoruz. CHP’nin somut örneği Konak ilçesinden verilirdi. CHP seçmeni Alsancak-Güzelyalı hattındadır, üyeleri Kadifekale-Gültepe aksındadır. İyi de bu bölgede CHP’nin 2’inci, 3‘üncü olduğu yerler var. Delege ağalığı sistemi var. Kamyona doldurulup oy kullanmaya getirilenler vardı. CHP’nin 35 üyesinin olduğu seçim sandığından 0 aldığı dönemleri gördüm. 2007 seçimlerinde oldu. 9-10 mahallede CHP’nin üyesi sandık görevlisi var, oy çıkmıyordu. Netice itibariyle sandık konuldu ve üyeler oy kullandı. Sandıktan çıkan sonuca rıza gösterildi. Çünkü kantara çıktılar. Mesela 2014 yerel seçimleri… CHP belediye başkan adaylarının yarısı başka partilere gidip rakip oldular. Mevcut başkanlardan isimler, aday adaylarının olduğu çok sayıda isim başka partilerden aday oldu ve seçim kaybettirdiler. Ön seçim ya da demokratik bir süreç işlese kırgınlık olmaz, bunlar yaşanmaz. Demokrasi için önce kendimiz bu gömleği giyeceğiz ve giyebiliyorsak başkalarına da tavsiye edeceğiz” ifadelerini kullandı.

6’LI MASANIN 4’LÜ AYAĞININ İZMİR’DE KARŞILIĞI YOK
Ortak liste konusunda 6’lı Masa’da bulunan dört partinin İzmir’de varlık gösteremediğine dikkat çeken Yaldız, “bir sinerji umuluyor olabilir. Ama İzmir’de bu 6’lı Masa’nın 4 ayağının karşılığı yok. Araştırmalarımızda 4’ünün toplamı yüzde 1’i bulmuyor. Belki eksik ya da yanlış yapmışızdır denebilir. DEVA bir parça vardı o da son düzlükte İzmir seçmeninde ciddi bir erime yaşadı. 6’lı Masa’daki en büyük tereddüdüm buydu. Bu 6’lı Masa’da meşruiyet sorunu oluşturabilir. İYİ Parti’yi çıkarırsanız geriye seçmen nezdinde tartışmalı olan partiler... Siyaset böyle yürümüyor. Yeniden Refah, Saadet’in içini boşalttı. Yüde 1’e kadar karşılığı vardı Saadet Partisi’nin İzmir’de geçen yıla kadar. Parti tek başına olamaz. Partinin varlığı için birden fazla faktörü olması lazım. Tek başına lider yetmiyor ve bu partiler lider partisi… AK Parti’yi farklı kılan nokta 2001’de kurulduğunda kadro hareketi olarak kurulmuş olmasıydı. MHP, Milli Görüş, Anavatan, sonraki süreçte solcular vardı. 20 yıl önceki kadrodan 20 kişi sayabilirim. DEVA’ya baktığında Ali Babacan dışında başka kimse yok. Geecek Partisi’nde Davutoğlu dışında ikinci bir kişi var mı? Vitrinde o var sadece. Demokrat Parti zaten tek kişilik parti… Cemal Enginyurt eklendi sonradan… Bu partiler tek başına varlık gösteremez. İttifak içi ittifak olabilirdi. Olamadı. CHP listelerinde katılmaya karar verdiler ve onlar için çok zor bir durum var. Ömürleri CHP ile mücadele geçmiş. Davutoğlu vekil yazılacak. Handikaplı bir durum ama matematik buna mecbur kılıyor. 6’lı Masa etrafında poz vermek yerine farklı alanlarda çalışma yapıp kendilerini derinleştirselerdi çok farklı olabilirdi.

Muhalefetin seçimlere tek listede girmesinin daha avantajlı olabileceğini de söyleyen Yaldız, “6’lı Masa’nın tek listede çıkması benim görüşüm. Böylesi kritik bir seçimde büyük hedefleri olan niyet ortaya koyduysanız ve adayı tek aday olarak belirlediyseniz listesi de tek yapın. Partiler aşağıda rekabet etmesin, sinerji sorunu çıkmasın. Liste tek olursa İnce sorununun da çözerler. Kılıçdaroğlu oy isteyip İYİ Parti’ye oy isteniyor” dedi.


CHP’DE 4 KONTENJAN İSİM PARTİ İÇİNDE İSYAN ÇIKARTIR
CHP İzmir’in milletvekili aday listelerindeki kontenjan izdüşümünün ne olacağı konusunda değerlendirme yapan Ümit Yaldız, “Dördü içinde mi CHP kontenjan kullanacak? 4 ortaktan seçilecek yerlere kontenjan kullanırsa CHP’de iç isyan çıkar. Yerli gibi görünseler de İzmir’le ilgileri sınırlı olanlar da var. CHP’de böyle bir fotoğraf çıkmasına ihtimal vermiyorum. İki partinin listede olabilirliği var. DEVA olabilir, mantık olarak DP olabilir. Dış ilçelerde DP kültürünün var olduğu merkez sağ yapısı var. Tire, Ödemiş, Bergama’da bu kültür yaşıyordur. Soylu’nun bu sebeple de İzmir’i istediği söyleniyor” açıklamasında bulundu
ASLANOĞLU’NA UYARI: 236 ADAY ADAYI DÜŞMAN OLABİLİR
İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun süreci dikkatli yönetmesinin önemine dikkat çeken Yaldız, “bu tip seçim dönemleri yen il başkanları için kırılma noktasıdır. Gizli aday adayları sayı şu an İzmir’de 250… Bir hikayeleri var, 3’te 2’si kadrolu adaylar. Listeye 28 kişi girecek. Kontenjanları konuşuyoruz. Seçilecek sıra 8-8… Cumhurbaşkanı adayının performansına da bağlı olabilir bu sayı. 235-236 düşmanınız olur il başkanı sürece basarsa… En büyük yarayı aday adayları süreçlerinden almıştır il başkanları. Aslanoğlu geçtiğimiz günlerde de açıkladı ve  böyle bir tartışmaya girmek istemiyor olabilir. Ancak yakın olduğu vekiller olduğu söyleniyor. Murat Bakan, Kamil Okyay Sındır, Mahir Polat ile yakınlıklarından bahsediliyor” dedi.

İSİMLER AZ ÇOK BELLİ, TÜM MÜCADELE 3 KİŞİ İÇİN!
CHP’de milletvekilliği konusunda bazı isimlerin daha şanslı olduğunu kaydeden Yaldız, özellikle Murat Bakan’ın performansının anket sonuçlarına da yansıdığını ve seçmen bazında tanınır hale geldiğini kaydetti. Yaldız, “Murat Bakan’ın son dönemde kayda değer bir karşılığı olduğu araştırmalarda görülüyor. Diğer saydığımız arkadaşların da örgütlenmelerdeki bağları biliniyor ve şans veriliyor. Soyer’in yakın siyaset arkadaşı olarak bilinen kıdemli partili ve halen PM üyesi Rıfat Nalbantoğlu var. Doğu-Güneydoğu açılımlarında aşiretlerle olan ilişkilerde hatta Tahir Elçi’nin eşinin partiye katılımında Kılıçdaroğlu ile aynı karede olan Devrim Barş Çelik’e de şans tanınıyor. Eski il başkanı var. Tartışılsa da tekkeyi beklemiş ve şans tanınıyordu. Tuncay Özkan, Kılıçdaroğlu’nun çok yakınında… Bakıldığında 7-8 etti, kontenjanları da koyarsak tüm mücadele 3 kişi için olacak. Çok kıymetli gençler var. Siyasetin 50 yaş altına inmesi lazım, tecrübeye ihtiyaç var ve bu dengelenmeli. Tecrübeli yüzde 90, genç oranı yüzde 10… Bunun yarı yarıya inmesi lazım ve bunun öncülüğünü CHP yapması lazım” şeklinde konuştu.

MEMLEKET PARTİSİ, İZMİR’DE “İKİNCİ GENÇ PARTİ VAKASI” OLABİLİR!
Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin İzmir’de ciddi bir karşılığının olduğunu ve bunu yaptıkları anketlere de yansıdığını kaydeden Ümit Yaldız, Genç Parti’nin 2022 seçimlerinde yüzde 18 oy aldığını ve ikinci parti olduğunu hatırlattı. Cem Uzan ile kurulan bağın bir benzerinin İnce ile kurulmak üzerine olduğunu söyleyen Ümit Yaldız, “İnce, İzmir’de sonuçları en derinden etkileyecek figürlerden birisi… İzmir her zaman değişimin önünü açar, soran, sorgulayan kenttir. Bu kentin seçmenleri aydındır. Cumhuriyet tarihi boyunca dayatmaya karşı olmuştur. Seçmenin önünde iki tercih var. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu… İki isim de pamuklara sarılarak savunuluyor. Ulu kişi, liderimiz deniyor. Erdoğan için daha abartılı kelimeler kullanıldığını da görüyoruz. Kılıçdaroğlu da belli bir seçmen gözünde Erdoğan sonrası için ayağına diken değdirilmemesi gereken bir isim olarak görülüyor. İki adaya da ikna olmayan hatırı sayılır bir kitle de var. Özellikle gençler… İnce bu kapsamda tepki oylarını toplama merkezi olabilir. Sosyal medyada bu konuyu dert edinmiş, İnce’yi bölücü olarak yaftalayan ağır cümleler kuran seçmenler, politikacılar var. Muharrem İnce nereden, ne alır, ne kadar alır? Her iki adaya ikna olmayanları topluyor. Sizin adaylık süreçlerinde ben yokum. Millete sordular mı Kılıçdaroğlu aday olsun diye diyor… 3 Mart günü yaşanalar ortada. Kılıçdaroğlu aday olmalı mı, diğer adaylar mı, Kılıçdaroğlu mu devleti hangisi yönetir? Bana sorsanız Kılıçdaroğlu derim. Sizin iyi politikacı olmanız, sizin kazanmanızı sağlamayabilir. Sizin yıpranmışlığınız var çünkü. Erdoğan’ı tanımlarken 21 yıllık iktidar yorgunu olduğunu tanımlıyorsak burada muhalefet yorgunluğu da var. Kendi aralarında tartışma çıktı ve süreç zarar gördü. İşler böyle bir yürünüyor dendi seçmen açısında. Gençler buna itiraz etti ve adres İnce oldu. İnce’ye teklifi imzadan önce götürmek kimsenin aklına gelmedi mi? İnce’nin yüzde 7-9 arası oy alma potansiyeli görülüyor. Kendisinin yüzde 15-20 arasında potansiyeli görülüyor. Bu şu andaki rakam… Öyle bir şey kiki bir anda patladı. Zafer Partisi’ndeki tepki oylarını topladı, irili ufaklı partilerin içindeki oyları topladı, Kılıçdaroğlu’na tepki oylarını topladı. İnce’nin bir özelliği daha var. Diğer adaylara göre yaşı belki daha genç ama diri genç… Genç bir dil kullanıyor ve vücut dili ve hitap dili de genç. İsyankar bir dili var. Alayına gider yapıyor. İktidara da muhalefete vuruyor. İkisinden de muzdarip kitle var. Bu gerçek. Muharrem İnce’nin rahatlığı burada… Tüm bunlar onu belli bir kesim gözünde bir noktaya taşıyor. İzmir’deki oy oranı yüksek… Ülke geneli anketleri gördüm. İzmir’de Türkiye genelinden yüzde 30-40 fazla alıyor. İzmir’in kendi özellikleri var. İnce’nin İzmirle örtüşen demografik özellikleri var. Bu kentten iki seçmende biri Rumeli-Balkan göçmeni… Bu yüzden İnce ile geçmişte Cem Uzan ile kurulan bağın benzeri İnce ile kurulmak üzere. Cem Uzan bu kentte yüzde 18 oy aldı ve AK Parti’nin üzerinde seçimi ikinci bitirdi. Ne kadar sürdürülebilinir bu, kampanyalara bağlı. Kılıçdaroğlu şu anda İmamoğlu’nun her şey güzel olacak sloganına yakın bir slogan kullanıyor. “Sana söz baharlar gelecek” kampanyasını başlattı. İtirazı olan gençler ikna edilirse İnce’nin oyları eriyebilir, tersi katlanabilir. İnce’nin oy alma potansiyeli25 olduğunu biliyorum” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN KAYBEDERSE PARTİSİNİ KONTROL ETMESİ ZORLAŞABİLİR
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liste belirlemede MHP ve CHP’de olduğu gibi sadakati önemsediğini belirten Yaldız, “Erdoğan’ın uzun yıllardır en temel parametresi sadakat… 15 Temmuz’dan sonra iki katına çıktı. Adayların GBT’lerine bile baktıklarını düşünüyorum. Erdoğan kazandığında bir şey yok. Kaybettiğinde partisini kontrol etmek zorlaşabilir. Ne kadar karpuz seçer gibi seçin, belirleyin uzun süren iktidarın ardından dağılma hızlı olur. Kaybetse 45-46 dolayında kaybedeceğini varsayıyoruz araştırmalarda… Bir sonraki seçimlere kadar partiyi kontrol etmek isteyecektir. Yani herkes gücünü korumak istiyor. Bunun da yolu sadık bir parlamento yapısından geçer” dedi.

İZMİR’E BAKAN YOLLAMAYIN, İZMİRLİLERDEN BAKAN YAPIN!
AK Parti’nin İzmir listeleri ile ilgili bir değerlendirme yapan Ümit Yaldız şunları söyledi:

“Üç dönem kuralına Hamza Dağ’ın takılması AK Parti için handikap oluşturabilir. Dağ talep sahibi olmadığını da açıkladı. Başarılı vekillerin listede olmamasından kaynaklı olumsuz yaşanabilir. Bu durum nasıl ortadan kalkabilir? Teşkilat emeğini öncelerim. İthal adayı, bakanı bırakırım. AK Parti hala ders çıkaramadı. Yerel seçimde ithal aday getirdiler Denizli’den… Boylarının ölçüsünü aldılar. Milli Eğitim Bakanını kaç kişi tanıyor? Eğitim sisteminde ne kadar başarılı olunmuş? Bana sorsan Milli Eğitim Bakanının adını bilmiyorum. Vallahi de bilmiyorum. Kabinede de 2-3 kişiyi tanıyoruz. Neden tanımıyoruz. Parlamentodan değil atanmış isimler çünkü. Erdoğan’ın sözünün dışında inisiyatif alabilecek durumları yok. Türkiye’de eğitim çıtasını mı yükseltmiş bu bakan? İlk 500 üniversite arasına 5 okul mu sokmuş? Futbolcu Alpay’ın İzmir’de ne işi var? Mecliste kavga çıkarıyor. En çok ismini duyuran Alpay ama anketlerde kimse Alpay’ı vekil olarak tanımıyor. Yıllardır İzmir’de bunun kavgasını veriyorum. İzmir’e bakan yollamayın. İzmirlilerden bakan yapın ve kabineye İzmir’den birisini alın. Bu kent hakarettir bu… Bu kent cumhuriyetin ilk yıllarında kadroları ile memleketi yönetmiştir. İzmir’den kabineye girecek kalibrasyonda adam yok mu? Biz önerelim. Sadece AK Parti cephesinde değil. Kılıçdaroğlu, İzmir’den vekil ama millet halen bilmiyor. Kılıçdaroğlu’nun aday olması değil buradaki konu… İzmir’den birisinin Kılıçdaroğlu olmasıdır. Dersimli kemal, İstanbul vekili idi buraya gelmeden önce… Bu da kesmiyor. Bu kent siyaseten sahipsiz… Öteki muamelesi görüyor. Sadece AK Parti’de değil her partide durum aynı… CHP’nin kabinesinde ülkenin en büyük metropollerinden biri olan İzmir’de MYK’da sıfır çekiyor. Böyle bir ayıp olabilir mi? 2011’de Binali Bey, İzmir’e gönderildi. Bu harikulade sonuç verdi. İzmir, devletin yatırım gücünü hissedememesi ve kentin ikinci evlat muamelesi görmesi konusu üzerinden Binali Bey’in projeleri bu kente iyi geldi. Ama neden Binali Bey ile sınırlı kaldı. Pakdemirli tutunamadı yada tutundurmadılar. Sistem buna çok izin vermiyor yani bakanın kendisi olmasına. İzmir’in kabinelerde yokluğunun aşılması lazım. İzmir cumhuriyetin kurulduğu, kurtulduğu kenttir ve İzmir bu ülkede mayası olması gereken bir kenttir. İki taraftan da böyle. Oy alınıp yüzüne bakılmıyor. AK Parti açısından Binali Bey, Ertuğrul Bey geldi. Listelerde 7 il başkanı vardı. Ve yüzde 37’ye çıktı oylar. Teşkilat emeği var. İnsanlar mesai, emek harcıyor. 4 yılda 5 seçim yaşadı Sayın Bülent Delican. Bu insanı mesela görmezden gelmeyin. Kerem Ali Bey yeniden görev bekliyor. Uzun yıllar ilçe başkanlığı yapmış tekkeyi beklemiş insana çorbayı içirtmezseniz derin kırgınlık yaşanır. Bunlar yapılmazsa ekonomik kriz ve deprem konusunun kısmen daha çok üzerinden gelirler.

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }